Paylaş
Türkiye örnek model
Accor grubundaki deneyimlerinden yola çıkarak pandemi dönemindeki turizm hareketliliğine dair analiz yapan Yiğit Sezgin, Türk turizminin pandemiye adaptasyon yeteneğinin bölge ülkelerine kıyasla oldukça yüksek olduğunu belirtti.
Hem Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı “Güvenli Turizm” sertifikası hem de otellerin özverisiyle pandemi dönemi turizm karnemizin pekiyi olduğunu söyledi.
Otellerin aldığı önlemlerin ve tüm dünya turistlere kapılarını kapatırken Türkiye’nin gösterdiği misafirperverliğin global arenada örnek bir model olduğunun altını çizdi.
İstanbul’un Accor grubu tarafından bölgedeki “lifestyle” otelcilik merkezi olarak seçildiğini de söyleyen Sezgin, Türkiye’ye yatırımlarının artacağının müjdesini verdi.
Bu kapsamda Çeşme’deki Sheraton Otel’i yenileyerek 2022 yazında Swissotel markasıyla yeniden açacaklarını belirten Yiğit Sezgin, bu yeni otel ve rezidans projesinin Miami’dekine benzer mimari bir çizgide ama İzmir’in yerel dokusuyla uyumlu olacağını vurguladı.
Yenilikçi girişim
Yiğit Sezgin’in gastronomi ve turizm dünyasına dair verdiği bir diğer ilgi çekici haber ise son dönemin popüler kavramı Ghost Kitchen yani ‘Hayalet Mutfak’lara dair. Mayısta açacakları Kitch-in isimli dijital platform ile Accor bünyesindeki otellerin mutfaklarını kullanarak hem otel misafirlerine hem de çevredeki konut ve iş yerlerine online yemek servisi yapacaklarmış.
Birçok farklı yemek kültürünü temsil eden yeni restoran markaları kurup bunları sadece menü olarak bu online platformda kullanıcılara sunacaklarmış.
Pandemi döneminde otellerin atıl kalan mutfaklarını işletmek için iyi bir fikir.
Sezgin’in söylediğine göre, bu yöntemde normal bir restoranın kira, mutfak kurulumu, dekorasyon ve çalışan masrafları olmadığı için ünlü isimlerin kendi menülerini tasarlayarak konsept restoran markaları kurmaları da mümkün olacakmış.
ABD’de Kardashian Pizza veya Türkiye’de Aleyna Burger gibi markaların olduğunu düşünsenize!
Yerelleşen kazanacak
Global turizm markalarının lokal adaptasyonlarını her zaman sevmişimdir.
Parıltılı mermerlerin, altın kaplama ve varakların git gide demode olduğu otelcilik dünyasında entelektüel kitleyi çeken tek şey “düşünülmüşlük” emaresi olan detaylar.
Çeşme’de 15 Nisan’da sezon açılışını yapacak Reges Otel’in bu bağlamdaki yerel uygulamaları dikkatimi çekti.
Odalardaki bereket ve şans getirdiğine inanılan tavus kuşu görselleri, yatak başucunda bulunan Sakız Ağacı yaprakları, otelin Yunan tanrıçası Hemera’dan ilham alan restoranı Çeşme’de olduğunuzun ince birer kanıtı.
Keza adı Latince “kral” anlamına gelen otel, kuş bakışı incelendiğinde kral tacını andırıyor.
Sosyal medya yüzünden mimari uygulamaların gayet kopyalanabilir olduğu şu yüzyılda kazanan konseptler, yerel adaptasyon ve mevcut coğrafyaya uyumluluğu önemseyenler olacak.
Alaçatı kokan ürünler
İzmir demişken...
Alaçatı’nın butik otellerinden Alavya kendi ismini taşıyan ürünleri sattığı Alavyashop.com adlı bir platform kurmuş.
Telefonda sohbet ettiğim Rana Tabanca’nın anlattığına göre, sadece organik ve sürdürülebilirlik politikalarına uygun ürünler seçilerek Alaçatı ruhunu temsil eden bir seçki oluşturulmuş.
Ekşi mayalı ekmeklerden seramik tabaklara, köy yapımı reçellerden ev tekstil ürünlerine kadar buram buram Ege kokan bir yelpaze sunulmuş.
Özellikle çocukluğumuzun nostaljik defter serisine bayıldım.
Tabanca’nın tabiriyle “hızla dönen dünyaya sakin adımlarla ayak uydurabilmek” amacıyla kaynağında mutluluk olan ürünler tüketiciye sunulmuş.
Rana ve Erol Tabanca çifti pandemi dönemini değerlendirip felsefi bir dönüşüm başlatarak Alavya’nın dinginliğini tüm bu ürünler sayesinde evlere de taşımaya başlamış.
Paylaş