Scheufele: İstanbul Türkiye’nin gerdanlığı

Nazar boncuğu

İsviçreli Chopard markasının sahibi Caroline Scheufele ile görkemli “James Bond No Time To Die” filminin galası sonrası markanın ünlü Mayfair bölgesindeki mağazasında bir araya geldik.

Chopard’ın tasarımcıları, filmdeki Bond kızlarından ajan Paloma karakterini canlandıran Ana de Armas’ın taktığı “Green Carpet” koleksiyonu mücevherlerine ek olarak “Golden Hearts 007” isimli de bir koleksiyon hazırlamış.

Tam bir beyazperde tutkunu olduğunu öğrendiğim Caroline Scheufele’nin gözlerinden bu işbirliğinin heyecanı ve mutluluğunu okumak mümkündü. Bodrum, Monaco ve Moskova seyahatleri sonrası Londra’ya geldiğini söyleyen Scheufele “Pandeminin yavaşlamasıyla seyahatlerin artması mutluluk verici” dedi.

Caroline Scheufele, tüm koşuşturmasına rağmen kolundaki birçok bilekliği yanında götürmeyi ve takmayı ihmal etmediğini söyledi. Scheufele, nazar boncukluklu bilekliğini hiç çıkarmadığını ve nazara inandığını söyledi.

İlham veren Türkiye

Caroline Scheufele ile sohbetimiz esnasında dev bir mor ametist taşından yapılma sehpanın etrafında oturduk.
Scheufele, bu görkemli tasarıma “Şans Masası” adını verecek kadar doğal taşların güçlerine ve anlamlarına inanıyor.
Türkiye’nin en çok ziyaret ettiği ülkeler arasında olduğunu belirten Scheufele “Bu yaz Bodrum’a iki defa geldim. Türkiye’nin sahilleri, zeytinyağlı yemekleri ve doğal taş kültürü oldukça cezbedici. İstanbul ise başlı başına bir değer. Mücevher tasarımları yapan bir kişi olarak bence bu güzel şehir için ‘Türkiye’nin gerdanlığı’ demem çok doğru olur. Türkiye benim gibi kreatif işler yapan kişiler için ilham ve heyecan veren, ruhu besleyen etkileyici bir ülke” dedi.

Ünlülerin terzisi

James Bond galasında giyeceğim smokin için şehirdeki terzileri dolaşırken Chelsea bölgesindeki Oliver Brown isimli terizhane dikkatimi çekti.

Vitrinindeki 120 yıllık fötr şapkadan içerideki antik kol düğmelerine kadar buram buram tarih kokan mekan bir zaman makinesi gibiydi.

Geçmişte Brendan Hunt, Bear Grylls, Alexander Armstrong gibi isimlere elbiseler diken terzi günümüzde sinema ve TV dünyasından ünlülerin tercihi.

Eski İngiliz tipi bar arabası, deri valizler ve dekoratif geyik başları nostaljik bir mekanda olduğunuzun emareleri.

Londra’ya ziyaretinizde özel dikim provaları için çok zamanınız olmayacaksa markanın İngiliz çizgileri taşıyan hazır giyim kıyafetlerine butiğe uğrayarak veya online olarak göz atabilirsiniz.

Bembeyaz bir aday

Film dünyasından bahsetmişken... Bu yıl 58’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Film festivali geçtiğimiz gün başladı. Festivaldeki iddialı filmlerden biri de yönetmenliğini Necip Çağhan Özdemir’in, yapımcılığını ise Mustafa Karadeniz’in yaptığı, başrollerinde Mert Fırat, Ece Çeşmioğlu ve Rıza Akın’ın olduğu “Bembeyaz” isimli yapım.

Film, katılım gerçekleştirdiği Bari ve Şangay Uluslararası Film Festivalleri sonrası 9 Ekim’e kadar sürecek Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ana yarışmasında da yer alacakmış.

Mert Fırat açıkçası sadece oyunculuğu ve uluslararası başarılarıyla değil sürdürülebilirlik projelerine, çevre kampanyalarına duyarlılığıyla da fark yaratan biri. “Bembeyaz” filmi bakalım festival yolculuğunu adı gibi ak bir şekilde Antalya’da da sürdürebilecek mi...