Paylaş
Soyları 13. yüzyıla dayanan, İtalyan aristokrasisinin ünlü Bolza ailesine mensup Kont Benedikt Bolza ile Umbria bölgesindeki Hotel Castello di Reschio’de buluştuk.
Ortaçağ’ın masalsı atmosferini günümüzün modern imkânlarıyla birleştirmiş otel tam anlamıyla tarih kokuyordu. Dönem kıyafetleri giyen otel personeli, bin yıllık sur duvarları arkasındaki suit odalar, gölü andıran yüzme havuzu, müzayedelerden toplanmış antik mobilyalar ve doğal bir mağaranın saunaya dönüştürüldüğü bir SPA alanı...
Her taraf tarihi bir dizinin çekildiği bir film seti gibi. Bin 500 hektarlık dev bir araziyi yöneten Bolza ailesi ile işte böylesine büyülü bir ortamda tanıştım.
Vadilerce uzanan arazideki 50 tarihi yapının 30’unu restore eden mimar Kont Benedikt Bolza ile aynı arazideki eski bir tütün fabrikasından dönüştürdüğü mimarlık ofisinde buluştuk.
İki katlı binada onlarca mimar geriye kalan 20 Ortaçağ yapısının restorasyon projesine çalışıyordu.
Yeni Nesil Hayranlık
Kont Benedikt ile sohbetimizde, İtalya’da böylesine büyük bir dönüşümün başındaki bir mimardan İstanbul hayranlığı duymak açıkçası gurur verdi.
Bolza “İstanbul’a birçok defa geldim. Ayasofya ve Sultanahmet camileri tüm uluslarca saygı duyulacak birer sanat harikaları. Benim esas ilgim ise İstanbul yalılarına karşı. Eşsiz mimari çizgileri, tarihi ahşap dokuları, Boğaz’a olan hakimiyetleri ve taşıdıkları ruh beni tek kelimeyle büyülüyor. İstanbul’un enerjisi ne Paris’te ne New York’ta ne de bir başka dünya metropolünde var. Türkiye’ye daha önce iş için çocuklarım olmadan gittim. Şimdiki arzum 5 çocuğumu da İstanbul’u göstermek. Onların bu tarz ilham veren şehirleri tanıyarak büyümelerini istiyorum” dedi.
Açıkçası Kont Benedikt’in İstanbul hayranlığının kanımca ilginç bir kısmı da var. Aslen İtalyan bir banker olan Bolza ailesi Osmanlı’nın Viyana kuşatması zamanında Avusturya’ya taşınarak Osmanlı’ya karşı direnmeye çalışan imparatorluğa finansal destekte bulunmuş ve yüksek birer rütbeli olarak savaşa katılmış. Yıllar sonra İtalya topraklarına tekrar dönmüşler. Günümüzde ise aynı ailenin yeni nesil fertleri tam anlamıyla birer İstanbul âşığı ve Türkiye dostu.
At Çiftliğinde Sinema
Sohbetimize dev otel arazisinin bir başka köşesinde olan Ristorante Alle Scuderie isimli restoranda devam ettik. Bu alanda hem 40 atın yer aldığı çifliği ziyaret edebiliyor, hem de günlük düzenlenen yemek yapım ve zeytinyağı tadım atölyelerine katılabiliyorsunuz. Keza atların gündüz dolaştığı manej alanında gece açıkhava sinema gösterimlerini de ileyebiliyorsunuz.
Benim için esas etkileyici olan ise heykelıtraş Nic Fiddian Green’in arazi boyunca dağılmış anıtsal heykelleriydi. Tüm araziyi bir müzeye dönüştüren at heykellerinin nasıl hayat bulduğunu internetten izlemenizi öneririm.
Paylaş