Aspendos’ta opera

Zaman tüneli
Geçtiğimiz gün iletişim dünyasının renkli isimlerinden Arzu Demirer’den harika bir haber öğrendim. Geçtiğimiz gün iletişim dünyasının renkli isimlerinden Arzu Demirer’den harika bir haber öğrendim.


Antalya’daki 28. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’nin açılışı, Türk operasının büyük ustası, ünlü besteci Okan Demiriş’e ait “4. Murat Operası”yla başlayacakmış. Oldum olası Aspendos’u dünyanın en prestijli opera mekanlarından biri olarak gördüm ve yabancı dostlarıma burayı geçmiş ile modern dünyayı bağlayan bir zaman tüneli olarak anlattım. İtalyan operalarının sergilendiği Avrupa’daki o gösterişli salonlar belki Türkiye’de yok ama binlerce yıllık tarihle bezenmiş antik tiyatrolar bence bu işin ruhuna çok daha uygun ve etkileyici.İçinde Ortadoğu’nun en büyük opera salonunun yer alacağı AKM’nin açılışına sayılı günler kala ülkemizdeki opera gündeminin tekrar hareketlenmesi ise ayrıca sevinç verici.

Tarihten notalar
Sultan 4. Murat Han’ın yaşamı, annesi Kösem Sultan ile ilişkileri ve dönemsel olaylardan esinlenilen konusu ile Türk opera repertuvarında önemli bir yere sahip olan “4. Murat Operası”, sıra dışı müzikleri, görkemli dekor ve kostümleri ile 4 Eylül Cumartesi akşamı saat 21.00’de Antalya Devlet Opera ve Balesi tarafından Aspendos Tiyatrosu’nda sahnelenecek.


1980’de İstanbul’da gerçekleştirilen dünya prömiyerinin ardından 300’e yakın kez kapalı gişe olarak Türk ve uluslararası izleyicilerle buluşan bu müzik ziyafetine yurtdışından da birçok dinleyici katılacak.
Festivalin bir diğer heyecan verici operası ise ünlü İtalyan besteci Giacomo Puccini’in ölümsüz eseri “Madam Butterfly” olacak.

Doktor Ses
Müzik demişken... Hafta sonu ses hastalıkları uzmanı Prof. Dr. İsmail Koçak ile kliniğinde bir araya geldik.
Kendisi ses hastalıkları ve ses telleri tedavisinde dünyanın önde gelen cerrahlarından.
Dr. Koçak’tan çok enteresan ve popüler dünyanın estetik trendlerine hitap eden bilgiler öğrendim.
Meğer ince veya kalın sesli birçok iş insanı ve sanatçı, repütasyonlarını güçlendirmek için ses teli ameliyatı oluyormuş.
Bir nevi estetik ameliyatı yani.

Kişinin sesinin duruşunu ve algısını oldukça etkilediğini belirten Koçak, bu tedavinin çok talep gördüğünden bahsetti.
Aynı zamanda bir müzisyen olan ve doktorlardan oluşan kendi grubuyla konserler veren “Dr. Voice” lakaplı İsmail Koçak, ses sanatçılarına da danışman hekim olarak destek veriyor.
Hatta Türkiye’nin Eurovision’a katıldığı yıllarda sahne arkasında yarışmacılara ses hekimliğiyle destek dahi olmuş. Midenin sevmediği yiyeceklerin sese de iyi gelmediğini hatırlatan Koçak; süt, tarçın, kahve, yeşil çay ve asitli içeceklerin sese zarar verdiğini söylüyor.
İyi bir sesin reçetesi olarak salatalık gibi yeşil gıdalar ile kimyon tüketilmesini öneriyor.

Senfoni zamanı
Müzik dünyasına dair bir diğer haber de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’ndan.
Geçtiğimiz hafta “Yıldız Savaşları”, “Gladyatör”, “James Bond” gibi kült filmlerin müziklerinin seslendirildiği, ışın kılıçlarının havalarda savrulduğu İstanbul Night Flight konserlerinin ilki gerçekleşmiş ve oldukça ses getirmişti.
Yarın itibarıyla An Epic Symphony orkestrası, Hayko Cepkin, Manga ve Okan Bayülgen gibi ünlü isim ve gruplarla sahne alacakmış.

Farklı müzik türleri ve kültür kodlarını temsil eden sanatçıların senfoni orkestrası ile buluşacağı seri, oldukça iddialı bir kurguda hazırlanmış.
Bakalım böylesine farklı birliktelikler sahnede nasıl duracak...