Arda Sayıner

Dört el trendi

16 Aralık 2024
Dubai ve Londra’da “four hands dinner” dedikleri, iki şefin aynı mutfakta hazırlayarak sundukları yemekleri deneyimlemek trend. İşte İstanbul’da da örneklerine rastladığım ve hiç de kolay olmayan bu yemek hazırlama sürecine dair gözlemlerim...

Ego ve takım yönetimi

Rakamlara takılmayın. “Four hands” (dört el) yemek trendini dünyada bazı mekânlar “six hands” (altı el) seviyesine çıkarmış bile. Mutfaklarını üç ünlü şefin altı kıymetli eline ve deneyimine emanet etmiş.
İstanbul’da da “four hands” trendine uyum sağlayan bazı mekânlara denk geldim. Bu konseptte sadece herhangi iki şefin mutfağa girmesi yetmiyor. Misafirlere sunulan bu deneyim aslında kıdem ve deneyim olarak eşit isimlerin buluşması anlamına geliyor.
Kısacası çifte kalite bir deneyim yaşıyorsunuz. Normalde bir mutfağın tek bir lider şefi olur. Ama liderlik bölüşülünce, aynı derecede başarılı ve ünlü şefin bir arada olduğu bir mutfakta yapılan yemeklerin zamanlaması, seçtikleri ekiplerin koordineli çalışması, tariflerde uyum ve servisin sonundaki başarının paylaşılması disiplin ve egoları kenara koymayı gerektirir.
Bu sebeple “four hands” yemekler kelimenin tam anlamıyla işe dört elle sarılmayı beraberinde getiriyor.

Kiraz ağacıyla tütsülenmiş lezzetler

İlk “four hands” deneyimimi Four Season Bosphorus Otel’deki Aqua Restoran’da yaşadım. Soenil Bahadoer ve Görkem Özkan şeflerin hazırladığı menüyü, Boğaz manzarası kadar iddialı tabaklarda tattık.

Yazının Devamını Oku

İstanbul’da bir prens ve prenses

9 Aralık 2024
Japonya veliaht prensi ve prensesinin katılımıyla AKM’de düzenlenen Türkiye ile Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100’üncü yıldönümü etkinlikleri kapanış töreninde ben de vardım. İşte Türk-Japon iş ve sanat dünyasını bir araya getiren anlamlı törenden anekdotlar...

Dost kara günde belli olur

Bir taraftan Japonya’nın geleneksel sakura çiçekleri, diğer taraftan Türk lalesinden kalp motifleriyle süslenen Atatürk Kültür Merkezi’nin tiyatro salonunun fuayesi, iki ülke arasındaki manevi bağı ve karşılıklı zarafeti temsil eder nitelikteydi.

1924 Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla başlayan Türkiye-Japonya arasındaki diplomatik ilişkiler, 1925 yılında Japonya’nın, büyükelçilik açmasıyla hız kazanmış.

Depremlerin yaşattığı acı günlerde birbirine destek olan Türkiye ve Japonya’nın bu dostluk ilişkisi, yıllar içinde büyük yatırımları da beraberinde getirmiş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Marmaray gibi stratejik projelerin iki ülke iş birliğinde hayata geçmesi sağlanmış.

İşte bu tarihi dostluğun 100’üncü yılının 2024 yılı boyunca kutlandığı etkinlikler serisinin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçtiğimiz hafta AKM’de düzenlenen kapanış törenine ben de katıldım.

Türk ve Japon iş dünyasından birçok ünlü ismin bir araya geldiği törende Japonya Altes Veliaht Prensi Akishino Fumihito ve Akishino Kiko’nun salona giriş anı gerçekten heyecan vericiydi.

Altın rengi bir kimono giyen prensesin etkileyici sadeliği ve veliaht prensin takım elbisesi içindeki mütevazılığı Japon kültürüne hayranlığımı bir kez daha artırdı.

Yazının Devamını Oku

İstanbul'da lüks zirvesi

2 Aralık 2024
5 bin metrekare bir alan, Hollywood yıldızlarının düğünlerini yapan lüks uzmanları ve kış ile sanat temasını yansıtan gösterişli sofra tasarımları... İşte 4-6 Aralık’ta lüksün global liderlerini İstanbul’da ağırlayacak Sofralar Sergisi’nin detayları.

LÜKS DÜNYASININ GÖZÜ TÜRKİYE’DE

Dünyanın lüks etkinliklerinin tasarımcılarını ve Türk turizm liderlerini Rixos Tersane’de bir araya getirecek olan Sofralar Sergisi öncesi etkinliğin ev sahibi KM Events’in kurucusu Meltem Tepeler ile bir araya geldik.



Bu yıl özellikle Avrupa’dan rekor katılım aldıklarını belirten Tepeler “Türkiye yurtdışındaki lüks etkinliklerin hem satılması hem de ülkemizde düzenlenmesi adına giderek daha çok rağbet gören bir ülke haline geliyor. Anadolu sofraların, İstanbul ise tarihteki lüksün merkezi. Bu heyecanla yola çıkarak dünyanın ünlü etkinlik tasarımcıları ile lüks düğün ve VIP etkinlik sofraları sergisi hazırladık. Keza 3 günlük etkinliklerde Michelin yıldızlı şeflerle panellerden, yabancı etkinlik tasarımcılarının lüks düğün ve organizasyon atölyelerine kadar birçok yaratıcı eğitim tasarladık” dedi.
“Diversity in Luxury” platformu tarafından dünya lüks endüstrisinin en etkili 100 ismi arasına seçilen Antonio Paraiso’nun “Lükste Yaratıcılık ve Sanat” adlı konuşmasıyla başlayacak etkinliğin bu yılki teması ise yaratcılık.
Konsept sofra tasarımlarının sergisi dışında bu temaya özgü konuşmaların da olacağı etkinlikte “Yaratıcı Bir Marka Dünya Çapında Nasıl Büyütülebilir” konulu paneli Guadalupe Alvarez, Abdulaziz Alnoman, Alejandra Poupel gibi etkinlik sektörünün ünlü isimleri yönetecek.

İSTANBUL’A YENİ BİR BOTANİK PARK

Yazının Devamını Oku

Konya’daki çılgın Türkler

25 Kasım 2024
800 yıllık bir kervansaray, hemen arkasında 250 metre çapında dev bir obruk ve bu alanda 2.5 yıl süren bir değişim süreci. İşte Konya’daki Obruk Kervansaray’a ziyaretimden gözlemlerim...

Şehirde yeni bir destinasyon

1220 yılında inşa edildiği düşünülen Obruk Kervansaray, makus talihinden sıyrılıp restore edilerek bugün dünyanın en eski otellerinden biri olarak karşımızda duruyor.
Konya’nın Karatay ilçesinde dev bir obruğun hemen yanı başındaki otel, turizm gurusu Cem Kınay ve ilçe belediye başkanı Hasan Kılca’nın girişimleriyle hayata geçmiş. İki isim de çılgın bir karar alarak 2.5 yıl süren bir yolculuğa çıkmış.
Tamamen harap durumdaki kervansarayı ayağa kaldırmak, Karadeniz’den topladıkları yıkık ahşap evlerin ahşap parçalarıyla restore etmek, tarihi bir alanda restorasyon izinleri almak, bir bozkırın ortasındaki bu alanda hem lojistik hem de tüm zorlu doğa şartlarının arasında inşaat ve tedarik sürecine girişmek sadece bir vizyon ve girişimcilik değil, çılgın bir ruh ve turizm ile tarih aşkı taşımayı da gerektiriyor.


Cem Kınay’ın yılların getirdiği derin turizm deneyimi, belediye başkanı Hasan Kılca’nın vizyonu ve bürokratik yetenekleriyle birleşmiş. İçinde kendi koku ve lezzet müzesi olan, Beyşehir’deki antikacılardan tasarımlar barındıran, ahşaptan dönüşümle gerçek anlamda sürdürülebilir olan, konaklayanlar dışında turistlerin de ziyaret edebileceği bir müze otel konsepti ortaya çıkmış.

Yazının Devamını Oku

Osmanlı’dan miras

18 Kasım 2024
Vakko markası Çengelköy’deki otel lokasyonuyla ikinci kez Türk turizm arenasında. Üstelik bu sefer sahiplerinin kızı gibi gördüğü, Osmanlı’dan miras kalmış paha biçilmez bir yapıda...

Global marka karması

İstanbul’da tarihi mekânların geçirdiği dönüşüm heyecan verici. Bunlardan biri de Osmanlı zamanında ispirto fabrikası olarak inşaa edilmişken, bir konaklama tesisine dönüştürülen Sumahan Otel’in Vakko markası altında yaşadığı iddialı değişim.

Tam 2 yıllık bir süreç sonrasında yenilenen tarihi bina 11 odalı bir tesis olarak Vakko Hotel Sumahan Bosphorus ismiyle karşımızda.

Tüm geçmişinin yanında Paris’in ikonik markası Caviar Kaspia’yı ve Milano’dan Le Specialita restoran markalarını ilk kez İstanbul’a getiren Vakko gastronomik açıdan da bir katmadeğer ortaya koymuş.

Otelde görüştüğüm Vakko CEO’su Jaklin Güner “Sektörler arası tüm deneyimlerimizi, vizyonumuzu ve İstanbul aşkımızı bu otelde bir araya getirdik.

Bu tarihi binanın sahibi Nedret Butler otelin son halini gördüğünde ‘doğru ellere emanet etmişim’ ifadesini kullanması yorucu iki senenin tüm yükünü omuzlarımızdan aldı” dedi.

Turizm dünyasında insan kaynağı sağlamak adına bir okul projesi de hayata geçirdiklerini belirten Güner “Turizm yatırımlarını değerleri kılan aslen insana yapılan yatırım. Türk misafirperverliğinin DNA’sını global turizm işletmeciliğinin bilgileriyle harmanladığımız hem akademik hem de uygulamalı derslerin olduğu bir okulu, bu alanının en iyilerinden İsviçreli EHL iş birliğinde açtık” dedi.

Yazının Devamını Oku

MARKA ŞEHİR NASIL OLUNUR

11 Kasım 2024
Bu yıl 12’ncisi düzenlenen Brand Week etkinliğine katıldım. Bir taraftan bir şehrin nasıl markalaşacağını ve bu süreçte kültürün etkisini dinlerken diğer taraftan da İstanbul’u düşündüm.

KORKMAYA GEREK YOK

Brand Week konferanslar serisi 10’dan fazla sahnede 300’den fazla konuşmacısı ile Haliç Kongre Merkezi’nde geçtiğimiz hafta sona erdi.

Brand Week kurucusu Pelin Özkan’ın kadın temalı açılış konuşması ile Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun yapay zekâ denkleminde anlattığı ekonomik gelecek ön görüsü ilgi çekiciydi.

Acemoğlu’na göre yapay zekâ için mekanik ve robotik dünya henüz düşünüldüğü kadar hazır değil.

Makinelerin daha çok gelişmesi ve yapay zekâ yazılımlarına hizmet edecek hale gelmesi gerekiyor.

Tüm yüzyıllarda tekniğin ve teknolojinin insanı ikame ettiğine ve insalığın aslında buna alışık olduğuna değinen Acemoğlu yapay zekâ programları ile uyumlu çalışacak insan gücünün yetiştirilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.

Acemoğlu’na göre kaliteli insan gücü var olduğu ve kendi donanımlarımızı yapay zekâ süreçleriyle parelel geliştirdiğimiz sürece iş gücümüzü kaybetmekten korkmaya gerek yok.

Yazının Devamını Oku

Üç komşuya ziyaret

4 Kasım 2024
İstanbul’da ardı ardına yeni İtalyan restoranları açılıyor, eskiler de menülerini yeniliyor ve aktiviteler yapıyor. İşte birbirine komşu üç farklı İtalyan restoranına ziyaretim ve gözlemlerim.

Salatalı kokteyl

Conrad İstanbul Bosphorus’ta açılan Monteverdi, İstanbul’un en yeni İtalyan restoranı.
Bordo renklerin, mermer tasarımların hâkim olduğu mekân eski Bizans sarayları görkemi ve zarafetinde.
Lombardiyalı Şef Nicole Scandella’nın menüsünü hazırladığı restoranda etlerin ve peynirlerin yıllandırıldığı dolaplar ve bu ürünlerin gözünüzün önünde kesilerek hazırlandığı şarküteri reyonu bulunuyor.
Kokteyl menüsü de iddialı.
Menüde en farklı bulduğum lezzet ise kılıç balığından yapılma fındıklı carpaccio tarifiydi.

Yazının Devamını Oku

Tersanede neler oluyor?

28 Ekim 2024
Londra’dan ayağımın tozuyla İstanbul’a gelip Tersane İstanbul’u ilk kez ziyaret ettim. Birkaç farklı etkinliğe katıldım. İşte şehrin bu yeni destinasyonuna dair notlar.

KENDİ HALILARINI SERMİŞ

İstanbul başlı başına bir destinasyonken Tersane İstanbul destinasyon içinde ayrı bir destinasyon olmuş. Bu gözlemimi tersanede açılan Rixos Otel’de dolaşırken karşılaştığımız Fettah Tamince de sohbetimiz esnasında onaylayarak “Benim işim destinasyon yaratmak. Antalya’da Land of Legends nasıl bir destinasyon haline geldiyse burası da öyle olacak. Tüm etaplarıyla bu tarihi bölgede güzel ve uzun bir film başlattık, filmin sonu da umarım güzel olacak” dedi.

Lobide dolaşırken yerde serili dev el dokuması halıları işaret eden Tamince oteli ne kadar özelleştirmek ve farklı kılmak istediklerinin mesajını vererek, bu paha biçilemez tarihi halıların kendi özel koleksiyonundan otele getirildiğinin bilgisini verdi.

Josephine isimli restoranın barında, eski tersaneye atıfta bulunan, tavanda havada asılı duran kayık ve teknelerden etkilendim. Çok çarpıcı bir fikir ve uygulama olmuş.

Ayrıca puro ve viski odası olarak kullanılan alanın tasarımı ve büyüklüğü için İstanbul’daki bu amaçla kullanılan en iddialı alan diyebilirim. Kendimi Londra’da hissettim.

Tamince’nin göz bebeğim dediği Aliee otel markası yanında Orient Express otelinin ve 1995’te ilk defa Miami’de açılmış Delano otelinin bölgeye geleceğini duymak İstanbul’un turizm dünyasındaki markalaşması adına sevindirdi.

Yazının Devamını Oku