1 Eylül 2010
ANKARAKOL’da 14 Temmuz’da okuyucu şikayet ve temennilerine yer verdiğim yazımda, Ankara halkının emniyette özellikle pasaport ve trafik şubelerinde yaşanan aşırı yoğunluktan şikayetçi olduklarına dikkat çekmeye çalışmıştım.
Pasaport ve trafikte görev yapan rütbeli rütbesiz tüm personelin özveriyle çalışmasına rağmen, halkın yoğun talebine karşılık vermekte zorluk çektiğini anlattığım yazıda, Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya’nın soruna kısa sürede çözüm üretmesini temenni etmiştim.
Yeni birim kuruldu
Vatandaştan gelen talepleri değerlendirmeye alan Çatalkaya, kurmaylarıyla yaptığı çalışmalar doğrultusunda öncelikle Pasaport Şube Müdürlüğü’ndeki yoğunluğu azaltmak amacıyla kolları sıvadı. Emniyet müdürü, öncelikle yoğun pasaport talebinin olduğu Çankaya, Yenimahalle ve Keçiören ilçelerinde başvuru noktaları oluşturulmasına karar verdi. Yeni birimlerin kurulmasına ilişkin talep Ankara Valiliği’nce de onaylandı.
İlçe emniyet müdürlüklerinde faaliyete geçen pasaport birimlerinde görevlendirilecek personel ise hızlandırılmış eğitimden geçirildi. Emniyet yetkililerinden aldığım bilgilere göre ilk etapta Çankaya’da günde 40, Keçiören ve Yenimahalle’de ise günde 30’ar pasaport başvurusu alınacak. Bu sayının ilerleyen günlerde her ilçede 100’e çıkarılması öngörülüyor.
Tüm ilçelere yayılsın
Çatalkaya’nın, halkın emniyette saatlerce pasaport kuyruğunda beklememesi için gerçekleştirdiği bu uygulamanın diğer ilçe emniyet müdürlüklerinde de başlatılması gerektiğini düşünüyorum. Böylece her gün yaklaşık bin pasaportun verildiği şubenin yükü daha da hafiflemiş olacak.
Emniyet müdürünün, Trafik Tescil Şubesi’ndeki aşırı yoğunluğu önlemek için de çalışma yaptığını öğrendim. Çatalkaya, önümüzdeki günlerde sorunun çözümüyle ilgili somut adımlar atacak.
Provalar sürücüleri çıldırttı
Yazının Devamını Oku 25 Ağustos 2010
GEÇEN hafta okurlardan gelen şikayet ve temennileri yayınladığımız Ankarakol’u okuyan Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, vatandaşların şikayetlerini tek tek inceledi. Telefonla görüşme fırsatı bulduğum Çatalkaya, özellikle hırsızlık olaylarıyla ilgili eleştirileri tek tek değerlendirdi. Çatalkaya, Ankara’da hırsızlık olaylarının son azalması için tüm personeli aktif hale getireceklerini belirterek, şunları söyledi:
Vatandaş da duyarlı olmalı
“Ankara’daki önceliğimiz hırsızlık olaylarının önüne geçmek. Vatandaşlarımızın bu konudaki hassasiyetini anlıyorum. Gerekli önlemler alınacak. Gerekirse polis 24 saat sokakları ve caddeleri tek tek kontrol ederek hırsızlık olaylarının önüne geçecek. Ancak, sizin aracılığınızla halkımıza şunu söylemek istiyorum; polisin gösterdiği duyarlılığı onlar da evlerinde ve işyerlerinde aynı şekilde göstermeli. Özellikle tanımadıkları kişilere bina kapılarını açmamalı, evden dışarı çıktıklarında pencerelerini kilitlemeli ve bunun gibi birçok küçük ama hayati önlemler alarak bizlere yardımcı olmalı. Hırsızlığın önlenmesinde polisin gösterdiği çaba kadar halıkımızın da göstereceği çaba çok önemli.
TDP toplantı düzenleyecek
Önümüzdeki günlerde Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü aracılığıyla vatandaşlarımıza, hırsızlık olaylarının önüne geçmek için almaları gereken önlemler konusunda bilgilerin verildiği eğitim toplantıları düzenleyeceğiz. Broşür ve afişler dağıtarak halkımızın bu konuda daha duyarlı hale gelmesini sağlayacağız. Alınacak tedbirler sayesinde hırsızlık olaylarının kısa zamanda büyük ölçüde azalacağını temenni ediyoruz.”
Olay yerine 5-7 dakikada gidilmeli
Çatalkaya, Çankaya Birlik Mahallesi’nde oturan Mehmet Varlı’nın, yaşadığı sokak üzerinde gece geç saatlerde iki grup arasında kavga çıktığını, durumu polise bildirmesine rağmen dakikalarca kimsenin gelmediğini anlattığı şikayetinin ise çok ciddi olduğunu belirtti.
Emniyet müdürü, konuyu hassasiyetle araştırdıklarını ifade ederek, “Polislerimiz, 155 hattına ihbar geldikten sonra, olay mahalline uzaklığa göre en geç 5-7 dakika içinde bölgede olmalıdır. Eğer aksini tespit edersek idari soruşturma başlatıp sorumlular hakkında cezai işlem uygulanmasını sağlarız. Bu konuda hiç kimseye müsama göstermeyeceğiz. Vatandaşımızın hassasiyetine teşekkür ediyor ve konunun takipçisi olacağımı bilmenizi istiyorum” dedi.
Hız limitleri açıklansın
TRAFİKTE radarla kontrol döneminin başlaması, Ankara’da son dönemlerde en çok konuşulan konuların başında geliyor. Hemen her ana arterde direkler üzerine konulan hız radarları, sürücülerin korkulu rüyası haline geldi.
Yoldaki radarları gören Ankaralı sürücüler, hemen frene basarak hızını düşürüyor. Aslında birçok sürücü hangi yolda kaç kilometre hızla gidileceğini dahi bilmiyor. Emniyetin, özellikle Konya Yolu, İstanbul Yolu, Eskişehir Yolu ve Samsun Yolu’nun şehir içinde kalan kısımlarında kaç kilometre hızla gidileceğini sürücülere ayrıntılı biçimde bildirmesi gerektiğini düşünüyorum. Örneğin şehir içi hız sınırı trafik kurallarına göre 50 kilometreyken, Eskişehir Yolu üzerinde hız sınırı 70 kilometre olarak belirleniyor. Yani yola göre hız sınırı limitleri de farklılık gösteriyor.
Ankara Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin (UKOME) tüm yollar için hız limitlerini yeniden düzenleyerek bunu sürücülerle paylaşması önemli.
Yazının Devamını Oku 18 Ağustos 2010
ANKARAKOL’da bu hafta, telefonla ve elektronik posta yoluyla bizlere ulaşan okuyucularımızın şikayetlerine, önerilerine ve emniyetten beklentilerine yer vereceğim. Okurlarımızın büyük bir çoğunluğu bölgelerinde yaşanan hırsızlık olaylarından yakınarak, polislerin önlemlerini artırmasını istiyor.
Cezalar artırılmalı
Türkiye genelinde son yıllarda hırsızlık olaylarında artış olduğu bir gerçek. Ankara’da da bu sayı yıllar itibariyle artış gösterdi. Ancak emniyet mensuplarının vatandaşın can ve mal güvenliğini korumak için büyük bir gayret içinde olduklarını unutmayalım. Polisimizin bu gayretine karşılık, hırsızlık yaparken defalarca suçüstü yakalanan kişilerin dahi adli mercilerce serbest bırakılmasının en büyük sorun olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle önce adli düzenlemenin yapılarak cezaların artırılması gerekir. Aksi takdirde polisin aldığı önlemler her defasında yetersiz kalacaktır.
Polis önlemleri yetersiz
SİNCAN Fatih’te oturan Mustafa Gürel, bölgelerinde yaşanan hırsızlık olaylarının son aylarda inanılmaz boyutlara ulaştığını söylediği elektronik postasında, gün aşırı evlere hırsız girdiğine dikkat çekiyor. Gürel, mahallelerindeki madde bağımlısı gençlerin, hemen her sokak köşesinde, okul önlerinde bali ya da tiner kokladığına dikkat çekerek şunları söylüyor:
“Fatih’te hemen her gün hırsızlık olayları yaşanıyor. İnsanlar o kadar tedirgin ki evlerinde rahat uyuyamıyorlar. Polisler ara sokaklarda devriye atmadığı için hırsızlar evlere korkmadan girebiliyor. Ayrıca Fatih Mahallesi halkı madde bağımlısı gençler nedeniyle sokakta rahat rahat dolaşamıyorlar. İnsan evlerinin balkonunda dahi oturmaktan korkuyor. Okul bahçeleri, sokak köşelerinde bali ve tiner kokladıktan sonra çevrelerine zarar vermeye başlıyorlar. Polisi arıyoruz ancak ya gelmiyorlar ya da bağımlı gençleri uyarıp geri dönüyorlar. Yeni emniyet müdürümüzün bu konuda gerekli düzenlemeleri yapmasını istiyoruz.”
Psikolojimiz bozuldu
Mamak’tan Mehmet Öztürk, oturduğu sokak üzerinde iki gün içinde üç evin soyulduğunu ve psikolojilerinin bozulduğunu belirttiği elektronik postasında şunları söylüyor:
“Mamak’ta yaşanan hırsızlık olayları bir türlü sona ermiyor. Malımızdan çok canımızdan korkmaya başladık. İnsanlar artık geceleri uyuyamıyor. Polisleri sokaklarda yeterince görmüyoruz. Ana caddelerde devriye atıyorlar ancak ara sokaklarda gezmiyorlar. Emniyetin önlemlerini artırmasını istiyoruz.”
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden örnek karar
İZMİR Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru F.U., yüzde 94 engelli durumdaki oğluna daha fazla zaman ayırabilmek için Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı’na başvurarak kendisine ek görev ve nöbet yazılmamasını istedi. F.U.’nun durumu, İçişleri Bakanlığı aracılığıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne iletildi. EGM, zor durumdaki polis memurunun başvurusunu olumlu karşıladı. Genel Müdürlük, yaptığı değerlendirme sonucu, polis memurunun oğlunun durumunu göz önünde bulundurarak, F.U.’ya, mesai saatleri dışında ek görev ve gece nöbeti verilmemesini kararlaştırdı. EGM’nin bu kararı, F.U. ile aynı durumda olan birçok teşkilat mensubu için büyük bir adım oldu.
Kavga bitti polis geldi
ÇANKAYA Birlik’te oturan Mehmet Varlı, yaşadığı sokak üzerinde gece geç saatlerde iki grup arasında kavga çıktığını, durumu polise bildirmesine rağmen dakikalarca kimsenin gelmediğini söyledi. Varlı, olayı şöyle anlattı:
“Gençler sopalarla birbirine girdi hemen polisleri aradım. Bana aynı konuyla ilgili birkaç şikayet telefonu daha aldıklarını ve ekip gönderildiğini söylediler. Aradan 15 dakika geçmesine rağmen ne polis geldi ne de polis otosu. Gruplar kavgayı bitirip sokaktan ayrıldıktan birkaç dakika sonra polis bölgeye geldi. Eğer o olayda gençlerden biri ölseydi polisler bunun vebalini nasıl üstlenecekti?”
Bu yollarda hız sınırı kaç km?
ESMA Yıldırım isimli okurumuz, telefonla bize ulaşarak Ankara’da birçok bölgeye kurulan kameralı radarlardan duyduğu sıkıntıyı dile getirdi. Yıldırım, işi nedeniyle çok sık araç kullandığını ve bazı bölgelerde hız sınırının yola göre çok az olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Eskişehir, İstanbul, Samsun ve Konya Yolu’na kameralı radarlar konuldu. Ancak bu yollarda sürücülerin kaç kilometre hızla gideceğini kimse bilmiyor. Emniyet ya da Valilik bu konuda açıklama yapmalı. Hız sınırı 70 mi? 50 mi? Amaç trafik cezası kesmek değil sürücülere kuralları öğretmekse, öncelikle hız sınırı hakkında yeterli bilgiler bizlere aktarılmalı.”
Yazının Devamını Oku 4 Ağustos 2010
Kritik, yoğun bir süreçten geçen Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Zeki Çatalkaya’ya, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal da tam destek verdi.
Emniyet koridorlarında kulaktan kulağa yayılan bilgilere göre, Atalay ve Köksal, Çatalkaya’yla görüşerek, emniyet içi atamalarda hiçbir şekilde tavassutta bulunulmayacağını söyledi ve çalışacağı kadroyu tamamen kendisinin belirlemesini istedi.
Çatalkaya, Bakan ve Genel Müdür’den aldığı güçle dün itibariyle yeni ekibin isimlerini belirledi.
Emniyet müdürü, listesini belirlemek için adeta kılı kırk yardı. Günlerdir makamına davet ettiği müdür yardımcıları ve şube müdürlerinden çalışmalarına ilişkin brifing alan Çatalkaya, gece geç saatlere kadar telsiz anonslarını takip etti ve şehrin suç profili hakkında bilgiler edindi.
Kısa sürede personelinin mesleki bilgilerini kontrol etme fırsatı da bulan Çatalkaya, ilgili birimlerin müdürlerini sık sık telefonla arayarak, sorular yöneltti ve olaylar karşısında alınacak tedbirlerin neler olduğunu anlatmalarını istedi.
Yeri gelmişken şunu söyleyeyim; Çatalkaya’ya rütbeli rütbesiz tüm personelin güveni tam. Görüştüğüm hemen her polis, emniyet müdürünün yeni kadroyla büyük başarılara imza atacağı yönünde görüş belirtiyor. Çatalkaya’yla, Van, Diyarbakır, Bursa’da çalışma fırsatı bulan rütbeli personel ise, emniyet müdürünün dengeleri koruyarak huzurlu bir çalışma ortamını kısa sürede sağlayacağından emin.
Motivasyon için adı yetti
Hemen her meslekte olduğu gibi polislikte de motivasyon çok önemli. Eğer motivasyonunuz yoksa bırakın suçluyu yakalamayı, izini dahi süremezsiniz. Ankara Emniyeti’nde son dönemde yaşanan üzücü, bir o kadar da teşkilatı yıpratan olaylar personelin motivasyonunu önemli ölçüde etkiledi. Ancak yeni Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya’nın göreve başlamasıyla birlikte tüm birimler yeniden dirildi. Karakol kapısında nöbet tutan polislerden, emniyet müdür yardımcılarına kadar herkes işine dört kolla sarıldı.
Yazının Devamını Oku 28 Temmuz 2010
ANKARA’nın yeni Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, geçtiğimiz günlerde görevine başladı. Başkente emniyet müdürü olmak gerçekten kolay değil. Polisin asli görevi olan halkın huzur ve güvenliğini sağlamanın yanısıra, devlet erkanını koruyacak, hemen her hafta düzenlenen mitinglerde önlem alacak, trafiği düzenleyecek, spor müsabakalarının emniyetini sağlayacaksınız ve bunlar gibi uzayıp giden listedeki tüm görevleri hatasız yerine getireceksiniz.
4.2 milyon nüfuslu Ankara’da bu görevleri yerine getirirken en büyük ihtiyacınız, birlikte çalıştığınız personelin motivasyonunun tam olması. Bununla birlikte emniyet müdüründen, şube müdürlerine, hatta karakol kapısında nöbet tutan polislere kadar herkesin uyum içinde çalışması çok önemli.
Ne uyum kaldı ne motivasyon
Ankara Emniyeti’nde son birkaç haftadır yaşanan gelişmelere ve olaylara baktığımızda, personelin motivasyon ve uyumunun düştüğünü söylemek yanlış olmaz. Yüksek sesle dile getirilmese de tüm birimlerde aynı şeyler konuşuluyor ve herkesin kafasında soru işaretleri var.
Acil değişiklik beklentisi...
Tüm bu olumsuzluklara dikkat çektikten sonra atılması gereken en acil adım emniyet koridorlarında da seslendiriliyor. Bu adım, Çatalkaya’nın kadrosunu en kısa sürede kurarak, uyum içinde çalışacak yeni isimlere görev vermesi... Aksi takdirde mızrak çuvala sığmayacak ve işler her geçen gün daha da karışık hale gelecek. Emniyet koridorlarındaki görüş ve beklenti de zaten bu yönde.
Geçtiğimiz Cumartesi günü halen İzmir’de görev yapan üst düzey bir emniyet yetkilisiyle sohbet etme fırsatı buldum. Bir süre Çatalkaya’yla çalışan üst düzey yetkili, yeni emniyet müdürü için, “Çok etkili bir isim. Emniyeti birkaç hafta içinde toparlayıp yoluna devam eder” görüşünü dile getirdi. Aynı düşünceleri, Çatalkaya’nın daha önce görev yaptığı Bursa Emniyet Müdürlüğü’ndeki bazı şube müdürleri ve gazeteci arkadaşlar da dile getirdi.
İlk iş listeleri inceliyor
Yeri gelmişken hemen şunu söyleyeyim, Çatalkaya da tüm bu sıkıntıları görmüş olmalı ki göreve başlar başlamaz personel listelerini tek tek incelemeye aldı. Rütbeli personelin sicil notundan, çalıştıkları şubelere, hatta görev aldıkları operasyonlara kadar değerlendiren emniyet müdürünün önümüzdeki günlerde köklü bir değişiklik yapacağı yönünde duyumlar aldım.
Çatalkaya’nın ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı daire başkanlıklarıyla uyum içinde çalışmak için, bazı şube müdürlüklerine getireceği isimler konusunda görüşmeler yaptığını öğrendim. Emniyet müdürünün hangi şubelerle ilgili görüştüğünü zikretmenin doğru olmadığını düşündüğüm için burada isimlere yer vermeyeceğim.
Zeki Çatalkaya’ya yeni ve meşakkatli görevinde başarılar diliyorum.
Polisler üvey evlat mı?
12 EYLÜL’de yapılacak Anayasa değişikliği oylaması nedeniyle görev alacakların ücretleri belirlenerek, önceki gün Yüksek Seçim Kurulu tarafından açıklandı. Açıklandı ama listede bir tek polisler yok! Yani her seçimde olduğu gibi referandumda da polislere devletin kasasından kuruş verilmeyecek. Listede, binalarda görevlendirilen temizlik personelinden, şoför ve hizmetlilere, YSK başkan ve üyelerinden, çeşitli kurumların genel müdürleri ile daire başkanları dahi bulunuyor.
İki ilçenin büyük başarısı
BİRİ Ankara’nın en eski ilçelerinden olan Yenimahalle, diğeri yükselen trend Etimesgut. Her iki ilçenin ortak noktası son bir yıl içinde suç ve suçluyla mücadelede yakalanan büyük başarı. Yenimahalle İlçe Emniyet Müdürü Savaş Demirel ve Etimesgut İlçe Emniyet Müdürü Süleyman Memiş’in göreve başlamasının ardından geçen bir yıllık süre içinde, her iki ilçede de suç oranları yüzde 30 azaldı. Ekip çalışmasının ve takım ruhunun başarıya ulaştığı her iki ilçenin emniyet müdürlerini bu anlamda kutluyorum.
Ancak şu önemli noktaya dikkat çekmeden geçemeyeceğim; Bildiğiniz gibi İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla Çayyolu ve Ümitköy, 2009 Ağustos’undan itibaren jandarmanın sorumluluk alanından alınarak polise devredildi.
Mobil polis merkezleri
İki semtin büyük bir kısmının kontrolü ise konumları nedeniyle Yenimahalle İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne geçti. Devir süreci başladığında semt halkının çoğunluğu karara karşı çıktı. Hatta İçişleri Bakanlığı aleyhinde dava dahi açıldı. Ancak, Demirel ve ekibi bir yıldır kendi görev sahalarına dahil olan Çayyolu ve Ümitköy’de birçok mobil polis merkezi oluşturarak, hizmeti halkın ayağına kadar getirdi. Ayrıca, polis-vatandaş işbirliğinin sağlanması için birçok yeni uygulama başlatıldı. 24 saat sivil ekiplerin ring atarak asayişi kontrol altında tuttuğu Çayyolu ve Ümitköy’de yaşayanlar, bugünlerde polise teşekkür mesajları yağdırıyor. Bu nedenle Yenimahalle İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli tüm polisleri bir kez daha tebrik ediyorum.
“Polise karışılmaz, vazifesini yaparken serbest bırakılmalıdır.” (1931)
Mustafa Kemal Atatürk
Yazının Devamını Oku 21 Temmuz 2010
ANKARA Emniyet Müdürlüğü’nde haftalardır süren belirsizlik nihayet sona erdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın imzalarıyla, Orhan Özdemir, Emniyet Genel Müdürlüğü emrine atanırken, Bursa Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, Ankara Emniyet Müdürlüğü görevine getirildi. Öncelikle Çatalkaya’nın özgeçmişine kısaca değineyim.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hemşehrisi olan Çatalkaya, 1976 yılında Polis Akademisi’ni bitirerek, komiser yardımcısı rütbesiyle göreve başladı. Malatya, Ankara, Kars, İzmir, İstanbul Emniyet Müdürlükleri’nde çalışan Çatalkaya, 1998-2002 yılları arası Van Emniyet Müdürü, 2002-2005 yılları arası Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda baş müfettiş, Şubat 2005-Haziran 2009 yılları arası Diyarbakır Emniyet Müdürü olarak görev yaptı ve 2 Temmuz 2009 tarihinde Bursa’da göreve başladı.
Terör konusunda uzman olan Çatalkaya, beş yıl süreyle yürüttüğü Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevi sırasında, PKK’nın şehir yapılanması olan KCK’yı deşifre ederek büyük bir başarıya imza attı.
Bursa’da başarının sırrı trafik ve asayişte düzen
Çatalkaya’nın Ankara’ya atandığını öğrendikten sonra vakit kaybetmeden Bursa’daki meslektaşlarımla görüştüm. Emniyet Müdürünün, başta trafik ve asayiş alanlarında yaptığı yeni düzenlemelerle halkın büyük sevgisini kazandığını söylediler. Ayrıca, uyum içinde çalıştığı personelinin, “Baba” lakabını taktığı Çatalkaya’nın, özellikle polis memurlarının eğitimine bir hayli önem verdiğine dikkat çektiler. Çatalkaya’nın uzman olduğu terör konusunda, Bursa ve ilçelerinde de ciddi çalışmalar yaptığı yine meslektaşlarımın bana aktardığı bilgiler arasında yer aldı.
Kadrolarda hızlı ve köklü değişiklik yok
Gelelim son yılların en sıcak yazını geçiren Ankara Emniyeti personeline. Çatalkaya’nın atama kararının ardından Ankara polisi, belirsizlik sona erdiği için rahat bir nefes aldı. Son üç gündür emniyetin tüm birimlerinde konuşulan tek konu, Çatalkaya’nın göreve başlamasından sonra tayin ve terfilerle boşalan koltuklara hangi isimlerin getirileceği. Emniyet müdür yardımcıları, şube müdürleri ve büro amirleri, izinlerini dahi kullanmadan yeni müdürün göreve başlamasını sabırsızlıkla bekliyor.
Hemen şunu belirteyim, Çatalkaya’nın yakın çevresinden aldığım bilgilere göre, emniyet müdürü Ankara’da göreve başladıktan sonra köklü bir değişikliğe gitmeyecek ve mevcut kadroyu yaklaşık bir ay takibe aldıktan sonra gerekli görürse değişiklik yapacak. Çatalkaya, tayin ve terfilerle boşalan koltuklara ise yine emniyet içinden atama yapacak. Çatalkaya’nın, Bursa Emniyet Müdürlüğü kadrosunda beraber görev yapan bazı rütbeli isimleri de Ankara kadrosuna dahil etmek istediği ve bu yönde görüşmeler yaptığı konuşuluyor. Birkaç gün içinde koltuğuna oturması beklenen Çatalkaya’ya yeni ve meşakkatli görevinde başarılar diliyorum.
Bir milyon 200 bin araca 230 polis
Yazının Devamını Oku 14 Temmuz 2010
ANKARA Emniyet Müdürlüğü’nün en yoğun şubelerinden biri Trafik Tescil, diğeri ise Pasaport Şubesi. Geçen hafta yayınlanan ilk yazımın ardından, birçok vatandaş elektronik posta adresime gönderdiği mesajda, iki şubede yaşanan aşırı yoğunluktan yakındı.
Okurlarımızdan Ahmet Türkmen, yurt dışında toplantıya katılacağını, pasaportunun süresini uzatmak için üç gün üst üste emniyete gittiğini ancak sıra numarası dahi alamadığını belirtti.
Okurumuz Emel Uzun ise, ehliyetini yenilerken Trafik Tescil Şubesi’ndeki yoğunluğu, “Nefes almakta zorlandım” diyerek özetledi.
Önce psikolojik olarak hazırlanın
Uzun süredir polis muhabiri olarak görev yaptığım için öncelikle şunu söylemeliyim; bu günlerde Pasaport Şubesi’ne işiniz düştüyse, her şeyden önce kendinizi psikolojik olarak hazır hissedin. Çünkü, işiniz gerçekten çok zor. Hac ve umre döneminin yaklaşması, şubedeki yoğunluğu iki katına çıkarırken, yaz tatili için yurt dışı seyahatine gitmek isteyenler talebi daha da arttırıyor. Buna rağmen şubedeki personel sayısı ise aynı!
Şanslı bin vatandaş
Sıramatikten numara almak isteyen yüzlerce vatandaş güneşin ilk ışıklarıyla birlikte emniyetin kapısının önünde nöbet tutuyor. Kapılar açıldıktan birkaç dakika sonra ise numaralar tükeniyor. Numara alabilen bin şanslı vatandaşın arasındaysanız, işlemleriniz gün içinde tamamlıyor. Yok değilseniz vay halinize.
Sorunun temelinde, Pasaport Şubesi’nde özveriyle çalışan hiçbir rütbeli ya da rütbesiz polis yok. Aksine görevli polisler insan üstü çalışma ve gayretle vatandaşın işlemlerini kısa sürede halletmeye çalışıyor.
O zaman “Sorun ne?” diye soracak olursanız, cevapları şöyle sıralayabilirim:
Çalışan personelin yetersizliği, şubeye ayrılan alanın dar olması ve zaman zaman arızalanan sistem.
Yeni hizmet binası şart
Düşünün, merkez nüfusu 4.2 milyonu bulan Ankara’da, Pasaport Şubesi’nde görev yapan sadece 60 personel var. Hergün binlerce vatandaşa 60 kişiyle hizmet sunup, tek tek memnuniyetini kazanmak tabii ki olanaksız. Zaten konuyla ilgili görüştüğüm üst düzey yetkililer de benimle aynı düşüncede. O zaman sorunun aşılmasında alınacak en önemli tedbir Pasaport Şubesi personel sayısının en azından iki katına çıkarılması ve hizmet alanının genişletilmesi olacak.
Halen İzmir Emniyet Müdürü olarak görev yapan Ercüment Yılmaz, Ankara Emniyet Müdürü olduğu dönemde Pasaport Şubesi’nin yeni bir hizmet binasına taşınması için girişimlerde bulunmuştu. Ancak proje, Yılmaz’ın tayininin çıkması nedeniyle rafa kalktı. Eğer şubenin yoğunluğunun hafifletilmesi isteniyorsa biran önce projenin hayata geçirilmesi önemli.
Haftasonları da çalışsalar
Emniyet, aynı sorunların yaşandığı Trafik Tescil Şubesi için de vatandaşları rahatlatacak tedbirler almalı. Ehliyet, ruhsat, plaka ve diğer trafik işlemleri için insanlar saatlerce hatta günlerce şubede bekletilmemeli. Bankoların arkasında özveriyle aralıksız çalışan az sayıdaki polis memuru ve rütbeli de böylece mağdur edilmemiş olur.
Okurlarımızdan Murat Salman, her iki şubenin hafta sonu da hizmet vermesini istediği elektronik postasında, yoğunluğun azalabileceğine dikkat çekiyor. Bolu Emniyet Müdürlüğü’nün geçtiğimiz günlerde hayata geçirdiği bu projenin, Ankara’da da Pasaport Şube için en azından hac ve umre dönemlerinde uygulanabilir.
Yazının Devamını Oku 7 Temmuz 2010
ANKARA Emniyet Müdürlüğü’nde son 15 gündür konuşulan tek konu Orhan Özdemir hakkında çıkarılan tutuklama kararı.
Kayseri’de düzenlenen operasyona ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor. Türkiye’nin de gündemine oturan tutuklama kararı sonrası emniyette en sıcak yaz yaşanıyor. Her şubede, her büroda, her odada ayrı görüşler dile getiriliyor. Bu anlamda “soğuk savaş” benzetmesinin emniyette yaşanları özetlediğini düşünüyorum.
Çalkantılı günlerin başlamasından itibaren hemen her rütbeliyle görüşme ve olan biteni değerlendirme fırsatı buldum. Sadece gazeteci gözüyle Ankara Emniyeti’nde yaşanan tarihi bir dönemi anlamaya çalışıyorum. Ancak yaşanan bu gelişmelerde elbette taraf değilim, olamam. Ve ortada adli bir soruşturma devam ederken, birilerinin Özdemir’i aklamaya ya da suçlamaya çalışmasının doğru olmadığını da düşünüyorum. Yüce Türk adaleti sonunda en doğru kararı verecektir.
Ortak temenni
Seslendirilen bir dilek de var emniyet koridorlarında: Ankara Emniyeti’nde yeni atama ve görevlendirmelerin bir an önce yapılarak bu tartışmaların artık sona erdirilmesi...
Orhan Özdemir’in bazı konuşmalarının dinlemeye takılması, geçtiğimiz hafta gazete ve televizyonlarda geniş yer aldı. Bu haberlerin ardından birçok emniyet personeli cep telefonlarıyla yaptıkları görüşmelerine dikkat ediyor. Teşkilat mensuplarının birçoğu gazetecilerin dahi telefonlarına cevap vermezken, tanımadıkları telefon numaralarıyla konuşmamayı tercih ediyor. Özellikle rütbeli personel telefon konuşmalarını, cep telefonları yerine sabit telefonlardan yapmayı uygun görüyor.
Sekiz isme terfi
Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne uzun yıllar emek vererek başarılı çalışmalara imza atan emniyet müdür yardımcıları Cihangir Çelik, Mümin Toslalı, Serdar Soyer, Mustafa Gökçimen, Ahmet Oğan, İsmail Safter Çolak, Mahir Ersöz ve Zikri Günay, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kararıyla, 1. Sınıf Emniyet Müdürlüğü görevine atandı. Başta Çelik olmak üzere terfi eden tüm müdür yardımcılarına yeni görevlerinde başarılar diliyorum.
Her hafta o koridorlarda(n)
Yazının Devamını Oku