Paylaş
*
Haydi söyleyelim hep birlikte, ‘Bu WhatsApp olmadan önce ne yapıyorduk biz?’
İş hayatının olmazsa olmazı. En ciddi toplantıların notları buradan iletiliyor. Hatta toplantı saatleri buradan belirleniyor. ‘Toplantıyı duymadın mı? Ne? Geç mi kaldın? WhatsApp’tan yazmışlardı şekerim!’
Sadece beyaz yaka bir ortam da değil iş hayatı için. Eve lavabo tamiratı için usta mı çağıracaksın? Sifon mu bozuldu veya? Ustayı arayınca şöyle diyor, ‘Abi resmini çekip bir yolla bana, hem fiyat vereyim, hem de malzeme alıp geleyim!’
Gençler okulda aktif bir şekilde kullanıyorlar. Derslerin notları, buluşma saatleri, okulun gıybetleri...
Aile hayatımızın bir parçası tabi ki. ‘Nazar değmesin aman!’ diye sosyal medyaya konmayan ama dedeye, babaanneye, teyzeye yollanacak bütün fotoğraflar WhatsApp’a düzenli yükleniyor. Eline telefon alan evin en küçüğü de, akıllı telefonla sınav veren en büyüğü de WhatsApp’a son derece hakim.
Arkadaş grupları için olmazsa olmaz. Her durum ve her özel topluluk için ayrı bir grup açılıyor. Hepsinde tıkır tıkır yazışılıyor. İki saat telefondan gözünü kaçır; birine bakıyorsun seksen iki okunmamış yazışma var, diğerinde yüz elli dört!
*
Yakın arkadaşlar arasında özel gruplar var, sansürsüz konuşulan bol küfürlü sadece erkekler grubu, her şeyin didik didik edildiği sadece kızlar grubu, bizim oğlanın basketbol grubu, öbürünün futbol grubu, sizin kızın voleybol grubu, özel geceler için açılmış gruplar, kuzenler grubu veya eski sınıf arkadaşlarıyla buluşma ayarlamaya çalışılan mezuniyet grupları, bayramda seyranda aile büyükleriyle konuşulan gruplar, tatil için açılmış ve fotoğrafların stoklandığı gruplar, okul aile birliği grubu, anlaştığın velilerle daha dar bir çerçevede sınırlanmış gruplar, sürpriz doğum günü grupları, on yakın arkadaşın muhabbet ettiği grup, dokuz yakın arkadaşın birini dışarda bırakarak hakkında konuştuğu grup, var da var...
*
Bu kadar sosyal bir ortam olur da, kendi kültürünü, kısıtlamalarını, ayıplarını, kendi görgü kurallarını oluşturmaz mı?
Eskiden telefonu açmayınca neredeyse dayak yiyorduk arayandan, bildiğin kızıyordu karşı taraf. ‘E aradım, açmadın?’ Yahu telefon yanımda değil!
Pek inanılası değil tabi, ‘Kesin benim aradığımı görüp açmamıştır’ yaftasını yiyorsun hemen.
Bir yerlerde okumuştum, şöyle diyordu: ‘Karşıdaki telefon açılmıyorsa, sen önemsizsin demektir. O telefon birilerine mutlaka açılıyordur...’
Ne kadar acımasız bir genelleme! Ama cep telefonu, kendi kuralını koymuştu bile...
*
Şimdi bir de WhatsApp adabımuaşereti çıktı başımıza.
Mesajı okumanın, okuyunca yanıtlamanın, yanıtlama zamanının, gruplarda var olmanın kendine has kuralları var. Yazılı çizili kurallar değil bunlar ama kanun gibi yerleşmiş bir şekilde içimize. Bunu yaparsan hoşa gidiyor, şunu yaparsan takdir topluyor, böyle yaparsan ayıp oluyor, şöyle yaparsan yanlış anlaşılıyor...
*
WhatsApp da bir acayip! Neredeyse hiç ara bulmaya çalışmıyor, sanki insanları birbirine karşı fişekliyor!
Bir defa, bir gruba seni istemeden herkes ekleyebiliyor. Burası çok saçma. Sordun mu bana ey WhatsApp, acaba ben o grupta olmayı istiyor muyum? Girince çıkamadığın, filmlerdeki İtalyan mafyası gibi bir durum! Çıkınca arkandan bir gıybet başlıyor, ‘Bilmem kim gruptan çıkmış! Ne oldu acaba?’
Girerken bana hiç bir şey sormayan WhatsApp, çıkınca hemen ortalığı velveleye veriyor, ‘Bilmem kim gruptan ayrıldı!’ Söylemesen olmuyor mu? Sana niye dert oluyor?
Sabahın altısında ‘Günaydınn!’ diye fıkırdamaya başlayan bir gruptan çeşitli sebeplerle çıkınca, WhatsApp gruplarındaki insanlara sanki şunu diyorsun konuşulmayan, adı konmamış görgü kurallarına göre, ‘Ben sizden değilim, boş muhabbetinizle de ilgilenmiyorum!’
‘Yahu ne alakası var?’ diye cevap da veremiyorsun, çünkü artık grupta yoksun. Eğer çıktıysan bir şekilde, arkandan dönecek dedikoduya mahkumsun...
Buranın görgü kurallarına göre, kibar ve kalanları rencide etmeyecek bir açıklama yapıp ayrılmayı tercih ediyor insanlar ama açıklamalar gıybeti önleyemiyor. Her nezih ayrılış açıklaması bir bahane gibi algılanıyor, kalanlar kötü hissediyor, gidenin arkasından grup kaynıyor.
Çoğu insan, grubu sessize alıp, mutlu mesut yaşamaya devam etmeye çalışıyor ve istemeden girdiği bir karadelik WhatsApp grubunda, sonsuza dek asılı kalmayı tercih ediyor...
*
Önem verdiğin birine atılan mesajın okunması ve o talihsiz mavi tıka rağmen, bir türlü cevap gelmemesi kalp çarpıntısına sebebiyet veriyor mesela. Neden yaptın bunu WhatsApp neden? Ne gerek vardı mavi tıka?
‘Ne oldu? Söylediğimi mi beğenmedi? Ne yaptım ya? Okudu ama dönmüyor? Dur bir şey daha yazayım. Allahım! Yine okudu ve cevap yazmıyor! Biraz bekleyeyim bakalım. Dakikalar geçmiyor, dur bir daha bir şey yazayım, buna ne diyecek? Off, üçüncü mesajı da okudu. Kesin bir şey oldu, kesin!’
Sevgiliyse bu mavi tıkı atan, ayrıldık sanmalar...
İşten biriyse, türlü senaryolar...
İşverense, mahvolduk hissiyatıyla yeni iş bakınmalar...
Her türlü, kendi içinde kaynamalar...
*
Sabahın ilk saatlerinde telefona yağmaya başlayan komik videoların ana distribütörü arkadaşlar var bir de. Direkt olarak sana yolluyor! Süper geyik bir videoya yorum beklendiğini biliyorsun, için huzursuz oluyor. Gözlerinden yaşlar fışkırarak gülen bir sarı kafa yollamazsan, ruhun rahat etmiyor. Bu sefer o sarı kafa emoji karşı tarafı motive ediyor, bir video daha yolluyor hemen! Resmen herifin müşterisi oluyorsun, düzenli dağıtımının bir parçası, dağıtım ağının bir bayisi haline geliyorsun. Bazen arada gelen delibozuk bir video hoşa da gidiyor evet ama yeterli sorumluluğumuz yokmuş gibi hayatta, bir de bu distribütör arkadaşa ‘sayesinde çok eğlendiğini hissettirme’ yükümlülüğü taşıyorsun.
*
WhatsApp da körükledikçe körüklüyor kardeşim, ilişkileri test ediyor resmen! Sanki ana merkezinde, loş bir odada oturan şeytani zekaya sahip dahiler güruhu, acı kahkahalarla gülerek yeni özellikler buluyor ve insanlar çaresizce debelendikçe mutlu oluyorlar!
Bir mesaj attın mesela bir gruba ve sonra bir sebepten sildin. Bu özel odadaki kötü kalpli dahiler bir özellik koymuşlar sadece senin için! Hemen haber veriyor gruba WhatsApp! ‘Bilmem kimin mesajı silindi!’ Yahu sana ne?
Gruptaki meraklı kumkumalar anında özelden yazıyorlar bu sefer, ‘Ne oldu?’ Yahu yanlış yazdım ve sildim, ne var bunda? ‘Yok, kesin bir şey diyecektin sen! Söyle bana...’
*
Kullanıcı hatasını asla affetmeyen, attığın mesajı fırlatıp atmış gibi değerlendiren, yani bir kere atınca geri alamadığın; yanlış gruba atılan yanlış bir resimle ya da gecenin ilerleyen saatlerinde olmadık insanlara yollanan olmadık mesajlarla hepimizin hayatını ara sıra alt üst eden bir uygulama bu!
Ama vazgeçilemiyor bir türlü...
Hayatının her detayını sosyal medyada paylaşmak istemeyen, ‘yeni dünyanın asosyal ama sosyal insanının, engellenemeyen paylaşma ihtiyacını’ küçük ve güvenli gruplarda gidermesini sağlayan WhatsApp olmasaydı, ne yapardık acaba?
Hiç bir şey olmazdı bence.
Başka bir şey olurdu onun yerine ve onun da hemen kendi adabımuaşereti oluşurdu. Başlardık bu sefer, ‘Falanca uygulama olmasaydı ne yapardık biz acaba?’ demeye.
Belki yeni bir cin fikir çıkacak ve hemen WhatsApp’ı unutup, bu sefer ona sardıracağız. Başka bir uygulamada, kendi oluşturduğumuz başka görgü kuralları içinde, yine kendimiz boğulacağız.
*
Not: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş