Paylaş
Fırsat olmuyor ki, kafamız biraz temiz olsun ve ben sizlere en entelektüel halimi takınarak; Çalgı Çengi, Düğün Dernek, İşler Güçler gibi ‘en ve çok farklı’ işlerin yaratıcısı, sevgili Selçuk Aydemir’in kitabı Liseden Arkadaş’ları irdeleyip, mahalle kültürüne dokunuşlarını paylaştığım bir kitap yazısı ekleştireyim şuraya.
Politika, dolar, savaş, geçim, seçim, referandum sonucu tartışmaktan kafayı kaldıramıyoruz ki son dönemde; ballandır ballandıra bugün gerçekleşecek olan League of Legends Kış Mevsimi Finali’nde Suppermassive Esports takımını çekiştireyim bu satırlarda.
*
Yine de herkese, her kesime hitap edecek film tavsiyelerim var şükürler olsun. Hürriyet Video’daki programım Sinefil’i hazırladığım ve zevkle uğraştığım için, sinemadan asla kopmuyor, kopamıyorum.
Rekortmen bir film: Hızlı ve Öfkeli
Geçen hafta vizyona girmiş olmakla birlikte, henüz bu serinin sekizinci filmini yazma fırsatı bulamadım. Daha bir kaç hafta daha vizyonda kalacağı için de bir değerlendirme yapayım sizler için dedim.
Bu serinin 7.filmi neredeyse üç milyon kişi tarafından seyredilerek, ‘en çok izlenen yabancı film’ olmuştu. Sekizinci Hızlı ve Öfkeli de yediyi aratmayacak bir açılış yaptı. Rekoru kırıp kıramayacağını bu hafta göreceğiz.
Aslında kırması lazım, çünkü daha çok patlama, daha çok araba kazası, daha fazla aksiyon, daha fazla kas, testosteron, adrenalin ve bilumum hormon içeriyor. Arabalar gökten yağıyor; Bentley’ler, Lamborghini’ler parça pinçik harcanıyor. Yapımcıları para harcamak kesmiyor demek ki, denizaltılar tanklar havalarda uçuşuyor.
Vin Diesel, Dwayne Johnson, Jason Statham, Michelle Rodrigez size artık sıradan geliyorsa, Charlize Theron kötülerin en kötüsü olarak devreye giriyor.
Kendime söz verdim, filmin başından itibaren pert olan arabaları sayayım dedim. Sekiz, on, otuz iki derken filme kaptırmışım kendimi yine.
Kabul ediyorum; Hızlı ve Öfkeli serisinin tamamı aşırı maskülen, bayık ve klişe esprilerle dolu, her anı tahmin edilebilir filmler. Ama kendimi bu filmin yenisi gelince gitmekten alıkoyamıyorum. Tam üç yüz araba modifiye etmişler adamlar bu film için, sonra sadece New York’ta geçen bir sahne için üç yüz araba daha eklemişler prodüksiyona. Genel olarak araçların sadece %25’inin filmin sonunu tek parça görebilmesi gibi bir genelleme varmış bu seride bir de, düşünün artık! Bir küçük araştırmayla öğrendim ki, bugüne kadar sekiz filmde 500 milyon dolardan daha fazla para harcanmış filmde haşat edilen araçlara.
Neden gider izleriz, niye bundan keyif alırız bilemem ama Hızlı ve Öfkeli 8 ya kardeşine ait olan Türkiye rekorunu egale edecek, ya da rekoru kıracak. Benden söylemesi.
Gerim gerim gerilim filmi: Kapan
Bu hafta IMDB’den 8.0 puan alarak, sevgili Ömür Gedik’in bile hayranlığını kazanarak, en iyi 250 film listesine 229. sıradan girerek beklentimi çok yükselten Kapan’a anca ortalamanın üstü olan 7.1 Anlatanadam puanı verebilirim, kimse kusura bakmasın.
Aynı en iyi 250 film listesinde olan şüphe – gerilim filmleri arasında Dövüş Kulübü, Seven (Yedi), Kuzuların Sessizliği gibi filmler varken, Get Out (Kapan) bu listede sırıtıyor. Gerçi aynı liste, bence tartışmasız en durağan Wolverine versiyonu olan Logan’ı Rezervuar Köpekleri ve Braveheart’ın üstüne yerleştiriyor ki, o da ayrı bir soru işareti.
Kapan ciddi bir gerilim filmi olmaktan çok, gizemli bir ‘Shyamalan filmi’ izlenimi yarattı bende. Ama bu izlenim de filmin gizeminin çözüldüğü anlarda sona erdi. Kesinlikle basit bir yapıda, tahmin edilebilir ve hatta naif. Filme serpiştirilmiş Afroamerikan espriler de, zar zor oluşan gerilim bulutlarını anında dağıtıyor.
Kapan, ‘izlemeniz gereken 250 film’ listesinde diye aman ha Kevin Spacey’li Olağan Şüpheliler gibi bir akış, Bruce Willis’li Altıncı His gibi bir senaryo, Jack Nicholson’lu Cinnet gibi insanı koltuğa çakan bir gerilim beklemeyin. Benim gibi büyük hayal kırıklığına uğrarsınız.
Sonuçta orta sınıf üstü bir film ortaya çıkmış. Ne yapacağız? Gerilim seviyorsak Kapan’a gideceğiz. Ama övgüyle bahsedeceğimiz, hararetle anlatmak isteyeceğimiz bir gerilim filmi vizyona girsin diye beklemeye devam edeceğiz. Yapacak bir şey yok.
*
ÖNEMLİ NOT: Yarın bildiğiniz gibi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Bütün çocuklarımızın bayramını kutluyor, bu bayramı Türkiye ve dünya çocuklarına armağan eden Ulu Önder Atatürk’ü saygı ve büyük sevgiyle anıyorum.
Sizlere iyi hafta sonları dilerim.
*
Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş