Paylaş
*
‘Bayramda biz çocuklara yeni pabuç alınırdı, yastığın yanına koyar öyle uyurduk’ diye anlatıyor bir büyüğümüz. Nerede o eski bayramlar başlığı altında işliyor bu konuyu da tabi. Amca, hatırladığın şey bayramda alınan pabuç. Hatırlamadığın ise, bayramdan bayrama alınması. Artık yılda kaç tane pabuç alınıyor bebelere biliyor musun?
*
Bir dalınıyor konuya, ‘nerede o eski bayramlar’ diye; pamuk helvacı, baloncu, macuncu, helva şekerci, mahalleye kurulan salıncakçı, el öperek mahalleyi dolaşan çocuklar, tebrik kartları, hatıra fotoğrafı çeken fotoğrafçı. Bayram değil, belediyenin kurduğu panayır yeri. Hepsi günümüzün şartlarına yenik düşmüş diye hayıflanıyor büyükler.
Evet, kaçınılmaz bir gerçek bu?
Tatlının, şekerlemenin, çikolatanın bin bir çeşidini tüm sene yiyen çocuk, ne yapsın macunu, helvayı? Glikoz şurubu bağımlısı olmuş zaten, helva şekerini bir kere geveleyip bırakıyor.
Herkesin elinde akıllı telefon var, kafalar kalkmıyor telefondan yıl boyu; millet, sabah uyandığı andan itibaren tanıdığı herkes kim nerede, ne yapıyor biliyor. Tebrik kartı ve fotoğrafçıya ihtiyaç var mı?
Salıncak görmediği bir şey değil ki çocukların, mahalleye kurulanı beklesin? Adam işini geliştirmemiş, çağın dışında kalmış. Mahalleye Minecraftçı kurulsa(!), gör bak şenliği sen!
Özlediğin bayram değil amca, sekiz yaşındaki kendinsin!
*
Ayrıca bayramlar değişmedi ki? Biz değiştik!
Bir teyzem çıkıyor, derin bir ah çekiyor içinden, bir anda gittiğimiz bayram ziyareti anlamsızlaşıyor. Diyor ki, ‘Ah, nerede o eski bayramlar?’ Neymiş özlediği? Komşular iade ziyaretine önem vermiyormuş artık eskisi kadar. E, biz geldik? Ayrıca sen de ev yapımı baklava ikram etmiyorsun bakıyorum?
*
‘Misler gibi kokan, ütülenmiş, kolalı mendil verirdi büyüklerimiz ah, ah!’ diyor bir amca. Neredeymiş o eski bayramlar! Amca sen de vermedin çocuklara mendil, biraz para sıkıştırıverdin ellerine?
*
Bırakalım bir kaç klişe yüzünden eski bayramların güzelliğini aramayı, biz eskisi gibi miyiz?
Eskisi kadar hoşgörülü müyüz mesela?
Espriyi, nükteyi, eleştiriyi kaldırabiliyor muyuz?
Anlayışlı mıyız eskisi gibi bizden olmayana?
Aslında insan bile sevmiyoruz da, sadece bizden olduğu için yan yana mı duruyoruz bir grup insanla acaba?
Biz değiştik, biz.
*
Kadınları saymayan, sevmeyen, döven, öldüren tipleriz. Çocukları taciz eden, en korunmasızlara hayatı zehir edenleriz. Hayvanlara eziyet eden, araba tamponlarına takıp sürükleyenleriz.
Eleştiriyi hakaret, gülmeyi ayıp sayanlarız. Sevmeyi, sevilmeyi hor görenleriz.
Kalıplara sokanlarız, aklımıza yatmayanı değersiz bilenleriz.
Ya sev, ya terk etçileriz. Bizden olmayanlar yaşamasın diye düşünen, farklı düşünenlerden nefret edenleriz.
Esas değişen bayramlar değil, bizleriz.
*
Yüz yıl öncesinden bahsetmiyorum, bir Kemal Sunal filmi uzaklığına bakın, ne kadar değişmişiz biz!
O yüzden, nerede o eski bayramlar diye aramayın artık.
Bayramlar her zaman burada da, biz nerelerdeyiz?
*
Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam
Paylaş