Paylaş
Fenerbahçe, bol pas yaparak rakibini açmaya çalışacak, İnter savaşarak kaptığı topları, iki teknik forveti İbrahimoviç ve Souza’ya aktarma uğraşı içinde olacak.. Kağıt üzerindeki taktikler böyle..
Futbolda bir gerçek vardır... Her maç kendi içinde değerlendirilir.. Hiçbir maçın sonucu gelecek maçın garantisi değildir. Üç gün önce 5 atmış bir takım Avrupa Kupası’nda en güçlü rakibi dize getirebilir.. Rosenborg’un Chelsea’den puan alması gibi sürprizler her zaman vardır.. Şampiyonlar Ligi olsa bile bu arena..
Fenerbahçe’nin hızlı, tempolu, bol şuta dayalı futbolu karşısında bocalıyor İnter.. 39’uncu dakikaya kadar şut bile çekemiyor.. Kalesinde ise Fenerbahçe’nin 12 gol girişimi var ilk yarı boyunca.. Bir de Şampiyonlar Ligi’nde haftanın en güzel golü olmaya aday bir gol.. Deniz-Önder-Alex üçgenleriyle sağ çizgide başlayan, Deniz’in Viera’yı hatırlatan rahatlığıyla, soldaki Roberto Carlos’u görüşü, Brezilyalı yıldızın sahanın en durgun ismi Kezman’a topu geçirişi, Kezman’ın maç boyu en olumlu hareketi yaparak kendini unutturan Alex’e pası, “Uyurgezer Dahi”nin harika çalımı ve nefis ortasına Deivid’in 1.5 yıldır yapılan bütün eleştirileri rafa kaldıran Pelevari volesi..
Yıllardır Şampiyonlar Ligi’nde istediği puanları alamayan, UEFA’da istediği turları atlayamayan Fenerbahçe için mücedele etmenin, rakibi sindirmenin, aklın ve taraftar desteğinin bir karşılığıydı bu gol..
Yeni yıldız Vederson
İkinci yarı doğal olarak baskılı başladı İtalyan şampiyonu.. Adriano gibi önemli bir yıldızı Şampiyonlar Ligi listesine almayacak kadar geniş kadrosu bulunan İnter, ikinci yarıda daha akıllıydı ama Zico’nun da bir bildiği vardı elbet.. Fenerbahçe’ye geldiğinden beri Avrupa Kupaları’ndaki en iyi futbolunu oynayan Alex’in organizatörlüğünde bir yıldız daha kazandı Fenerbahçe.. O da Vederson’du.. Brezilyalı oyuncu ortaları, şutları ve en önemlisi kendine güven duyan hareketleriyle takıma yerleşeceğinin sinyallerini verdi..
Bu maç Fenerbahçe için 3 puandan, Avrupa başarısından, bir İtalyan devini yenmenin ötesinde, camianın güvenini kaybeden isimleri kazanma anlamına geliyordu.. Zico teknik direktör değildi.. Deivid, Lugano, Edu yanlış transferlerdi.. Ama takım olmak zaman gerektiriyordu, biraz da zor zamanlar gerekiyordu, zorlu rakipler..
Şimdi sıra gevşemeden, rehavete kapılmadan bu gruptan çıkmanın hesaplarını yapmada..
Paylaş