FIFA ve UEFA hemen her 5 yılda bir düzenledikleri organizasyonların kurallarını değiştiriyorlar, "Sihirli oyun" futbolun yayılım alanını olabildiğince artırmaya çalışıyorlar..
Dünya Kupası 1930’da 13 takımla başlamış.. Önce 16, ardından 24 olmuş takım sayısı.. Fransa 98’le birlikte de 32’ye çıkarılmış.. Maç sayısı da 24’lerden 32’ye, 48’e, 52’ye ve nihayet 64’e yükselmiş..
Avrupa Futbol Şampiyonları’nda da önceleri 8 takım mücadele ediyormuş.. Şimdi sayı 16.. 2012’nin 24 takımla oynanması bekleniyor.. Maç sayıları da 15’ten 31’e çıkmış durumda.. 24 takıma yükseltilirse bu sayı 47 olacak..
Şampiyonlar Ligi’ni anlatmaya gerek yok.. G.Saray, ön elemede Manchester United’ı eledikten sonra kupanın şekli şemali nasıl değişti malumunuz.. İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa gibi yayın haklarına astronomik paralar ödeyen medya kuruluşlarının baskısıyla, 4'er, 5'er takımla katılmaya başladılar bu ülkeler..
Ya bizim ligimiz
Şimdi sırada UEFA Kupası var.. Kadıköy’deki finalin ardından gelecek sezondan itibaren grup sistemine geçilecek ve Şampiyonlar Ligi benzeri bir statü izlenecek.. Ayrıca takımlar ciddi gelir elde edecek bu kupadan..
Ya Türkiye? Bizim ligimiz.. Önceki gece Antalya’da Turkcell’in 50.Yıl Balosu’ndaydım.. Futbol Federasyonu ve Turkcell işbirliğiyle düzenlenecek olan Fair Play Ödülleri’nin duyurusu yapıldı.. Sevindirici bir gelişme..
Ama Süper Lig’in asıl ihtiyacı olan şey, ülke çapına yayılacak tam bir rekabet ortamı.. Düşünün, ligin adı Süper.. Ama 81 ilin sadece 12’si temsil ediliyor bu ligde.. İstanbul ve Ankara’dan toplam 8 takım yer alıyor.. Bu takımların 2’si belediye takımları.. 2’si (Gençlerbirliği ve Hacettepe) kardeş takım.. İzmir, Adana, Samsun, Diyarbakır, Erzurum, Mersin ve daha bir sürü il futbol hasretiyle yanıyor..
18'den 20'ye çıkarmalılar
Şampiyonlar Ligi’ne iki takımla katılma şansımız var.. Ama o ligde çeyrek finale sadece iki kez yükselebilmiş, daha yukarı çıkamamışız.. UEFA Kupası’nda da G.Saray’ın kazandığı kupa dışında son derece başarısızız.
Ligin kalitesini yükseltmek, rekabet ortamını artırmak için uzun uzadıya düşünmeye gerek yok.. Şu an dünya futbolunu domine eden ülkeler; İngiltere, İspanya, İtalya, Fransa 20 takımlı lige sahipler.. Zaten Şampiyonlar Ligi bu ülkelerin kontrolünde gibi.. 3 İngiliz yarı final oynuyor, biri şampiyon oluyor..
Oyuncularımızı bu tempoya, profesyonelliğe, maç yoğunluğuna alıştırmazsak Devler Ligi’nin 'küçük’lerinden biri olmaya devam ederiz.. Oysa bir yerde Türkiye kelimesi geçiyorsa; yeri mutlaka zirve yarışının içi olmalı.. Türkiye Futbol Federasyonu; Avrupa Kupaları’nda daha başarılı olmanın ilk adımını atmalı.. Takım sayısı 20’ye çıkarılmalı..
Oyun içinde oyun
BASKETBOLDA bir ekol olan Efes Pilsen bu özelliğini yavaş yavaş yitirmeye başladı.. Önce yurt içindeki üstünlüklerini kaptırdılar, şimdi de Euroleauge’in ilk turunda saf dışı kaldılar.. Süper kadrolarına karşın bu başarısızlık iyi irdelenmeli..
Ama bazı şeylerin de önüne geçemiyorsunuz.. İki İspanyol takımı Tau Ceramica ve Joventut Badalona karşılaştı perşembe günü.. Juventut kazansa tur atlayacaktı. Çok önceden grup liderliğini garantileyen Tau, hem de 10 sayı geri düşmesine karşın rakibini yenip kupanın dışına itti.. Yani; dürüstçe çıktı, oynadı ve kazandı..
Efes’in elenmesi çok daha zordu.. Real’e yenilecek, Avrupa’nın en güçlü takımı CSKA kendi evinde Partizan’a mağlup olacak, Milano da deplasmanda kazanacaktı.. Bunların üçü de oldu.. Özellikle Partizan’ın CSKA’yı yenmesi pek spor etiğiyle düşünülecek bir skor değildi..
Diğerleri...
DÜNYANIN bütün büyük kulüplerini şöyle bir gözünüzün önüne getirin.. Futbolda, basketbolda, voleybolda, atletizmde, boksta ve 5-6 amatör branşta daha şampiyonluğa mücadele eden çok kulüp bulamazsınız.. Ama ülkemizde F.Bahçe ile G.Saray inanılmaz rekabet içinde bunu başarmaya çalışıyorlar.. Bir ara rakibine fark atan G.Saray şimdi bir adım geri kalmış durumda ve ayağa kalkmanın hesaplarını yapıyor..
Futbolda bu sezon şoklar yaşayan F.Bahçe ise hem erkek, hem bayan basketbolda, voleybolda, atletizmde oldukça iyi işler yapıyor.. 100 yıl önce başlayan futboldaki rekabet, sporun diğer dallarına da yayılmış durumda.. Futbol bir yana; diğer dallara büyük yatırım yapan bu takımlarımıza, destek olan sponsorlara; emeği geçen herkese, ülke olarak bir teşekkür borcumuz var.. En güzel teşekkür de; salonları, pistleri doldurmakla, medyayı onlara daha çok açmakla olur, unutmayalım..