Kaldır kafanı Ümit

Bir kaptan olarak asla kafanı yere eğme.. Dik tut.. Dik tut, demek önüne gelene bağır çağır demek değil.. Aç videoyu kendini izle, ardından bu yazıyı bir daha oku, ondan sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın.

FENERBAHÇE belki de tarihinin en önemli dönemeçlerinde.. Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez bir üst tura bu kadar yakın.. Yalnız, takımın eksileri olduğu da bir gerçek.. Konyaspor maçı aslında çok güzel bir ipucuydu.. 2-0 yenik duruma düşerken, savunması elek gibiydi Fenerbahçe’nin..

Luciano’nun ileri çıkışlarda gol bulduğu halde savunmada ağır kalması, Serkan’ın ileri çıktığında iyi orta yapamaması, Aurelio’daki düşüş, Selçuk’un hücum bölgesine fazla katkıda bulunamaması diğer olumsuz görüntüler.. Ancak, takımda bir oyuncu var ki, hem tribünlerden, hem medyadan en büyük eleştiriyi o alıyor.. Kaptan Ümit..

Ümit’in kişiliğine söz etmeyeceğim.. Tanımıyorum çünkü.. Ancak, geçen yıl 4 maç ceza aldığı Denizlispor maçından sonra Ümit’e bir şeyler oldu. Bir futbolcu, hele hele bir kaptan bu kadar mı isteksiz durur sahada..

Fener önlemini almalı

‘Ben neden buradayım’
dercesine oynuyor Ümit.. Sürekli kafası önde.. Rakibi taç atacak, Ümit bakmıyor bile.. Arkadaşları, özellikle de Appiah ona biraz daha canlı olması yönünde işartler yapıyor, Ümit’te tık yok..

Teknik eleştirilere girmiyorum.. Çünkü, Ümit’in iyi oynadığı maçlar da oldu.. Sonuçta Milli Takım’ın da solbeki.. Ancak, Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nde üst turları hedefliyorsa, Ümit’le işlerin gitmeyeceğini görmeli.. En azından bu yılı böyle atlatmalı, gelecek için şimdiden önlemini almalı..

Ümit, bu yazdıklarımıza alınacaktır.. Doğal.. Ancak, ona iki kare hatırlatmak istiyorum.. Biri Ankaragücü maçı..

Kaptan ortada yok

Umut,
beraberlik golünü atmış, takım moral bozukluğu içinde.. Anelka, savunmadaki arkadaşlarını alkışlıyor ve elleriyle ‘Hadi hadi’ diyor..

İkinci kare Volkan’ın ıskası.. Luciano, Önder ve Nobre geliyorlar Volkan’ı teselliye, hem de golde sonra.. Kaptan ortada yok..

Bak Ümit.. Teknik olarak seni beğenen olur, beğenmeyen olur.. İleri çıktığında geriye çok zor döndüğünü söyleyenler olur.. Rakip üzerine gelirken kaçak güreştiğini söyleyenler çıkabilir..

Bunlar olabilir.. Bunlara alınma.. Ama bir kaptan olarak asla kafanı yere eğme.. Dik tut..

Dik tut, demek önüne gelene bağır çağır demek değil.. Aç videoyu kendini izle, ardından bu yazıyı bir daha oku ondan sonra ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın..

Bay frikik

BİZDE
Alex, Sergen, Tümer nefis frikikler atıyorlar.. Dünya futbolunda ise sayısız yıldız var.. Son Şampiyonlar Ligi maçlarında Beckham harika bir gol attı. Ama benim favorim Lyon’un Brezilyalı yıldızı Juninho.. Son bir yılda bir futbolcunun kullandığı her frikik ya gol, ya da gol pozisyonu olur mu, Juninho atarsa oluyor işte.

Beşiktaş taraftarı 5 bin kişi değil!

PAZARTESİ akşamı Lig TV’de yeni bir programa başladık. ‘Pazar’ın Ertesi’ adında.. Ercan Taner ve Levent Tüzemen’le birlikte haftayı değerlendiriyoruz.. İlk program, Rıza Çalımbay’ın istifasına denk gelince, yoğun olarak Beşiktaş’ı konuştuk.. Ben, ‘Bu noktaya gelinmesinde özellikle iç saha maçlarında seyircinin takım üzerinde inanılmaz bir gerilim yaratmasının etkisinin büyük olduğunu’ söyledim.. Ardından, Reha Muhtar’la bir telefon bağlantısı yapıldı.. Reha Ağabey, ‘Beşiktaş seyircisi en az suçlu olan kesimdir. Yönetim ve futbolcular suçlu’ dedi. Bir gün sonra da kendi gazetesinde, ‘Beşiktaş seyircisi, seyirci değil taraftardır’ dedi..

Reha Ağabey, diyelim ki haklısın.. Beşiktaş’ın bütün seyircisi kapalıya gelen 5 bin kişi midir?

Beşiktaş gibi, Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın tuttuğu, Türk futbolunun en eski kulübünü, ‘Şarabı da içeriz, esrarı da çekeriz’ diyen 5 bin kişi mi sembolize edecektir..

Golleri kim atıyor?

Yönetimler onların isteğiyle gidip, onların isteğiyle mi gelecektir. Bu takım için ter döken futbolcular varken, bırakıp kaçan John Carew’e tezahürat yapmak mıdır onları büyüten..

Bunları da geçtim, nasıl olur da bir taraftar grubu, ‘Kabahat sizlerde değil, bizlerde’ der..

Reha Ağabey benden çok daha usta bir gazetecisin.. Çok daha önemlisi yıllarca insan yönettin.. Gerilim altında insanların performansının nasıl etkilendiğini bilirsin..

Beşiktaş düze çıkmak istiyorsa bazı dinamiklerini gözden geçirmek zorunda.. Çünkü bu iş teknik direktör işi değil.. Çünkü bu iş bağırma, çağırma işi değil..

İster seyirci de, ister taraftar.. Önce takımını yönlendirmeli, futbolu seyretmeli, hakemi etki altına almalı, rakibi baskı altına sokmalı..

Beşiktaş’ı kapalı tribün yönetmiyor.. Golleri onlar atmıyor, en ufak hatada yuhaladıkları futbolcular atıyor..

Ve kimse unutmasın Beşiktaş asla ve asla 5 bin kişi değil..
Yazarın Tüm Yazıları