FENERBAHÇE’nin Sevilla maçı öncesi hakeme itiraz ve kolay kart görme konusunda ders alması gerektiğini yazmıştım. Hala aynı görüşteyim.. Böyle bir hakemle Avrupa kupalarında karşılaşılsa UEFA’ya şikayetten başka ne yapılabilir ki? Önemli olan futbolcuların o kartları görecek zemini hazırlamaktan kaçınmalarıdır.
Cüneyt Çakır’ın en çok tartışılan kararı, Gökhan’a gösterdiği ikinci sarıydı.. Zaman geçirme amaçlı bir harekete karşı, uyarı ve süreye ek yapmak mı daha doğru, yoksa oyuncuya kart göstermek mi? O hakemin takdirine kalmış.
Ama aynı şeyin Volkan veya Aykut’un başına geldiğini düşünün.. Sarı kartları varken top toplayıcının attığı topu tutmasalar ikinci sarıdan atılırlar mıydı? Ya da Gökhan’ın yerinde Roberto Carlos olsa Cüneyt Çakır aynı cesaretle onu da atabilir miydi?
Gökhan, her şeye kart gösteren bir hakemin yönettiği ve deplasmanda oynanan maçta sarı kartı varken böylesine bir hareket yaparak açık kapı bırakmamalıydı belki.. Ama Çakır da bu kartla maçın çok çok önüne çıktı.. MHK Başkanı Oğuz Sarvan ilk seminerde şu önemli mesajı vermelidir hakemlere.. En iyi hakem; maçta varlığı ile yokluğu belli olmayan ve tempoyu mümkün olduğu kadar yüksek tutan hakemdir..
Derbinin yıldızı Gökhan Gönül
BİR zamanlar Hakan Ünsal Galatasaray’ın ve Milli Takım’ın sol kanadında fırtına gibi eserdi. Özellikle çalımları ve uzaktan sert şutlarıyla çoğu maça damgasını vurmuştu. Şimdi Gökhan Gönül aynı işlevi üstlenmiş durumda..
Kulvarı farklı ama hem sürati, hem tekniği, hem cesaretiyle Türk futbolunun en büyük yıldızlarından biri olma yolunda.. Gökhan bir savunma oyuncusunun sahip olması gereken en önemli özelliklerden ters kademeye girme görevini çok iyi yapıyor. İkiye-birlerde Deivid ile çok iyi anlaşıyor. Asist yapma konusunda başarılı.. Şut atma cesaretini de derbide ortaya koydu.. Kolay kart görme alışkanlığına girmez ve fizik kondisyonunu üst seviyede tutarsa Hakan Ünsal’ınki gibi parlak bir kariyere kavuşabilir..
Kalli’nin hatası
FENERBAHÇE golü erken yediği ve erken 10 kişi kaldığı için Feldkamp’ın bazı taktik hataları fazla gündeme gelmedi.. Oysa Kezman ve Alex dışında 8 oyuncusuyla savunmaya katkı yapan Fenerbahçe karşısında Hakan, Lincoln, Ümit, Arda gibi savunma yönü zayıf oyuncuların tamamını sahaya sürmek büyük riskti.
Eğer Zico, Kezman’ı çıkarıp, Selçuk’u oyunda tutsa Fenerbahçe üzerine gelen rakibi karşısında, ikinci golü bile bulup, Feldkamp’ı çok zor bir durumla karşı karşıya bırakabilirdi..
Bir başka Ulusoy
HALUK Ulusoy’un Rıfkı Soysal’la yaptığı söyleşide söyledikleri gerçekten ilginç.. "Aziz Yıldırım’la sadece ben baş edebilirim.Ronaldinho’yu bile alırım.224 milyon YTL borç beni korkutmuyor" gibi sözler sarfetmiş Ulusoy..
İyi, güzel de, 20 gün önce Futbol Federasyonu Başkanlığı’nı bırakmamak için her yolu denerken tarafsız değil miydi? İçinde bu kadar Galatasaray Başkanlığı yapma hevesi olan biri nasıl olur da Futbol Federasyonu Başkanlığı görevini hala sürdürmeyi arzu ediyor, anlamak mümkün değil..