Paylaş
Kongerede aday olup olmayacağı sorusu Başkan’ı şaşırttı. “Bunları konuşmanın zamanı değil. Herkes F.Bahçe’ye başkan olmak isteyebilir. Mehmet Ali Bey de isteyebilir. Ama onun için daha erken.”
FENERBAHÇE Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’la Erzurum dönüşü yaptığım konuşmanın en can alıcı bölümlerinden biri de sponsorlarla ilgili sorunlar yaşanıp yaşanmadığıydı.. Yıldırım, başkan seçildiği günden beri amatör branşlara da büyük önem verdi ve Fenerbahçe’yi hemen her dalda şampiyonluğa oynar hale getirdi. Ardından hem bireysel, hem de takım sporlarında Avrupa şampiyonluğu kovalanmaya başlandı. Bu adımların en önemlisi Ülker ve Acıbadem’le yapılan birleşmelerdi. Ancak erkek voleybol takımının yıllar sonra Türkiye şampiyonu olması, kadın basketbol takımının ezici başarıları, atlet Nevin Yanıt’ın Avrupa şampiyonluğu kazanarak Türk kadınının gururu haline gelmesi, masa tenisi, kürek, yüzme ve bokstaki başarılar kulübü dünyanın en güçlü ve birden çok branşa yatırım yapan spor kulüplerinden biri belki de birincisi haline getirdi.
Bu saptamayı Aziz Yıldırım’la paylaştım. “Çok sert eleştiriler var sayın başkan. Sponsorların katkısıyla iki dal dışında başarılı olamadığınız yazılıp çiziliyor” dedim.. “Herkes kendi düşüncesini söylesin ama gerçekler ortada” karşılığını verdi. “Ben bunlara alıştım artık. Önemli olan Fenerbahçe. Tesisleri kendim için yapmıyorum, Fenerbahçe için yapıyorum. Ayrıca o sponsorlarla anlaşma yapmak da önemli. Allah için Ülker ne söz verdiyse yaptı. Mehmet Ali Bey’le de hiçbir sorunum yok. Sadece Emin Bey’le (Baş) ilgili bir problem yaşandı, ancak onu da hallettik” yorumunu yaptı.
Kongreye daha çok var
Kongerede aday olup olmayacağı sorusu ise Başkan’ı biraz şaşırttı.. “Bunları konuşmanın zamanı değil. Daha çok erken. Sen yarın ne olacağını biliyor musun? Ayrıca şunu da söyleyeyim. Herkes F.Bahçe’ye başkan olmak isteyebilir. Mehmet Ali Bey de isteyebilir. Ama onun için daha erken” ifadesini kullandı.
2012’de yapılacak kongreye daha çok var. Fenerbahçe’de artık olağanüstü kongre günleri de rafa kalkmış durumda. Aziz Yıldırım’ın futboldaki başarısızlık nedeniyle böyle bir düşünceye girmeyeceğini de herkes biliyor. Ama futbol dünyası birçok yeniliğe açık.. Başkan Yıldırım’ın dediği gibi “Yarın kimsenin ne olacağı belli değil..”
Sürpriz isimler çıkabilir
Aziz Bey Fenerbahçe Başkanlığı’nı bırakırsa Ali Koç, Nihat Özdemir, Mehmet Ali Aydınlar, Ferit Şahenk, Sadettin Saran, hatta Ali Şen adaylığını koyabilir. Şu an ismi telaffuz edilmeyen bazı sürpriz adaylar da çıkabilir. Ama Fenerbahçe camiasını uzun süredir tanıyan biri olarak Aziz Yıldırım’ın en büyük hayali olan, “Avrupa’da kupa kazandırmak” hedefini gerçekleştirmeden Fenerbahçe’yi bırakması zor.
Aykut’la arası kötü mü?
AYKUT Kocaman’la 15 yıl önce İngiltere’ye gittim. Euro 96’da iki maç izledik. Dönüş uçağında bir ara yanımdan ayrıldı ve ön tarafa gitti. Yanıma geldiğinde kiminle konuştuğunu sordum.. “F.Bahçe’nin çehresini değiştirecek kişi” dedi. 2 yıl sonra Aziz Yıldırım başkan seçildi. Önce Rıdvan, ardından Turhan, sonra Oğuz, şimdi de Aykut onunla teknik adamlık şansı yakaladı. Doğrusuyla yanlışıyla, erken ya da geç Yıldırım onları göreve getiren isim oldu. Yıldırım Oğuz, Aykut ve Rıdvan’ı çok sever. Onların başarılı olmalarını çok istedi. Ama zaman geldi açmazlara düştü. İsteyen bana istediği kadar kızabilir. Ama şu anda F.Bahçe’nin en büyük derdi “topun çizgiyi geçmemesi”.. Bunda herkesin payı olabileceği gibi topların direkten dönmesi, futbolcuların ayağının kayması, Fenerbahçe kalesine atılan şutların çoğunun gol olmasının da rolü var. Futbolculara dayalı düzenin değişim sancıları da var. Yıldırım, Aykut’u seviyor ve destekliyor.. Ama Fenerbahçe’yi yaşamından herkesten daha çok seviyor. O yüzden de çoğu kişinin kalbini kırıyor.. Bu zaman zaman oğlu kadar sevdiği Aykut da olabilir, yönetimdeki kardeşi de..
“Av Mevsimi” ile ne demek istedi?
AZİZ Yıldırım’ın Erzurum dönüşü, “Av Mevsimi Başladı” ve “Cehennem Sönünceye Kadar Fenerbahçeli’yim” sözleri gündeme oturdu. Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in, “Av Mevsimi Başladı, ne demek başkan. Öyle pankart olmaz, ceza veririz” uyarısı da önemliydi tabii. Yıldırım “Av Mevsimi”yle ne demek istemiş olabilir.. Ligin ikinci yarısından itibaren camianın üzerindeki kara bulutları dağıtmak için bu tür pankartlara ve taraftar sloganlarına ihtiyacı olduğunu düşünmüş Yıldırım.
Tek yürek olma hali
Ayrıca kötü sonuçlara çok canının sıkılmasına karşın, camiayı toparlama görevinin, liderlik vasıflarını gösterme zamanının geldiğine karar vermiş. Aykut Kocaman’a takımı teknik, taktik açıdan toparlanmayı bırakmış gözüküyor. Ancak Kocaman’ın aşırı sakin halinin camiada bazı duyguları körelttiğini düşünüyor. Bu yüzden, iki sezon önce Beşiktaş’ın, yaşadığı “tek yürek” olma halini, “Cehennem Sönünceye Kadar Fenerbahçeli’yim” diyerek sloganlaştırıyor.. Ayrıca “Av Mevsimi Başladı” diyerek bir ara rakiplerin korkulu rüyası olan Kadıköy’ü tekrar eski havasına sokma çabası var..
Alex açmazı çözüldü mü?
TEKNİK anlamda Alex’i çok eleştirdim. Yapmaması gereken eylemler içine de girdi kaptan. Ancak şartları kulübü zora sokmayacak şekilde Alex’le sözleşme yenilemek en doğru karar. Çünkü sokaktaki tüm Fenerbahçeliler’in en sevdiği isim Alex. Sezon içersinde tek başına kazandıracağı maçlar da oluyor. Alex yedek kalabileceğini, oyundan alınabileceğini kabul ettiği sürece bu camianın sembolü olmaya devam eder.. Yönetim bir an önce sancıya son verip imzayı attırmanın hazırlıklarını da yapıyor zaten.
Özgener’in yeri sağlam
HEM Topuk Yaylası’nda, hem de Erzurum’da görüşme şansı bulduğum Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in önünde de bir seçim dönemi var. Ama Özgener’in başkanlık için en büyük favori olduğunu söylemek gerek.. Ligde son derece şeffaf bir dönem yaşanıyor. Hakemler bütün hatalarına, bazı kulüplerin tepkilerine karşın gelişme ve kenetlenme içinde. Hata yapanlar bile gerekli uyarılarla koruma altına alınıyor. Milli Takım bir fırtına atlattı. Hiddink gibi bir dünya markasıyla uzun vadeli düşünülmesi gerektiğini herkes kabul ediyor. Kulüplerin de Özgener’den memnun olduğu apaçık ortada. O yüzden kısa vadede başkanlık koltuğu değişmez. Başbakan’ın asla bu konulara müdahale edeceğini de sanmıyorum. Ülkenin her alanda ilerlemesi için kavgalar ve koltuk çekişmesi yerine istikrarlı yapının korunması ve sporda da dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmayı hedeflemek en doğru karar..
İstanbul Avrupa Spor Başkenti
PAZARTESİ günü Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’la bir görüşme yaptım. Yoğun siyasi trafikte, İstanbul’un 2012 Avrupa Spor Başkenti seçilmesinde büyük rol oynadı Sayın Bakan.. Kendisine İstanbul’da bir Spor Müzesi kurulması önerisi götürdüm. 8 bini aşkın maç biletimi ve 16 yıldır biriktirdiğim tüm spor objelerini karşılıksaz olarak bu müzeye bağışlamak istediğimi söyledim. Bu konuda diğer koleksiyon sahipleriyle temas halindeyim. Sporun tüm dallarıyla ilgili rozet, forma, flama, kupa gibi objelerin bir araya getireleceği görkemli bir müze kurulması konusunda İbrahim Kutluay da bana destek verdi. Spor Sakanımız Sayın Faruk Özak’la da Erzurum da çok kısa bir görüşme yaptık. GSGM Genel Müdürü Yunus Akgül de böyle bir müzenin kurulması konusunda olumlu yaklaşım içinde. Eğer bu hayalim gerçekleşirse spor dünyasındaki herkesin kapısını çalacağım ve Türkiye’nin spor kahramanlarının unutulmaz karşılaşmalarda kullandığı objelerin yer aldığı bir müzenin oluşturulması işine soyunacağım. Türkiye’nin bazı konularda Avrupa Birliği’nin çok çok ötesinde olduğunu göstermesi için büyük fırsat olan 2012 Avrupa Spor Başkenti süreci ve Spor müzesi projesine destek olacak olan herkese şimdiden teşekkür ederim.
Not: Erzurum’daki Üniversitelerarası Kış Oyunları ve Karabük Üniversitesi’nde katıldığım panel, Adnan Sezgin ve Sadri Şener’le ilgili bazı diyaloglarımı da haftaya paylaşacağım..
Paylaş