Çöp kutusundan çıkaramadıklarımız

Gündüz-gece sokaklarda hep karşımıza çıkarlar.

Onlar torba torba toplarlar kenti...

Aslında onları her gün gördüğümüz halde her nedense görmezden geliyoruz.

Yırtık ve kirli kıyafetleriyle, elleri nasır, ayaklarında terlikleriyle...

Dilenci diyerek tepki çektikleri gibi, bazen de zabıta, polis kıskacında yaşarlar...

**

Atık toplayıcılarıdır; onlar...

Belediyelerin eksik hizmet yaptığından değil; sadece bir ekmek için bu hayatı yaşarlar!..

Aslında onları iş sahibi yapan da bizleriz.

Attığımız pet şişe, kağıt, koli, plastik atıklar ve daha niceleriyle iş veririz onlara.

**

Bugün Antalya'da bu kişilerin sayılarının 5 bini bulduğunu biliyor musunuz?

Yani her geçen gün büyüyen aile... Bu konuda onların hayatlarını iyileştirmek için çıkarılmak istenen yasa da büyük bir tepkiyle traşlandı. Sigortasız ve sağlıksız yaşamlarına çözüm ararken bile sonuç alamadığımız bir yasayla yüzleştik.

Yani hiçbir şey değişmedi.

Bugün çok sayıda denetçi kurum, bu soruna müdahale etmekten yıldı; gibi...

Bu kişiler, topladıkları atıklarla çöp evler oluşturup ya yangına neden oluyor ya da boş bir araziye yayılarak her türlü haşerenin fazlaca gelişmesine katkı sağlıyor.

Yani, sağlık koşulları açısından çevreye büyük tehdit saçıyor. Üretilen çözüm de yok gibi!.. Yerleştiği yer belediye ekipleri tarafından temizlense bile bu kişiler başka mekanlara yerleşiyor. Çünkü onlar çöpün içinden çöpten kazanılan bir hayat yaşıyor.

İşte bu noktada sorunu yerinde çözecek projeler oluşturulmalı. Örneğin Almanya'daki gibi atıkların AVM'lerde belirli bir ücret karşılığında toplanması, çöp üreten vatandaşların atıkları evlerinde ayrıştırmasına olanak sağlamaz mı?

Gelin kamu kurumları ve belediyeler insana dokunur projelerle bu ve benzeri çözüm olacak adımları birlikte atalım.

Ne dersiniz?

**

30x30 hayat!..

Sadece atık toplayanlar değil, bu fotoğrafta da belediyelerimizde çalışan işçilerimizden... Kamyonların arkasında hiçbir sağlık koşulu gözetilmeden (ağızlık, eldiven v.s.), üstelik 30x30 bir metal üzerinde kenti dolaşıyorlar.

Hız sınırını zorlayan bu çöp kamyonlarının arkasından tutunarak mı çalışacak bu işçiler?

Peki, o kamyon hareket halinde iken işçilerin 1'inci kalite ayakkabılarına rağmen ayağı kaysa veya eldiven olmadığı için mikrop kaparak bir şey olsa sorumlusu kim olacak?

 **

Expo'da 'Zafer'i unuttuk

30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladık... Türk bayraklarıyla, meşaleler ve konserlerle... Ama öyle birşey unuttuk ki...

EXPO'da bugüne özel hiç bir etkinlik yapılmadı.

**

Aksu'daki alanda fener alayı, konser, havai fişek gösterisi ve temsili 'Zafer' canlandırılsaydı daha iyi olmaz mıydı?

30 Ağustos geçti, gelin 29 Ekim'de Cumhuriyetimizin 93'üncü yılını hep birlikte EXPO'da kutlayalım...

Ne dersiniz EXPO yetkilileri?

**

Antalya'da bir ilk daha...

Tribündeki davul polisi yaraladı!

 Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Antalyaspor'a yine cezayı kesti.

Aytemiz Alanyaspor maçında tribünde çıkan olaylar nedeniyle bir maç saha kapama ve 50 bin lira da para cezası aldık.

Bu ceza kimi mutlu eder ki.. Olayların üzerinden bir hafta geçti; kim bu holiganlar? Neden ceza verilmedi, verildiyse neden isimleri açıklanmıyor?

**

Kadın-çocuk ve genç taraftarlar, Antalya Arena'da korku dolu anlar yaşarken bir ilki de gerçekleştirdik. Tribündeki davul nasıl olduysa polisleri yaraladı. Evet bildiğiniz davul...

İlginç değil mi? İnanın kamera görüntülerini merakla bekliyorum.

Yoksa tolerans gösterdikçe, PFDK'nın samimi müşterisi olmaya devam edeceğiz!..