Tarkan’ın sıkıntısı

Tarkan, ABD’den çok sıkılmış. ‘Ayrılık Zor şarkısını boş yere yazmadım’ demiş.

Ben de Avea’dan 5 milyon dolar alsam, ‘Ayrılık Zor’ diye şarkı yazar, hatta opera gibi değişik türleri bile denerdim.. Şaka bir yana Tarkan’ın Türkiye’de kazanıp, yurt dışında harcaması artık aleyhine çalışmaya başladı.

Tarkan Güney Fransa, Londra gibi seçeneklerini bırakıp namusuyla Türkiye’ye dönse çok iyi olur. Artık ‘global star’ imajını çocuklar bile yemiyor!

‘Hani? Nerede? Rusya’dan, Kazakistan’dan başka Tarkan’ı tanıyan mı var’ diye soruyor. Ben de soruyorum: ‘Yabancı sermayeye yurt dışına para kaçırdıkları için karşı olanlar, niye Tarkan’a ayılıp bayılıyor?’

(Tarkan’ın İngilizce albümü çıkıyormuş. Önemli olan İngilizce albümün çıkması değil bu albümü kimin alacağı!

Göreceğiz.

Yanılmak istiyorum.. Yanlış anlamayın Tarkan’a karşı değilim. Sadece verdiğinden çok, aldığını düşünmeye başladım.. Ve şımardığını da..)

Taha Kıvanç’ı kutlarım..

Fehmi Koru’nun Yeni Şafak gazetesinde kendi ismiyle yazdığı bir köşesi var. Bir de Taha Kıvanç ismiyle bir köşesi var. Sevgili Koru, ‘Ağır siyasi abileri okuyorlarmış.. muş’ yazıma, Taha Kıvanç şapkasıyla yanıt verdi. Yanıtının başlangıcında da ‘Ali Atıf Bir’in.. takılması..’ ifadesini kullandı.

Kendisini kutluyorum.

Eğer yazımın bir ‘takılma’ olduğunu belirtmeden yanıt verseydi, gerçekten üzülürdüm. Onu okuyanlar adına.

‘Yan’ okuma yapmak, gerçekten de önemli bir özellik ve önemli bir zeka göstergesi. Yanıta gelirsek.. Koru’nun yanıtında da belirttiği gibi Aktüel’in araştırmasının sonuçları ‘Görüş sorulanların listesi biraz daha geniş tutulsaydı ya da değişik uğraş alanından kişilere sorulsaydı, ortaya çıkacak tablo farklı olabilirdi.’ Ben de yazımda onu söylemek istemiştim.

‘Ağır siyasi abilere’ ve ‘araştırma yapanlara’ biraz takılarak..

Baydı..

Gülben Ergen, Hülya Avşar ve Petek Dinçöz’ün selülit, göbek, karın, karın yağı, karın boşluğu, meşe, gürgen, odun, kabak, salatalık, marul, abla, kardeş, teyze üzerinden girdikleri tartışmalar, ciddi olarak baydı. Bu üçlü, belirli aralıklarla çapraz ateş durumuna geçip, gündemin tam ortasında çayda çıra oynamayı beceriyorlar. En son hatırladığım olay, Gülben Ergen’in diz ameliyatı esnasında diğer ikilinin ‘Hayır bu diz ameliyatı değil estetiktir’ diye ayağa kalkmalarıydı. Bu kez Hülya Avşar’ın karnını içine çekmesi fitili ateşledi. Olay Süleyman Demirel’e kadar bağlandı. Gelecek atışmayı merakla bekliyoruz? Bakalım bu kez fitili ne ateşleyecek?

Göbek deliği? Kulak memesi? Ayak tırnağı?

Ya iş bulamazsa..

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin bazı öğrencileri, ‘TOBB Üniversitesi ve iş garantisi’ başlıklı yazımın içeriğine bozulmuşlar. ‘Bizim üniversite öğretime yeni başlamadı’ diyorlar. Bu konuda özür dilerim. Günler o kadar çabuk geçiyor ki, TOBB Üniversitesi’nin açılmasının üzerinden bir yıl geçtiğini atlamışım.

‘İş garantisi verme’ konusunda ise görüşümde ısrarlıyım. TOBB Üniversitesi’nin (bu bir kısaltma) ‘iş bulma garantisi’ vaat eden reklamı yanıltıcı.. Eğer TOBB Üniversitesi mezun her öğrencisine saygın bir işyerinde iş bulursa, bu köşeden kutlamaya hazırım. Ama ya bulamazsa? Görülen zararlar nasıl tazmin edilecek?
Yazarın Tüm Yazıları