Sinsi pazarlamacılar!

İKİ sözcüğünden birinde ‘‘İtibar Yönetimi’’nden söz edenAli Saydam'ın kendi itibarını (!) hangi yöntemlerle yönettiğini geçen hafta açıklamıştım.

Ali Saydam kendi müşterilerine de bu tür ‘‘itibar yükseltme’’ taktikleri veriyorsa (özellikle de medya ilişkileri konusunda) ortalık çok yakında‘‘itibar’’lı şirketten geçilmeyecek demektir, kutlar başarılarının devamını dilerim.

Anımsarsanız geçen haftaki yazımda ‘‘Nereden bilirdim (Ali Saydam'ın) halkla ilişkiler hizmeti verdiği ‘dindar medyanın' yazarlarını Sabah'a monte edip AKP ile Sabah'ın arasını bulmaya çalıştığını’’ diye bir ifade vardı.

Nedense Ahmet Hakan bu ifadeden alınmış. Bana yanıt olarak da ‘‘Tekelci medyada tutunmak için dindar medya dindar olmayan medya ayrımı mı yapmak gerekir?’’ diye soruyor. Söyle Ahmet Hakan Kanal 7, STV, TGRT, Mesaj TV, Vakit, Yeni Şafak, Zaman, Türkiye... Herhangi bir medya araştırmasında faktör analizi sonucu benzer kategoriye düşen, bu medya kategorisini tanımlamak için ne diyeyim? Dindar olmayan medya mı? Cumhuriyetçi medya mı? Atatürkçü medya mı? Senin ‘‘tekelci medya’’ dediğin şey, gerçek anlamını asıl bu kategoride bulmasın. Hakimiyet kayıtsız şartsız kimindi? Sen bu ‘‘klişeyi’’ iyi bilirsin? Hadi söyle. Takıyye’yi bırak be Ahmet Hakan. Allahaşkına bir gün de kendin ol...


New York'ta Hürriyet'i görürsen şaşırma sakın!


MERAKLA
beklenen Asmalı Konak filmi gelecek hafta 400 salonda birden vizyona giriyor. Asmalı Konak için bugüne kadar 3 milyon dolar harcanmış durumda. Hedef 4 milyon izleyiciye ulaşmak. Abdullah Oğuz'un bu güne kadar yaptığı işlerin kalitesine baktığımda ben diyorum ki Asmalı Konak'ı izleyenlerin sayısı 4 milyonu geçecek!

Abdullah Oğuz'un başarısı sadece kaliteli yapımlara imza atmakla kalmıyor. Abdullah Oğuz, Feryal Pere ve Bülent Turgut üçlüsü film pazarlamasında da çok başarılılar. Hem akıllı ‘‘merchandising’’ yapıyorlar, hem de ‘‘akıllı iletişimden’’ anlayan markalarla ellerindeki değeri iyi buluşturuyorlar. Film içine

ürün yerleştirmek, 4 milyondan fazla insana ulaşacak popüler bir

film aracılığıyla tüketicilerle aradaki bağı güçlendirmek akıllı iletişim değil de nedir? Unutmayın,

sinema insanın üzerine gelen mesajdan kaçması olanaksız bir mecra!

Hadi yer gelmişken size Asmalı Konak'ın sağlayacağı ‘‘akıllı iletişim’’ fırsatını kaçırmayıp tüketicilerle unutulmaz bir bağ kuracak markalar hakkında biraz ‘‘tüyo’’ vereyim. Siemens Mobile'ı zaten biliyorsunuz. Oyakbank ve Axa Oyak'ı biliyor musunuz? Ya UPS, Starbucks'ı. Veee Hürriyet'i. Evet, New York'ta Hürriyet'i görürsen şaşırma sakın! Abdullah Oğuz'u, Asmalı KonakMatrix, Yüzüklerin Efendisi gibi Amerikan yapımları öncesinde yaşanan bir 'sinema olayına' dönüştürdüğü için kutlarım. 'Merak' kediyi öldürür! Sinema pazarlaması kitabının ilk cümlesi budur. Var mı Asmalı Konak'ın sonunu merak etmeyen?


Kırmızı markası nerden türedi?


BASIN
reklamlarını ödüllendirecek Kırmızı'da başvuru süresi bitti. Birbirinden yaratıcı yüzlerce gazete ve dergi reklamı Kırmızı'da yarışmak için başvurdular. Bu çok sevindirici. Gazete ve dergi reklamlarını hakettiği önemin verilmesi konusunda çok önemli bir işlev üstlenen Kırmızı'da emeği geçen herkesi kutlamak lazım. Tabii Reklamcılar Derneği'ni de. ‘‘Benim Kristal Elma'm var. Kırmızı da nereden çıktı’’ demedi. Büyük bir hoşgörü örneği gösterek Kırmızı'yı destekledi. Böyle de olması lazım. Hoşgörü her şeyin ilacı.

Kırmızı da Kristal Elma'ya rakip değil, reklam sektöründe yaratıcıları taçlandıracak bir destek. Bu arada Kırmızı reklamları bize basın reklamlarının gücünü de gösterdi. Niye mi? Kırmızı reklamları başka yerde yayınlanmadı ki! (Reklam Ajansı: Klan RSCG Rating: Beş yıldız)

Umarım Beko Klima'nın ‘‘Nem Alır’’ başlıklı gazete reklamı Kırmızı'ya aday olmuştur. Tuzluk pirinç esprisi ile ‘‘nem alma’’ özelliği ancak bu kadar yaratıcı ve etkili anlatılabilirdi. (Reklam Ajansı: TBWA Rating: Beş Yıldız).


Light Cola-Turka bizi bozmaz mı?


İKİ
gün önce birden aklıma ‘‘Cola Turka niye Light ürün çıkarmaz ki!’’ sorusu düştü. ‘‘Aaa olur mu hiç!’’ dedim içimden ‘‘Turka'nın da Light'ı mı olurmuş!’’. Ne dersiniz Cola-Turka'nın özündeki milliyetçilik pozitif bile olsa Light'lık Turka'lığa aykırı gitmez mi? Eğer reklamda Light Selami oynarsa belki mi? İyi de Cola Turk'a Haluk'un değerleriyle daha çok örtüşmüyor mu? Light Haluk! Oldu mu yani?

* WORLD Card'ın ‘‘Vadaaa!’’ diyen himinilerini çok sevdim. Çok sevimli, çok olanaklı, çok trendi bir çözüm olmuş. Yapı Kredi günün trendlerini iyi analiz etmiş. ‘‘Clubber’’lığı, müzik festivallerini H2000'i, Rock'n Coke'u ve benzerlerini. Koşarak vucuduna puanları toplayan kadından kimliksiz bir hedef kitleye ancak bu kadar iyi geçilebilirdi. Umarım World Card'ın ‘‘Vadaaaa!’’ diyen yaratıkları Turkcell'in kılıktan kılığa girip anlamsızlaşmaya başlayan yarı salyangoz yarı tavşan yaratığına dönmez.(Reklam Ajansı: RPM/ Cdp Europe Rating: Beş yıldız)


Alt tarafı sakız


ÜLKER
'in Chevy Dent reklamına dikkat! Değişik bir tadı var. Reklam fikri ilginç. Ama fikrin uygulaması fikre çok şey katıyor, reklamın yapım kalitesi fikre ‘‘kreşendo’’ yaptırıyor. Bahadır Karakaş süper bir reklam yönetmeni oldu. Hem reklamdan anlıyor ve hem de reklam ajansının fikrini bozmadan ona çok şey katıyor. Bu reklam alt tarafı bir sakız reklamı ama yapım-yönetimin de katkısıyla ancak bu kadar dikkat çekici, bu kadar farklılaştırıcı olabilir, hem rasyonel motifleri inceden kullanıp hem de bu kadar güldürebilir. Ayrıca tekno müzik kullanılan ‘‘kaybolmayan sakız’’ temalı radyo reklamları da, ‘‘sakız dünyası gazetesi’’ de birbirini destekleyen güzel ve doğru entegrasyonlar. İşte Etki: İki haftada Chevy Dent adında farklı bir sakız markamız oldu çıktı. Herkes çiğne çiğne diye de birbirine öneriyor. Sakız çiğnemek bir numaralı problemimiz ya. Değil mi? Yahu reklamın mizahi kaldıraç noktası burası. Anlamadınız mı? (Rating: Beş Yıldız Reklam Ajansı: Link McCann)


Bu reklamcılar komik insanlar!


BU
reklamcılar çok komik. Diyorlar ki bana ‘‘reklam eleştirme!’’ Peşinden de ekliyorlar ‘‘İyi eleştiriyorsun Hoca, okuyoruz ama, bu

kadar kişinin önünde de

olmaz ki, sen meslek dergilerine geç!’’
Söz geçeceğim. Doğan Hızlan'ı bir sanat ve edebiyat dergisine,

Atilla Dorsay'ı bir

sinema dergisine, Murat Bardakçı'yı bir tarih dergisine, Ufuk Sandık'ı bir otomobil dergisine Emin ÇölaşanMeclis TV'ye hapsedebildiğiniz

gün ben de bir

meslek dergisine geçeceğim. Söz. Vallahi de billahi de söz!


Çekirgelik


Günümüz ekonomisinin para birimi ‘dikkat’’tir. Çünkü bilgi toplumunda en kıt kaynak dikkat'tir. ‘Dikkat’i toplayan kazanır.

(Davenport ve Beck)
Yazarın Tüm Yazıları