Otis’in fendi Hurley’i yendi, ya Tarkan’ı

KISA bir süre önce hem Elizabeth Hurley’li Magnum hem de Carre Otis’li Twigy reklamları dönmeye başladı. Sanki ablalarla çok yakından tanışıyormuşuz gibi değil mi? Neden acaba?

İnternette Google’a girin. Elizabeth Hurley ve Carre Otis isimlerini ayrı ayrı yazın. Karşınıza sayfalarca Magnum, sayfalarca da Twigy haberi gelecek. Hanımefendiler Türkiye gelmişler, Antalyalara reklam çekimi için gitmişler, Türkiye’yi çok sevmişler, gülmüşler, eğlenmişler. Sağdan fotoğraf, soldan fotoğraf, baştan fotoğraf, ayaktan fotoğraf.

Twigy’nin halkla ilişkilercisi çok daha başarılı ama. Carre Otis’i yazmayan gazete, yazmayan internet sitesi kalmamış. Otis abla bu kadar çok göz önüne çıkınca haliyle yaşının biraz geçkin olduğu, ayaklarının Twigy’leri taşımadığı da gündeme gelmiş. Yine de gazeteler, televizyonlar, internet siteleri Otis’i neredeyse başhaber yapmaktan geri durmamış. Elizabeth Hurley biraz daha ‘cool’ takılmış. Onu da medya hiç de fena kapsamamış.

Anlayacağınız ünlü birini reklamda kullanınca sadece iş reklamla kalmıyor. Markalar aynı zamanda ünlünün etinden, sütünden, yününden yararlanıyor. Ünlü kişinin kullanıldığı reklamlar daha başlamadan markalar söylentileri medya tetiklemesiyle kulaktan kulağa yayılıyor (haydi söyleyeyim bu tekniğin yeni adı viral pazarlama).

Ne Algida’nın ‘fermuarın açık’ esprili reklamı, ne de Twigy’nin ‘kapak kızları Twigy giyer’ reklamı büyük fikir içeren reklamlar değil. Dikkati çekiyorlar. Biraz ilgi uyanıyor hepsi bu. Üstelik hem Algida hem de Twigy reklamındaki ürün bağlantısı zayıf. Algida filminde yapım ve yönetim kalitesi biraz daha yüksek o kadar.

Ancaaak... Öyle ya da böyle Elizabeth Hurley ve Carre Otis’in iki markaya da katkı yapmadıklarını söylememiz mümkün değil. Ödense ödense Hurley’e 300-400 bin dolar, Otis’e 200-300 bin dolar ödenmiştir. Tarkan’a Avea’nın ödediği 5 milyon dolarla duyduktan sonra Otis ve Hurley aldıkları paraların hakkını vermiş gibi geldiler bana... Girin araştırın yine Google’a. Tarkan’ın Avea sponsorluğu konusunda Otis ve Hurley haberlerinden daha az Tarkan haberi olduğunu göreceksiniz.

Burada da başka bir ancaaak... Ne olursa olsun Tarkan’ın herhangi bir şekilde bir reklam kampanyasıyla değişik demografik kitleleri etkileme yaygınlığı ve derinliği Hurley ve Otis’inkinden çok kat daha fazla. Yine de sorulması gereken soru şu değil mi: Avea, Tarkan’ın yerine Catherine Zeta Jones’u Türkiye’ye getirseydi çok daha fazla kitleyi, çok daha kalıcı bir şekilde, derinliğine etkilemez miydi? Özeti: Ünlü kullanmak bazen doğru karar ama doğru ünlüyü seçmek çok daha önemli bir karar...

Erdoğan’da çok az yıpranma var

MERAKLA
beklediğimiz TNS Piar ‘Liderlerin Form Grafiği Araştırması’ Nisan 2005 sonuçları elimize ulaştı. Tayyip Erdoğan hálá yüzde 47.2 ile açık ara en formda lider. Ancak Erdoğan şubat ve mart aylarında olduğu gibi bu ay da 2.2 puan form kaybetti. Mayıs ayında da az da olsa form kaybı sürerse iktidarın Erdoğan’ı yıpratmaya başladığını söylememiz mümkün olacak. Hálá şiddetli bir yıpranmadan söz etmek mümkün değil... Abdullah Öcalan’la ilgili AİHM kararının Erdoğan’ın formunu ne kadar etkileyeceğini görmek için TNS Piar’ın mayıs sonuçlarını merakla bekliyoruz.

Rakiplere gelirsek. 2.4’le en fazla form kaybı Baykal’da. Kongredeki Baykal-Sarıgül kapışması Baykal’ı yıpratmış görünüyor. Bahçeli’deki form kaybı ise 0.9. Ağar ise 0.1 form kaybı ile marttaki formunu neredeyse korumuş. DYP Kongresi ve buna paralel yürütülen reklam kampanyası Ağar’ın formunu ne kadar etkilemiş olabilir? Yanıtlar mayıs sonuçlarında...

Kimin hatası

‘AVEA’nın Blackberry’i reklamında Turkcell lehine büyük bir hata var, lütfen eleştir’
diye telefonlar geliyor. Kusura bakmayın ama Avea’nın reklamdaki hatası Turkcell’in yeni ürün geliştirme ve sunma konusunda yavaş davranma hatasının yanında solda sıfır kalır.

Avea reklamında eleştirecek bir şey yok. Yeni ürün geliştirme açısından Avea, Turkcell’e gol atmaya devam ediyor. Turkcell Ringa’da geç kaldı, Bas Konuş’ta geç kaldı, şimdi de Turkcell Blackberry gecikmesi yaşıyor. Avea’nın yeni ürünü çıkardıktan sonra yapılan basın toplantılarında ‘Bu çok önemli bir ürün, aylarca test edilmesi gerekiyor, testlerimiz devam ediyor’ argümanını kimse yemiyor.

Liderliğini devam ettirmek istiyorsan, bir yolunu bulacak, o yeni ürünü bir an önce piyasaya çıkaracaksın. Turkcell dua etsin Avea kalite algısını yükseltecek imaj reklamlarını henüz yoluna koyamadı. Eğer Avea Tarkan’la kalite algısını yükseltirse siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü.

Tek tip gazeteci yetiştirmek

ÜÇ
dört gündür Amerika’dayım. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Texas Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin ortaklaşa düzenledikleri 3’cü Uluslararası İletişim Sempozyumu North Carolina’da yapılıyor.

Sempozyumun ev sahipliğini de bu yıl North Carolina Üniversitesi Gazetecilik ve İletişim Fakültesi ve Elon Üniversitesi İletişim Fakültesi üstlenmiş durumda. Amerikalı ünlü İletişim Bilimciler Prof. Donald Shaw, Prof. Maxwell McCombs, Prof. David Weivar, Prof. Werner Severin’in de katıldığı sempozyumda iletişim alanındaki son eğilimleri, iletişim eğitimindeki son gelişmeleri tartışıyoruz.

Prof. Severin, bir tartışmada ABD’de de diğer sosyal bilim alanlarından mezun birçok insanın gazetecilik mesleğini seçebildiğini, bu nedenle gazetecilik okullarında verilen eğitimin fark yaratması gerektiğini söylüyor. Ona yürekten katılıyorum.

North Coralina Gazetecilik ve Kitle İletişim Fakültesi Prof. Severin’in söylediği ‘farkı’ erken anlayıp uygulamaya koymuş bile. Bu fakültede klasik Reklamcılık, Halkla İlişkiler, Elektronik İletişim, Görsel İletişim ve Gazetecilik bölümleri var. Ancak gazetecilik bölümü altında yeni, özel programlar açılmış. Örneğin İş Hayatı Gazeteciliği (dikkat edin burada borsa ve yatırım haberlerine sıkıştırılan ekonomi gazeteciliğinden söz etmiyoruz!) gibi. Örneğin Tıbbi Gazetecilik ya da Spor Gazeteciliği. Hatta Yerel Gazetecilik.

Türkiye’de de İletişim Fakülteleri’nin fark yaratmak için gazetecilik bölümlerini yeniden ele almaları şart. Söyler misiniz niye bir İletişim Fakültesi’nde Magazin Gazeteciliği dalı olmasın? Niye bir diğerinde Yaşam Tarzı Gazeteciliği dalı? Herkesin siyasi gazeteci olarak yetişmesi şart mı? Niye tornadan çıkmış gibi tek tip gazeteci yetiştiriyoruz. Neden?

Amerikalılar RTÜK’e şaşırmadı

NORTH
Carolina’daki sempozyumda, oturumların birinin arasında, Amerikalı iletişim hocaları ile sohbet ederken Türkiye’de RTÜK’ün paralı bir kanaldaki, yine para ödenerek izlenebilen erotik kanalları kapattığını söyledim.

Şaşırdılar. Yanlış anlamayın. Şaşkınlıkları, RTÜK’ün ideolojik tabanlı kararına değildi. Amerikalılar, Türkiye gibi bir İslam ülkesinde paralı da olsa erotik kanalların izlenebildiğine şaştılar.

RTÜK üyelerine ne kadar teşekkür etsek az yani. Yurtdışındaki Türkiye algısını gerçeğe dönüştürdükleri için. Bakalım sıra ne zaman otellerdeki paralı kapalı devre erotik yayınlara gelecek. Otel odalarında da çocuklar yok mu? Ya aileleri onlara sahip çıkamazsa. Şikayetçiyim RTÜK. Türkiye gibi bir İslam ülkesine kapalı devre erotik otel yayını yakışmıyor. Otel yayınlarını da kapat. Kapat ki algılar gerçek olsun!

Çekirgelik

İş yaşamında iyi olmak en büyüleyici sanat türüdür.

(Andy Warhol)
Yazarın Tüm Yazıları