KİR kir olalı hiç bu kadar sevilesi bir şekilde konumlandırılmamıştı. Kir kir olalı böyle itibar görmemişti.
Kir dünyası aralarında para toplayıp halkla ilişkiler yapsa hayatta detarjan sektörü kadar bir kirin itibarını yükseltmede başarılı olamaz.
Anımsarsanız önce Alo ‘‘Çamaşırdır kirlenir çocuklar böyle öğrenir’’ dedi ve kirin aslında iyi bir şey olduğunu, çocuklarımızın kirlenerek ancak kir sayesinde öğrenebildiğini öğrenmeye başladık. Şimdi de Omo'nun aynı stratejiyi global olarak benimsediğini görüyoruz. Ama farklı bir uygulamayla. Anne ve marka arasında daha duygusal bir bağ kurarak.
Omo'nun reklamına daha ilk görüşte aşık olduğumu söyleyeyim. Prodüksiyon müthiş. Plajda oynayan siyahi çocuktan reklamın dış kaynaklı olduğunu tahmin ettim. Yanılmamışım. İngiltere'deki Lowe reklam ajansı tarafından üretilen bir reklammış. Reklam şunu diyor: Bırakınız çocuğunuz kişisel gelişimi boyunca özgürce öğrensin, öğrenirken keşfetsin, keşfederken varsın üstünü başını kirletsin. Slogan müthiş: Kirlenmek güzeldir.
Müthiş olan bir şey daha var. O da reklamın beyinde bıraktığı duygusal tat. Bakalım ‘‘kir güzelliği’’ stratejisi de sıradanlaşınca deterjancılar güzelleştirecek ne bulacaklar. Merak etmeyin bulurlar, reklamcı zekasının sınırı yok!
(Reklam Ajansı: Lowe
Rating: * * * * *)
Medya eleştirisinin suyunu çıkarmak
GEÇENLERDETufan Türenç, Ömer Dinçer'in ‘‘Kamu Yönetimi Kanunu Tasarısı ve AKP'nin Gizli Emelleri’’ diye bir yazı yazdı. Yasanın ne yapmak istediğinden haberdar biri olarak Türenç'in ne demek istediğini anladım, yazıdan da keyif aldım. Yeni Şafak gazetesinde medya eleştirileri yapan (bana göre yapmaya gayreti içinde olan) Kürşat Bumin, Tufan Türenç'in bu yazısını ‘‘Bir de gizli emellerin ne olduğunu öğrenebilseydik’’ diye alaycı bir tavırla yerden yere vurmuş. Türenç'in yazısını tekrar okudum ‘‘gizli emellerin’’ ne olduğunu çok rahat anladım. Yazıyı bir de Kürşat Bumin olarak okudum. İşime gelmedi, anlamadım. Bir metin öyle de okunabilir böyle de. Medya eleştirmeni, eğer kendi dünya görüşünün militanı değilse, her iki okuma olasılığına da yer vermelidir. Bir metnin farklı okumalarının olabileceğini bilmeyen de medya eleştirmeniyim diye ortaya çıkıp medya eleştirisinin suyunu çıkarmamalıdır!
Bir anımsatma
AGB denetçisi olarak yıllarca Televizyon İzleyici Araştırmaları Komitesi'nin toplantılarına katıldım. İki yıl kadar önceydi. Cem Uzan, Genç Parti'yi kurmuş, hesapta da işleri Hakan Uzan'a devretmişti. Biz de olağan TİAK toplantılarının birinde yöntem sorunlarını konuşuyorduk. Star her zaman olduğu gibi ödemesi gereken ücreti ödemiyor, Star temsilcisi de her zaman olduğu gibi önüne gelen her konuyu yokuşa sürüyordu. Kendisine artık Cem Uzan'ın başta olmadığı ve bazı kararları rahatlıkla alabileceği hatırlatılınca dayanamadı ve patladı: ‘‘Üüü..Siz Hakan Uzan'ı bilmezsiniz, o Cem Uzan'dan da saldırgan.’’ TMSF mağduru Cem Uzan'ın ağlamaklı halini izlerken aklınızda bulunsun dedim.
Aklını başına al Basın Konseyi!
STAR televizyonu aylarca hakkımda ‘‘televizyon izleme ölçümlerini yok etmek için’’ bilim adamlığı onurumu ayaklar altına alan karalama yaptı. Neredeydi Basın Konseyi? Kendimi savunmaya kalkınca Uzanlar tarafından el altından ‘‘Çocukların var kapa çeneni’’ mesajı gönderildi. Neredeydi Basın Konseyi? Yıldırmak için hiçbir dayanağı olmayan davalara boğuldum. Neredeydi Basın Konseyi? Çokoprens almaya mı gitmişti? Hayır.
Basın Konseyi, Uzanların elindeki Star televizyonuna, Star gazetesine ‘‘basın’’ diyemezdi. İş ahlaksızı Uzanlar ‘‘Herkes bana düşman’’ şizofrenisiyle, televizyon ve gazetelerinde önüne geleni karalatır, hakaret ettirir, çamur attırır, küçük düşürtür, şantaj yaptırır, işler sarpa sarınca da gün be gün mesajı değişen belden aşağı propandayla beyin yıkattırırken (pasif cümle kuruyorum çünkü bunlar tek başına olmuyor!), böyle bir ‘‘basını’’ Basın Konseyi nasıl basından sayabilirdi? Saymadı da.
Şimdi kalkmış Basın Konseyi, Uzan Grubu'na yönelik ‘‘kamu alacaklarının tahsili’’ operasyonunda Star televizyonuna ve Star gazetesi'ne el konulunca ‘‘Basın Özgürlüğü Elden Gidiyor’’ diye bildiri yayınlıyor. Pes! Mozambik'ten (8) Basın Konseyi üyesi getirsek ‘‘Ortada basın mı vardı?’’ der ve bu bildiriyi yayınlamazdı. Yalan mı?
(*) Sevgili Mozambikliler lütfen hemen kaleme kağıda sarılıp ‘‘Bize hakaret, biz de bile bu kadar bile olmuyor’’ diye protesto mesajı göndermeyin. Buradaki Mozambik lafın gelişi, lafın..
Piyalenin şaşırtan reklamı
PİYALE gıda markasının içi doluyor. Şimdi de karşımızda İngiliz işçilerin ‘‘beş çay saati’’ için özel olarak hazırlanmış Piyalemix reklamı başladı. Marka genişleme stratejisine diyecek bir şeyimiz yok, ürüne de. Ama hedefin İngiliz işçiler olması beni biraz üzdü. Gerçi Piyale de haklı. Nerde Türk işçisinde pasta-bisküvi alacak para değil mi? (Reklamı anladığım zaman yıldızını da vereceğim! Basın reklamı doğruydu ama Sezarın hakkı Sezara.)
Erdoğan tavan yapıyor, Ağar form tutuyor
TAYLOR Nelson Sofres'in yapmış olduğu ‘‘Liderlerin Form Grafiği’’ araştırmasının Ocak 2004 sonuçları sizlerle paylaşmak üzere elimde. Şunu söyleyeyim, bu araştırmasının sonuçlarını yayınladıkça çok acımasız e-postalar alıyorum. Kibarca ‘‘Niye Erdoğan'ın goy goyculuğunu yapıyorsun, sonuçları yayınlamasana’’ diyenler de var, ‘‘Metroseksüel çocuğu... Oraya gelirsem o bilgisayar tuşunu...’’ diye adres gösterenler de!
Taylor Nelson Sofres (TNS) daha önce çok kereler sahasını denetlediğim ve güvenilir bir araştırma şirketi. ‘‘Liderlerin Form Grafiği’’ araştırması da TNS'nin her ay yaptığı benim de sonuçlarını yıllardır takip ettiğim bir araştırma. Sonuçlar sizin hoşunuza gitmeyecek diye ‘‘Lider Formlarını’’ yayınlamayacaksam, o zaman bu köşe babamın malı olur, ben de bu yükü kaldıramam. Anlaştık?
Yerel seçim arefesinde sonuçlar aynen şöyle:
Başbakan Erdoğan Ocak 2004'teki formunu bir önceki aya göre 4.7 puan artırarak tüm zamanların en yüksek formuna ulaştı. Geçen ayın en önemli konusu ‘‘Kıbrıs'ı ver kurtul’’ olduğuna göre, bu konudaki ‘‘Tayyip tavrı’’nın ters tepmediği ortada.
İlginç sonuç Ağar'la ilgili. Ağar da sürpriz yaparak formunu 4 puan arttırdı ve tüm zamanların en yüksek formuna ulaştı. DYP çevresinde ilginç bir toparlanma başlamış görünüyor. Ağar'ın bu formuyla bugün seçim olsa DYP barajı aşabilir. Uzan'ın defteri dürüldüğüne göre çok yakında gündemi‘‘Ağar'ın 32 kısım tekmili birden geçmişi’’ işgal edebilir, şaşırmayın.
Baykal, Bahçeli, Cem yerinde sayıyor. Uzan'da 1.3 puanlık artış var. ANAP ise dibe vurmuş durumda.
Geçen ay yayınladığımız sonuçlardan sonra ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas bir e-posta gönderdi. Henüz göreve yeni geldiği için sonuçların geçmiş liderleri bağladığını söyledi. Katılıyorum. Nas'a birkaç ay süre verip, çıkan sonucu genelde ANAP olarak değerlendirmek doğru olur. Birkaç oy sonra gereği neyse yaparız.
Gelecek ayın sonuçlarını iple çekiyorum. Uzan'ın bir ‘‘Popstar’’ mağduru gibi algılanıp algılanmayacağını siz merak etmiyor musunuz? Ya Erdoğan‘‘Cesuryürek’’ olarak algılanırsa?
Çekirgelik
Ölmek çok zor bir şey değil inan, hayatı kurmak ise bil ki, çok daha zor.