Maskeli Beşler filmini daha görmeden, tanıtımlarındaki bilek hareketi nedeniyle sizleri uyarmıştım.
Söz konusu film 7 yaşından küçüklere yasaklandı. Oysa Maskeli Beşler gibi film için yasak getirmek yanlış. Aileler filmde uygun olmayan dil ve hareketler bulunduğu konusunda uyarılsa yeterdi. Yaş sınırı da bence 7 değil, 13 olmalıydı.
Maskeli Beşler yazısından sonra, filmlere ‘uyarıcı işaretleme sistemi’ getirme konusunu destekleyen çok sayıda mesaj aldım. Gelen tüm mesajları temsilen Bursa’dan Kimya Mühendisi okurum Ekrem Hayri Peker’in görüşlerini sizinle paylaşmak istiyorum:
‘Dünkü (27 Ekim) Beş Silahşörler yazınızı okuyunca, nihayet sesimi belki kamuoyuna duyurabileceğim bir köşe yazarı dedim ve bu satırları yazdım.
Sayın Bir, filmlere, dergilere ve kitaplara yaş sınırı getirilmeli.
Avrupa’yı bilmiyorum ama ABD’de filmlerin yaş grubuna göre sınıflandırıldığını biliyorum.
Yasakçı değilim, ister porno seyretsinler, ister başka şey, kişi özgür olmalıdır. Ama yetişme çağında olan çocuklar için bir şeyler yapmalıyız.
Yaşadığım iki örneği vermek istiyorum. Bol yıldız dağıtan eleştirmenlerimizi dinleyerek gittiğim üç örneği vermek istiyorum.
Sun City (Suçlular Şehri) baştan aşağı şiddet dolu. Kill Bill filmi de aynı şekilde kandan geçilmiyor. Diğer filmde şiddet yok, açık sahne yok. Ama diyaloglar müthiş üç yıldızlı. ‘Closer’daki (Kapıların Ardında) diyaloglar, kulaklarıma kadar kızarttı beni, dehşete düştüm. Film eleştirmenleri anlaşılan maaşlı eleman. Olumlu şeyler yazmak durumundalar.
Oğlum veya kızımla gidebilirdim. Ne hale düşerdim gözlerinde...
Çok reklamı yapılan bir İtalyan kadın yazar vardı. Ülkemize kızıp (bir basın davasından) az daha gelmiyordu. Basın özgürlüğü yok diye! Merakla kitabını okudum. Bilhassa okumamız için, fiyatı beş milyon. Kitabın adı ‘Yatmadan Önce Yüz Fırça Darbesi...’
Okudum, yaşım 51... Neler gördük, yaşadım. Bayanın kitabını lise yıllarında okusaydık, bayağı iş görürdü, banyoda!
Haydi biz kazık kadarız. Yalnız yaşayan ve yeğenini okutan meslektaşım (kimya mühendisi) bayan lise birde okuyan yeğeni isteyince bu kitabı almış.
Yeğen kitap okuma aşkıyla sarılmış ama hayalkırıklığına bakın.
Kitap poşetli, hálá uyaran yok.
Lütfen yaş sınırı getirelim, aileleri kültürel ürünlerin içerikleri konusunda uyaralım. Olumsuzluklar doğal gibi sunulmasın.
Birisine yaptığınızda yargılanabileceğiniz bir eylem, bir terbiyesizlik, nasıl bir film ilk sahnesi olarak seyirciye gösterilebilir?
Lütfen bu çığlığı duyurun!’
Ben mi istifa edeyim
Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Malatya’daki çocuk yurdundaki çocuklara işkence olayında ‘Benim sorumluluğum yok’ dedi, çekildi köşesine..
Başbakan Tayyip Erdoğan da, Çubukçu’nun üstüne giden medyaya kızıp ‘Büyütecek bir şey yok, abartmayın’ diyerek Bakan’ına sahip çıktı.
Bravo... Bravo... Bravo... Birkaç çocuğa kakası yedirilmiş, sıcak suyla haşlanmış, bir o kadarı da dayaktan gebertilmişse ne olmuş yani?
Koca Bakan birkaç çocuk için harcanır mı? Üstelik ortada ölü falan da yok..
Haydi beş altı yüz çocuk ölse Nimet Çubukçu’yu sorumlu tutalım. Böyle bir şey de yok! Günlük her yerde olabilecek çocuk işkencesi işte! Hem bir Bakan taaa Malatyalarda bir çocuk yuvasında olan biten hakkında nereye bakabilir ki? Baksa da nereyi görebilir ki.
Olay Ankara’da bir yuvada olsa neyse.
Bakan o zaman bakar, hatta gider görür.
Gerçi bir Bakan, Ankara’da olan bir olayı da göremez.
Bu olay mahallesindeki bir yuvada olacak ki işte o zaman hemen müdahale edebilsin. Hatta o bile zor. Belki oturduğu evin yanında bir yuvada böyle bir olay olsa eve girip çıkarken bakar, işkence ver mı yok mu görür..
Hatta Bakan onu da göremez. Nereden görsün? Koca mahalle. Olay evinde olacak ki görsün, önlem alsın, denetim sistemi kursun.
Hatta bir Bakan eve uğramadığı için onu da göremez ki. Bakanların o ülke senin, bu ülke benim gezmekten evlerine uğradıkları mı var..
Peki Allahaşkına sayın söyleyin bu Bakanlar neye bakarlar? Bakıp da bir şey göremiyorlarsa, niye Bakanlar?
RTÜK ne yapar
Bildiğiniz gibi ‘Herbie Tam Gaz’ filminin başrolünde bir VW kablumbağa oynuyor. Çok yakında Herbie televizyonlara da damlar. Sizce RTÜK Herbie filmini oynatan kanallara ‘ürün yerleştirme var’ diye ceza uygular mı?
Bence uygulamamalı. Bu filme ceza meza az. Televizyonlarda Herbie’yi hiç oynatmamak lazım.
Nesini oynatacaksın ki, zaten filmde ürün başrolde, film yerleştirme!