‘Zafer’ demeyin bana

“İsrail’i kendi şartlarımızda ateşkese zorladık” gibi bir gerekçe, galibiyet ilanına yetmez.
Arazide üstünlüğün kimde olduğu, bütün can yakıcılığıyla ortadayken “Hükmen diz çöktürdük” denilemez.
Kuyruğu dik tutmak için denilse de inandırıcı gelmez...
Zira bu terazi, bu sıkleti çekmez.

***

Gazze halkının meşru müdafaa hakkı mı? Sonuna kadar yanındayım.
Filistin davasının ne pahasına olursa olsun sahiplenilmesi mi? Bütün hücrelerimle savunurum.
Önüne sandık konduğunda, iradesi hür bırakıldığında güya yanlış tarafı, Hamas’ı seçti diye Gazze demokrasisinin tanınmaması mı? Tarafım belli; Hamas, Gazze halkının meşru tercihidir; Amerika, İsrail ve diğerleri ne derse desin.
Filistin halkına bir devlet ve işleyen bir demokrasi çok görüldükçe ne İsrail, ne Ortadoğu ne de dünya huzur bulmayacak. Hiç şüphem olmadı...
İsrail ve müttefiklerinin, işlerine gelmeyen oylamayı, sonuçlarını beğenmedikleri seçimi veto etme hakkı, lüksü ve şımarıklığı kabul edilemez. Amenna...
Kimse Filistin halkının vasisi değil, kimse onlar adına onların kaderini tayin edemez, demokratik tercihlerini değiştiremez. Ne hadlerine...
İstemedikleri partiler kazanınca demokrasiyi bir kalemde yok sayan, sandığı dilerse önlerine koyup dilerse rafa kaldıran bir ikiyüzlülüğü memnun etmeye zorlanamaz Gazzeliler. O kadar...

***

İşgale karşı direnişlerini, iradelerine ve seçimlerine sahip çıkma mücadelelerini her şartta destekliyorum, bu bir kurtuluş savaşıdır.
Tek, şu kör olası ‘ama’lar var ki geçemedim:
Ama attığın roket de ürküttüğün bombaya değecek...
Ama sen de sivil İsrail vatandaşlarının hayatına kastetmeyeceksin...
Ama Filistin halkının canı üzerinden İran-İsrail kapışmasına fırsat vermeyeceksin...
Ama iki güç birbirlerini sınayacak, füzelerini deneyecek, bilek güreşine tutuşacak diye Gazze’yi açık hedef haline getirtmeyeceksin...
Ama mazlum Filistin’e kan kusturmak için zaten bahane kollayan İsrail ceberutluğuna koz vermeyeceksin...
Ama İsrail, elinde avucunda ne varsa altyapından füze stoklarına hepsini vurduktan sonra ateşkese yanaşmayacaksın; mümkünse askeri açıdan istediği sonuçların hepsini aldırmadan, kolunu kanadını iyice kırdırmadan bir ateşkesin şartlarını oluşturmaya bakacaksın...
Biraz basiretli olacaksın yani kardeşim, biraz basiretli.

***

Orantısız bir güç kullanımı görmediklerini söylüyor Beyaz Saray.
Orantı neresinde bunun?
Güç dengesi mi var ki bu savaşta, silahlar mı eşit, iki yakın kuvvetin karşılaşması mı ki bu?
10 günün acı bilançosuna, isabet oranlarına, yıkımın, imhanın, soykırıma varan katliamın boyutlarına bakın...
Çoğu boş araziye düşen, gerisi hava savunma kalkanı Demir Kubbe’ye takılan Hamas füzelerine mukabil yüzlerce tonluk İsrail bombası patlıyor Filistinlilerin başında.
Ne engelliler merkezinde ne camide ne de evlerinde güvendeler.
Su kenarında oynayan çocuklara bile aman yok. Dokunulmazı yok İsrail’in...
Bir tarafta 200’den fazla ölü, bin 500’ü aşkın yaralı. Diğer tarafta panik eseri kendine zarar veren 50-60 İsrail vatandaşı ve bir kayıp...
Hamaset, bela savuşturmuyor, bela çekiyor mazlumların üstüne, ama bunu da göreceksin Hamaslı kardeşim...
Fıtratında sokmak var madem, arı kovanına da tedbirsiz çomak sokmayacaksın.

***

Direnişi dimdik ayakta tutacaksın elbet, psikolojik harpte yenik düşmeyeceksin, sinirlerin sağlam kalacak, dayanıklı olacaksın, moral ve motivasyonun hep yüksek gidecek, kat’a yılgınlığa kapılmayacaksın, umutsuzluk emaresi zerre miskal görünmeyecek üzerinde, kaba kuvvete boyun eğmeyeceksin, korku uğramayacak mazlum bakışlarına, zayıflık göstermeyecek, ezdirmeyeceksin kendini...
Ve Allah’ı bir bildiğin gibi bileceksin ki asla yalnız değilsin.
Ama ateşkes sağlandığında bu kez zafer turuna çıkma lutfen, kazanmaktan bahsedilecek ortam bizden uzak kardeşim.