Yüzde 35’le hangi iktidar?

AK Parti’nin yüzde 35’lere paraşütsüz düştüğü, CHP’ninse roket taksan en kabadayı yüzde 35’lere çıktığı bir senaryo düşünün. Ben daha kötüsünü düşünemiyorum. En kötü durum senaryosu...
Ve hazır olun, şu sıralar kulağıma en çok bu senaryo çalınıyor.
Birileri korku ve panik yayarak AK Parti oylarını konsolide etmek istiyor diyeceğim. Çünkü bu senaryoda hiçbir parti tek başına iktidar olamıyor. Yani istikrar elden gidiyor.
Ama aynı yönde spekülasyonlar CHP çevresinden, bizzat Kılıçdaroğlu’nun ağzından da dolaşıma sokulunca duruyorum.
Bartın ve Zonguldak mitinglerine katılan Abdülkadir Selvi ile Kanat Atkaya’nın yazdıklarını ayrı ayrı okudum.
Konuşma notlarını birleştirdiğinizde ortaya çıkan tablo açık. Kılıçdaroğlu’nun en iyi senaryosu, AK Parti’nin de CHP’nin de iktidar çoğunluğunu yakalayamadığı senaryo.
Gevşeklik sinyalleri veren seçmeni bir telaş sandığa koşturacak, gönülsüz de olsa tıpış tıpış AK Parti’ye oy verdirecek sihirli formül ne olabilir derseniz, o da işte budur derim.

* * *

Dünkü Hürriyet’te Kanat Atkaya, Kılıçdaroğlu’yla uçak sohbetinden şu bilgiyi aktarmıştı: Kılıçdaroğlu yüzde 35 oy hedefini koruyor.
Elde var mı yüzde 35, koyun bir kenara, devam edelim...
Abdülkadir Selvi ise aynı sohbetten şunu nakletmişti Yeni Şafak’ta: Kılıçdaroğlu’nun seçim günü için 4 senaryosu var.
Bir: AK Parti iktidar olur (ve kaos sürer).
İki: CHP tek başına iktidar olur.
Üç: (Binali Yıldırım’ın dediği gibi) AK Parti birinci çıkar ama tek başına çoğunluğu sağlayamaz ve bir azınlık hükümeti kurar (o vakit CHP de kimlerin bu azınlık hükümetine dışarıdan destek verdiğine bakar).
Dört: Koalisyon hükümeti kurulur (Bu şartlarda CHP, hiçbir partiye önyargıyla yaklaşmaz, kollarını farklı eşleşmelere açar).

* * *

Elde var yüzde 35... Sizce olsa olsa yüzde 35’le bunlardan hangisi olur?
Yüzde 35’le tek başına iktidar hedefi olmaz, bunu unutun, gerçekçiliği yok.
Birinci parti değil ikinci parti olmayı hedefliyorsanız, tek başına iktidar seçeneğini yekten elemişsiniz demektir.
AK Parti yavaş yavaş erimese, oluk oluk oy kaybetse, kafa üstü çakılsa yine de düşeceği dip nokta, CHP’nin en yüksek oy hedefinin üstünde. Aksini gösteren bir anket henüz yapılmadı.
Fakat, AK Parti’nin de tek başına iktidarı ıskalama ihtimali var. Hatta belki de 13 yıllık iktidarında ilk kez bu ihtimalle karşılaşıyor.
Sonucu büyük ölçüde, HDP’nin barajı aşıp aşamaması tayin edecek.
HDP bıçak sırtındaysa AK Parti de diken üstünde yani. CHP’ye gelince, o rahat, ikincilik garanti.

* * *

Dolayısıyla aslında 4 değil 3 senaryosu var Kılıçdaroğlu’nun. Ya AK Parti
tek başına iktidar olur. Ya dışarıdan destekle azınlık hükümeti kurar. Ya da koalisyon olur.
Benim kararımı soruyorsanız, çok net. Bülent Arınç’la aynı meşreptenim. İngilizler gibi düşünüyorum, İtalyanlarla aynı kafadayım. Hangi parti kazanırsa kazansın tek başına iktidar olsun.
AK Parti de olsa tek başına iktidardan yanayım; CHP, MHP ya da HDP de olsa.

Özlediğim hareketler

SARE Davutoğlu ile Hayrünnisa Gül hanımlar, çirkef bir iftiraya uğrayan MHP’li Meral Akşener’i arayıp dayanışma sergilemişler. ‘Yanındayız’ mesajı vermişler. Bir telefon altı üstü ama anlamı çok büyük. Coşku taşkınlıkla, şımarıklık buldumcuklukla, seviyesizleşme paçozlaşmayla, pespayeleşme partallaşmış bir kafayla arsızlıkta, şirretlikte dört nala yarışırken... Hasret kalmışız kaliteli, duyarlı, ilkeli, ahlaklı, kendini bilen duruşlara. Uzaktan gelen eski bir dostu görmüş kadar sevindim. Allah ikisinden de razı olsun.
Not: İlerleyen saatlerde Cumhurbaşkanı’yla eşi Emine Erdoğan’dan da bir güzel haber geldi. Birlikte Akşener’i arayıp kaset karalamasına karşı desteklerini bildirmişler. Bende sevinç üstüne sevinç... Etrafımızı saran cümle çürümüşlüklerden arınmaya ve habis çer çöpten temizlenmeye vesile olsun bu haberler.

Günün Haiku’su

BALKONUMDA bir kartal
Üstümde kara bulutlar
Göğü yırtıyor aydınlık bir şafak
Okur dizesine örnek: Como Gölü yoğurt olmuş