Paylaş
Acıları büyük....
Gezi olaylarında, hükümeti 48 saat içinde görevden alacaktı BM, olmadı.
17 Aralık komplosunda, AB komiserleri kendisini başbakanlıktan azledip Yüce Divan’a sevk edecekti, yine olmadı.
Hiç değilse Brüksel’e geldiğinde azarlayacak, tersleyecek, bir güzel paylayacak, baştan aşağı haşlayıp haddini bildireceklerdi ki, heyhat!
Canciğer kuzu sarması pozuna giriyorlardı az daha. ‘Türkiye’nin iç siyasetine karışmayız’ deyip kenara çekildiler.
Davos’ta, İran Reisicumhuru Ruhani’ye soruldu, belki arkasından birkaç tane sallar diye, ‘Bizi ilgilendirmez’ dedi...
Washington’u oyuna çekmek için habire fiştekliyorlar, yanıt hep aynı: ‘Sizin iç meseleniz...’
* * *
Komploya aleni taraftar bulunamıyor, eyvah ki iş sandığa kaldı gene.
Nedir bu çektikleri, üzüntüleri büyük...
Dertlerine kim yansın...
‘Bu konjonktürde sokağa çıkamaz’ diyorlardı, görmediği ağırlamayı görüyor.
‘Bu sefer yerin dibine sokacaklar kesin’ derken, velinimet gibi baş göz ediliyor.
Tarihin en korkunç insanlık suçlarından birinin albümü çıkıyor, Srebrenitsa’ya, Halepçe katliamına, Nazilerin toplu kıyımlarına eş. Bir soykırım kurbanlarında görülmüş misli, bir Suriye mazlumlarında...
Gayet insani bir gözle ‘Peki ona yarıyor mu, yaramıyor mu’ açısından bakıyorlar.
Kahretsin, yine yarıyor...
Tam da Cenevre Konferansı’nın öncesinde, hem de Brüksel’e ayak bastığı gece gündeme düşüyor bir değil, bin değil, 55 bin kare tescilli vahşet fotoğrafı...
Tezleri doğrulanıyor galiba, politikası haklı çıkıyor, eli güçleniyor mu ne! Hayıflanıp dövünüyorlar...
‘Kadir Gecesi doğurmuş rahmetli validesi, şanslı otoriter’ diyorlar, yorumları bu...
Yüzlerine gülmedi ya şu kör talih, feleğin çarkına saydırıp yıldızlara küsüyorlar.
* * *
Esad’giller değil, Miloseviç’giller değil, neo-Nazi’giller değil, beynelmilel hasımları değil... Öz be öz yerli sevmeyenleri bunlar.
Her yolu denediler; tek, sandıkta devirmeye gelemiyorlar.
Neredesin ey İslamofobi, neredesin ey oryantalizm, nerede kaldı kadim Şark mel’unları, yok mu civarda başka iblis, yok musun bre emperyalizm, feryatlar arşa yükseldi, yetişin...
Medet ya düvel-i muazzama...
Haydi federaller, haydi paraleller ortak düşman aşkına gün bugündür, yüklenin...
TIR’ların yolu kesildi, ya El Kaide, ya Nusra cephesi, alnına bari terörist damgası yiyip uluslararası mahkemelerde sürünsün... Yüce Divan olmuyor, himmet eyle de en azından Lahey Adalet Divanı’nda yargılansın, ne olur ya Sam Amca...
Dokuz canlı survivor gibi, lanet de işlemiyor, imdat...
* * *
Kaçıncı hüsran, kaçıncı hayal kırıklığı bu...
Amerika’yı, İsrail’i, İran’ı, Esad’ı, BM’yi, AB’yi yardıma çağırdılar, bütün harici yolları zorladılar, yalnızca sandığa güvenemiyorlar.
Allah’tan sarsılmaz bir inançları var demokrasiye, onlar el açıp yakarmasın da kimler yakarsın ‘yukarıdakiler’e!
Paylaş