Paylaş
NE düşündüğümü biliyorsunuz; her gazeteye ve gazeteciye anasının ak sütü gibi helaldir yandaşlık. İster iktidara yandaş olsun, isterse muhalefete. Yeter ki aleni olsun; gizli, tesettürlü yandaşlık yapmasın, okuru tarafsızlık maskesiyle aldatmasın.
Fakat yandaşlık ucuza da sanılmasın; şartı şurtu, erkanı, adabı var.
Yandaşlığın kitabı der ki:
Olgun demokrasilerde, İngiltere’de, Amerika’da örneklerini gördüğümüz açık, şeffaf, dürüst yandaşlardan ol.
Maddi gerçeğe sadakatten şaşma, tahrifata, çarpıtmaya, yalana tevessül etme.
Ölçülü ol, ilkeli ol, değerlerin olsun; kişilerin peşine düşüp yanlış istikametlere sapma, fikirlerin ve ilkelerin peşinden git.
Yandaşlığın bir doğrultuya bağlı olsun, kişilere ve menfaate endeksli değil. Uğruna haysiyetinden, değerlerinden ve doğrularından fedakârlık yapma...
Bunlar yandaşlığın esaslarıdır. Böyle yandaşlığa taraftar olduğumu, alenen çok kereler yazdım.
* * *
Bir de yandaşların behemehal sakınması gereken haller var. Doz aşımı, bunların başında gelir. Başbakana ya da cumhurbaşkanına ilanıaşk etmek, adına ‘ilahi aşk’ demek, Şems ile Mevlana’nın ilişkisine benzetmek... Sahabenin peygamber için kullandığı ‘Anam-babam sana feda olsun ya Resulallah’ gibi övgü ifadelerini güç sahiplerine uyarlamak... ‘Anam, babam, karım, çocuklarım sana feda olsun’ demelere vardırmak hep bu baba girer.
İşte bunlar yandaşlığın harcı değildir. Aksine yandaşlığın bittiği yerdir burası. Yandaşlığın bittiği yerde ise yanaşmalık başlar, bilesin.
* * *
Eğer ikbal icabı yanaşmalığa değil de hakkıyla fikren yandaşlığa talipsen unutma!...
Mübalağa, mizahın yöntemidir. Yandaşlığın dili, yöntemi, üslubu olamaz.
Kantarın topuzunu kaçırırsan işin ciddiyetini bozarsın. Yandaşlığı mübalağa edersen, mübalağa ettiğin ölçüde gülünçleşirsin. Ahalinin gözünde karikatür haline gelirsin.
Sululuk, yandaşlığın adabına terstir. Sululuk ettikçe meseleyi de sulandırırsın.
Sen güya medhü sena edersin, ama nerede duracağını bilemediğin için komik durumlara düşer, tefe koydurursun kendini.
Yandaşlık ciddi iştir, laubalilik kaldırmaz. Abartıya kaçarsan sadece kendine fenalık etmiş olmazsın; sözü de, yandaşlığı da, tuttuğun yanı da değersizleştirirsin. Kendini yerin dibine sokarken yaranmak istediğini de aşağı çeker, batırırsın.
Sen rezil olduğunla, yandaşlığı da berbat ettiğinle kalırsın.
Yandaşlıkla cıvıtmayı birbirine karıştırmamalısın. Dilin ne kadar vıcıksa sen de o kadar cıvıklaşırsın.
Cıvıttıkça, senle bir yanda duranı bile yandaşlığından utandırırsın; kambur olursun sırtında diğerlerinin, birlikte aynı kareye girmek dahi taşınamaz bir kusur olup çıkar.
* * *
Ayağa düşürmeyeceksin. Lafını bilmez de yandaşlığı ayağa düşürürsen yük almaz, yüke dönüşürsün.
En nihayet şu da küpe olsun kulağına. Sen sen ol, hiç çıkarma aklından... Karşı yandan gelmişsen yanaştığın yanda herkesten çok yandaşlığa soyunma. Önde giden yandaş payesine talip olman inandırıcı gelmez, şüphe uyandırırsın kendin hakkında.
Hülasası yandaşlık arkadaşım!...
Bir hikâyeden başka bir hikâyeye transfer olmak hakkındır. Fakat birincisi; dikkat et, hikâyen hep bu hikâyeden şu hikâyeye zıplamak şeklinde olmasın. İkincisi de geçtiğin her hikâyede jet hızıyla yükselmeye göz dikmeyesin. Sonra geçiş sebeplerin konusunda suizanna kapı aralarsın.
Af Örgütü’ne hak teslimi
-MISIR’da darbe rejimi, devrik Cumhurbaşkanı Mursi’yi idama mahkûm etti...
Uluslararası Af Örgütü ne yaptı?
Ağırdan almadı, savsaklamadı, yasak savmak kabilinden göstermelik bir tepkiyle geçiştirmedi. Ya ne?
Olanca atikliğiyle bu maskaralığa karşı tavrını aldı. Sözünü de sakınmadı. Oynanan mahkeme tiyatrosunun adını yerli yerince koydu, ‘Maskaralık’ dedi. En sert biçimde kınadı. Askeri rejimi bu maskaralığa son vermeye, uluslararası toplumu da Mısır’da yaşanan zalimliklere karşı durmaya çağırdı...
Tersini yaptığında hep eleştiren biri olarak, bir kez daha hakkını teslim etmeyi görev bildim. Af Örgütü’nün bu duruşu, benim de duruşumdur.
Günün Haiku’su
HAVAYA attım sapanla gülü
Gitsin bulsun bülbülü
Aman ormancı sen çekil aradan
Okur dizesine örnek: Aşıkları ayırmak günahtır
Paylaş