Paylaş
Peki... ‘Kripto ecnebiler’in istilasından ‘Sünni Müslüman Türk yurdu’nu kurtarmaya takmış eski ülkücü bir ‘şakirt’i ne kadar ciddiye almalıyız?
Dışarıdan anlaşılmaması için ‘Persli’leri ‘Tersli’ diye şifreleyip fişlediğine, böyle ‘kripto İrancılar’ı da muzır haşerat listesine eklediğine göre... Kendi de ‘gizli bir İsrail muhibbi’ midir nedir?
***
Gerçek adı gizli zaten. Müstear yani kripto isim kullanıyor.
Hanefi Avcı, Star gazetesinden Elif Çakır’a onun hakkında şöyle söylüyor:
“Yazdığı yazılarla cemaate perspektif veren Yusuf Gezgin’in (polis imamı) Kozanlı Ömer olduğunu biliyorum.
Geçenlerde Yıldıray Oğur, Yusuf Gezgin’le ilgili bir yazı yazdı. Diyor ki ‘Gerçekten karşımızda karanlık komplo teorileri, korkutucu öngörüler, tehditler ve şantajlardan oluşan bir külliyat var. Yahu akıl almaz şeyler, kim ciddiye alır bu adamı?..’
Almaz olurlar mı? O adamın yazdıklarının neticesinde bir sürü insan mağdur oldu, mahkûm oldu, yerlerinden yurtlarından oldular. Evet akıl almaz gibi gözüküyor. Yazdıklarından bazı kavram ve kelimeleri Google’a girin ve basit bir şekilde tarayın, Cemaat’e yakın ne kadar site varsa hepsi ortaya çıkar. Yusuf Gezgin yazıyor, Cemaat uyguluyor...”
***
‘Vay be, neymiş bu Gezgin’ diye hayretten ağzınız açık kalmadıysa eğer... Dönüp bir de Türkiye gazetesinden Yıldıray Oğur’un ‘Beyaz tavşanı takip et’ başlıklı o yazısına bakın:
“...Yusuf Gezgin, kendini ‘Kökeni belirli bir Türk’üm, Yörük’üm. İlaveten 1980 öncesinde, sağ-sol çatışmalarının yoğun olduğu bir ilde ülkücüydüm’ diye tanıtıyor...
Şu satırlar da onun:
‘Türkiye’de Beyaz Türklerin hâkimiyeti, kripto ecnebilerin kumpası bir realitedir. Türk milleti büyük bir tasfiye projesine maruz bırakılmıştır. Kanımızı emen vampirleri tanımadan, sinirlerimize yapışmış sülükleri teşhis etmeden bu virüslerden kurtulmak mümkün değildir. Bünyenin tedavisi için önce cerahatin kurutulması, irinlerin temizlenmesi lazım...”
Davası mukaddes dava, yöntemi de düşmanının yöntemi; kriptoysa kripto gezilecek, tuzaksa tuzak...
‘Beyaz tavşanı takip’ten okuyoruz yine:
“Yusuf Gezgin’in iki büyük düşmanı var: Kripto ecnebiler dediği ve bütün kötülükleri (Ergenekon, PKK) onlardan bildiği devleti ele geçirmiş gizli Ermeniler, Sabataycılar, Yezidiler. İkinci ise ‘Pers’ diye neredeyse ırkçı bir tonla geçen İran...
Bu satırlar 2012’in başlarında yazdığı bir yazısından: ‘Türkiye-İran ilişkilerinde 2. Beyazıt dönemini yaşıyoruz, Anadolu delik deşik ve sorumlular-yetkililer bundan gafil. Umarım bir Yavuz çıkana kadar geç kalmış olmayız...”
Tey tey tey... Nerede kaldı cami-cemevi projesi! Bir Yavuz, kılıcını kuşanıp kıyamet cengine çıkıncaya kadar tamamlanır inşallah...
***
“Siz onları solcu veya ülkücü olarak bilirsiniz ama aslında kripto cemaatçidirler” diyor Hanefi Avcı.
Ne kriptosu, ne cemaatçisi; ne polisi, ne imamı... Düpedüz bir meczubun hezeyanları bunlar. Değil mi Ekrem bey, değil mi Mustafa bey! Hadi Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, hadi muhteremler, bir şey söyleyin, ‘O değil deyin’ Allah aşkına!
Paylaş