Kim kutladı kim kutlamadı

PUTİN’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı araması, Trump’ın kutlaması baş sayfalarda sevinçle karşılandı.

Haberin Devamı

Hatta ‘üst akıl’la cansiperane çarpışan bir gazete, Trump’ın telefonunu tam sayfa verdi. Erdoğan’la Trump’ın kulaklarında ahizelerle karşılıklı resimlerini koydular. Üstüne de ‘birlikte çalışmak’ için sözleştiklerini yazdılar.

Trump’la birlikte çalışmayı desteklemelerini destekliyorum.

Hatta şöyle gerçekçi olsunlar, dünyaya bassın ayakları, geçmiş yaygaralarını unutup sünger çekmeye dahi hazırım. 

Açıktan özeleştiri vermelerine gerek yok, alçaktan uçsunlar yeter.

‘Neydi o uçup kaçmalar, boş lakırdıyla kuru gürültü müydü? Hani ilke omurga, nerede dik duruş, hava cıva mıydı hepsi’ diye sıkıştıranlara ilk ben karşı dururum.

Ama o manşeti atan arkadaşlar, kendi hayırcı vatandaşlarıyla birlikte çalışma fikrini de aynı coşku ve heyecanla destekleyecek mi?

Haberin Devamı

O TELEFONLAR RAHATLATIYORSA

Yabancı liderlerden gelen tebrik telefonları önemseniyormuş.

Referandum sonuçlarını tanıyıp tanımamaları bir değer ifade ediyormuş.

Baş sayfa haberlerinde gizlenemeyen bir sevinç, gözden kaçırılamayan bir sevindiriklik var.

Kesinlikle yadırgamıyorum. Bu iyiye, rasyonelleşmeye, kurusıkı atışları kesmeye işaret.

Putin ne diyor, Trump ne diyor, elbette önemli.

Kaale alınmıyor olsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan, henüz aramadığı için Merkel’e sitem etmezdi.

Demek ki bir arayıp aramayanlar çetelesi tutuluyor...

Dünyanın sonuçları tanıyıp tanımaması umurumuzda...

Referandum sonuçlarının güvenilirliğini onaylayıp onaylamadıkları bizi ırgalıyor...

Şam şeytanı ergenlerin cin fikirleriyle, zırvacı trollerin geveze akıllarıyla devlet yönetilemiyor, anlaşıldı demek ki.

 AHMET’LE MEHMET NE DİYOR?

Hani ‘Haçlı-Hilal savaşına girmiştik, cihat bayrağı açmıştık, düşmanla ne çabuk sulh oldu’ demek, ucuz polemiğe girer.

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hans ne der, George ne der beni ilgilendirmez; Ahmet ne der, Mehmet ne der ona bakarım’’ demiyor muydu?

Trump’la Putin için geçerli olmasın ama... Bari hayırcı Ahmet’le Mehmet ne diyor, onlara kulak verme kısmı bizi bağlasın.

ARKADAŞLARI UTANDIRMAMAYA VARIM

Dünyayla kavga etmemeyi, Batı’yla iyi geçinmeyi, ABD’yi karşımıza almamayı, AB’yle yakınlaşmayı savunanlara demediklerini bırakmamıştı bu tantanacılar.

Haberin Devamı

Satılmışlıktı, piyonluktu, truva atlığıydı, Haçlı’dan yana olmaktı filan...

Yüzlerine çarpmayalım, zaman kaybı olur.

Avrupa’yı silkeleyerek, ‘üst akıl’a vurarak toplanacak hasat maksimum toplandı madem... Mahsule bakıp ‘Değer miydi ilişkilerimizi kötüleştirmeye, hatta krize sokmaya’ bile demeyelim tamam.

Uzatmayıp, hızla toparlamaya bakalım.

Avrupa’ya bedel ödetmeye kalkışmayalım. Hemen yanaşalım.

ABD ile sürtüşmeyelim, bugünden tezi yok kol kola girelim.

Rusya’yla karşı karşıya değil, yan yana gelelim.

Hissi davranmayalım, referandum kampanyası sırasında ağzımızdan çıkan sözler bizi tutmasın.

Geride bırakalım. Ama sadece dünyayla kalmasın, kendi gölgemizle de barışalım.

Haberin Devamı

MANEVRA ALANI AÇTI MİLLET

Zaten sandıktan kahredici, çıldırtıcı bir oy çıkmadı, Osmanlı şamarı gibi yüzlerinde patlayacak okkalı bir oran yakalanamadı.

Manevra alanı var, milli irade dönüş yolunu açtı. Yüz yüze bakılmayacak sözler edildi diye zorlanmayalım, yüzümüz tutsun.

Tüm kapıları suratlarına çarptık diye onların yüzü olmayabilir.

Mahcubiyet duymayalım, utangaç değil cesur, kıvrak hamlelerle arayı düzeltelim.

İlk adımı biz atalım, kapıları biz açalım, onların çark etmesini beklemeyelim, ayıplanmaktan korkmayalım.

Kısırdöngüye girmeyelim, şeytanın bacağını ne kadar erken kırsak o kadar hayrımıza.

Ama ‘faşist Batı’ya gösterdiğimiz toleransı hayır veren Ahmet’le Mehmet’ten de esirgemeyelim.

Haberin Devamı

Denilenlerle yapılanlar tutarsız görünür, lafla icraat birbirini tutmaz diye çekinmeyelim.

Haçlı ve faşist dediğimiz ‘yedi düvel’le yaptığımız gibi, kendi içimizde ayrtıştırdıklarımızla da artık sulh yapalım.

Trump’ın tanıması, Putin’in kabul etmesi kadar önem verelim, hayırcı vatandaşımızın da sonucu tanıyıp tanımadığına, kabul edip etmediğine.

Kemal Bey’in kutlamasıylaTemel Bey’in tebrikine de Hans’la George’unki kadar değer verelim.

Ben varım, siz de var mısınız?

Yazarın Tüm Yazıları