Kahire'deki adam ne yapsın?

BAYRAMIN birinci günü Sisi yönetimiyle normalleşmeyeceğimizi işitti.

Haberin Devamı

Hem de en üst merciden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan.

 

İkinci günü ise Mısır’la da ‘inşallah yumuşama sağlanacağını, bayramdan sonra bir heyet gönderileceğini’ duydu. Haberi veren, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’ydi.

 

Bayram öncesinde Başbakan Binali Yıldırım da gidip gelmelerden, normalleşme hazırlıklarından bahsetmişti.

 

Kahire’deki makamında oturup izleyen bir yetkili, ne çıkarsın bunlardan?

 

Son söz hakkı Erdoğan’da, onun dediklerine itibar edeceği muhakkak.

 

Fakat Başbakan’la AK Parti yöneticisi de boş konuşuyor olamaz, yabana atamaz.

 

Haberin Devamı

Var demek ki bir kıpırdanma, Mısır politikasında bir değişikliğe gidiliyor demez mi...

 

Ama hem Erdoğan’ın dediği gibi Sisi rejimi tanınmayacak, hem de Mısır’la bakanlar seviyesinde ilişki başlayacak, Başbakan buna hazırız diyecek, bir rezervlerinin olmadığını söyleyecek.

 

Aliyyülâlâ olur da bu ikisi bir arada nasıl mümkün olacak, biri de onu dese diye beklemeye koyulmaz mı...

 

***

 

Üstelik Kahire’deki adam, Rusya ve İsrail’den sonra sıra kendinde diye havaya da girmişti.

 

Başbakan Yıldırım’ın Mısır’la da münasebetleri düzelteceğimizi söylemesi, bayağı heveslendirmişti zalimi.

 

Dışişleri sözcüleri şart filan öne sürmüştü. Memnuniyetle karşılarız ama Sisi yönetimini Ankara resmen tanımadan olmaz diye.

 

Erdoğan, o beklentiyi bir fiskeyle yıktı işte.

 

“Rusya ve İsrail’le atılan adımların çerçevesi farklı, öbür tarafta Mısır’ın çerçevesi farklı” diyerek Sisi’yi yekten bir kenara ayırdı.
“Mısır’daki sorun yönetimle olan sorundur, özellikle liderle olan sorundur” demesinden şunu mu anlamalı şimdi Kahire’deki yetkili: Her nasılsa Sisi’yle barışmadan Mısır’la arayı toparlayacak Türkiye.

 

***

 

Haberin Devamı

Ankara’dan Kahire’ye bir heyet gidecek ama yönetimle veya Sisi’yle resmi bir temasta bulunmayacak.

 

Mısır’la kopan diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmeyecekse çarşı pazar gezip Mısır halkıyla, tüccarıyla, işadamıyla mı ilişki kuracak?

 

Galiba öyle...

 

Ekonomik ilişkilerin tekrar canlandırılmasına dönük bir girişimle sınırlı olacak deniyor.

 

Oysa daha önce bakanlar düzeyinde de karşılıklı ziyaretlere kapı açan demeçler olmuştu.

 

Erdoğan’ın da bunu onayladığı sanılıyordu.

 

Doğrusu, Mısır’la ilişkileri Sisi parantezine hapsetmemek.

 

Rusya’yla ilişkilerimizi nasıl düşürülen uçağın karakutusuna esir aldırmadıysak...

 

İsrail’le ilişkilerimizi nasıl Gazze ablukasında rehin bırakmadıysak...

 

Haberin Devamı

ABD’yle ilişkilerimizi nasıl YPG’nin ipoteğine terk etmediysek...

 

Mısır’la ilişkilerimizin kaderini de Sisi karşıtlığına sıkıştırmayabiliriz.

 

***

 

Hayır, Sisi’ye ayılıp bayılalım, sevgi gösterileri yapalım demiyorum.

 

Mursi ve arkadaşlarını unutalım, hapislerde çürüsünler demiyorum.

 

Darbeci generallerle can ciğer kuzu sarması olalım da demiyorum.

 

Ama inisiyatifi niye kaybediyoruz, elimize alalım ve Mursi’ye de faydamız dokunacak şekilde kullanalım.

 

Sisi yönetimini tanımadan Mısır’la nasıl herhangi bir ilişki kurulabilir ki?

 

Ayrıca Sisi’nin dışişleri bakanı olan memuru, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanlığını devretmek için İstanbul’daki zirveye geldiğinde tanımamış mıydık zaten? O eşik orada aşılmamış mıydı?

 

***

 

Haberin Devamı

Retoriğimiz iyice arapsaçına dönmeden buradaki mantık açığını giderecek bir formül bulunmalı.

 

Ya Mısır politikamız henüz tam netlik kazanmadı, hâlâ kararsızca bocalıyoruz. Ya da açıklamaların koordinasyonunda bir karışıklık yaşanıyor.

 

En azından ağız birliğinin sağlanması fena olmayacak.

 

Yoksa iyileştirelim derken işler daha da kötüleşecek, şaşkın şaşkın izlerken hepten aklını karıştıracağız Kahire’deki adamın.

 

Sonra sarpa sarmasın da, nemize lazım.

Yazarın Tüm Yazıları