Paylaş
Ankara’ya ayar çekti, Türk hükümetinin yakışıksız açıklamalar yaptığını söyledi, parmak salladı, ‘aklınızı başınıza devşirin’ lafları sokuşturdu, dedi de dedi, çaktı da çaktı...
Hızını alamayıp, İran vatandaşlarına Türkiye’yi boykot etme çağrısına kadar götürdü işi.
Golü de işte orada yedi.
ZALOĞLU RÜSTEM OLSANIZ HAYATIN COŞKUSUNA YENİLİYORSUNUZ
“Türkiye’de terör var, güvenli değil, 2 haftalık Nevruz tatilinde oraya gitmeyin” direktifi verdi Laricani.
Ondan önce İran Dışişleri Bakanlığı da bir seyahat uyarısı yayımlayarak vatandaşlarını, Türkiye’ye gitmemeleri için talimatlandırmıştı.
Ne mi oldu?
Halk Tahran yönetimini takmadı. ‘Lafları yerde kalmasın, bizimkileri mahcup etmeyelim, karşı tarafı sevindirmeyelim’ demedi. Bir kulağından girip öbüründen çıktı engelleme uyarıları...
Bismillah daha Nevruz tatili başlar başlamaz soluğu Van’da aldılar.
18 Mart cumartesi günü başladı akın. Kapıköy Sınır Kapısı’nda kuyruk oldular. Sadece o gün 7 binin üzerinde İranlı turist, Nevruz tatilini geçirmek için giriş yaptı.
Bizim ajanslar haber geçti “İranlılar akın etti, oteller doldu taştı, şimdiden yer kalmadı” diye.
‘Ekonomimize Nevruz dopingi’nden bahseden başlıklar atıldı, Van esnafının nasıl bayram ettiğini anlatan sokak röportajları yapıldı.
Laricani ve takımı da hırslarından dudak kemirerek kös kös seyretti olan biteni.
RESMİ YALANLARA KANMADI HALK
Günler öncesinden hazırlanmıştı Van. Sokaklar cıvıl cıvıl ışıklandırılıp Farsça ‘hoş geldiniz’ yazılarıyla süslenmişti.
Sınır kapısında 2 olan aktif gişe sayısı 4’e çıkarılmış, çalışan personel ikiye katlanmış, elde çiçeklerle beklemeye başlanmıştı.
Hepsi boşa gidebilirdi.
Ama hükümetlerinin men etmesine rağmen, İranlılar hayal kırıklığına uğratmadı. Valizlerini topladıkları gibi Van’ın yolunu tuttular.
Kafileler, kapıda şenliklerle karşılandı.
Mikrofon tutulan turistler, Van’ın neden Nevruz tatilleri için vazgeçilmez bir destinasyon olduğunu coşa coşa anlattı.
Mutfağı, yemekleri, alışveriş keyfi, eğlence hayatı, festivalleri... Mutluluklarına diyecek yoktu, kıtlıktan çıkmış gibi şendiler Van sokaklarında.
“Kendi halkımızın can güvenliğini korumak ve dikkatli olmaları için uyarılar yapmak zorundayız” diye konuşmuştu Laricani.
Türkiye’de vatandaşlarının kötü muamele gördüğü yalanına sığınmıştı Tahran.
Hiçbiri durdurmadı İranlıları. Öne sürülen gerekçeleri inandırıcı bulmadılar. Ayaklar altına alıp hepsini çiğneme pahasına bildiklerini okudular.
İRANLI TURİST COŞTU VAN REKORA KOŞUYOR
Geçen yıl Nevruz’da 102 bin İranlı’yı ağırlamıştı Van.
İlgililer, bu yılki yoğunluğa bakarak patlama yaşanmasını bekliyor.
Dahası...
Dün haberi düştü; spor bakanlıkları resmen yasakladığı halde, İranlı kayak sporcuları bile Erzurum ve Kars’taki müsabakalara katılmış. Haklarında soruşturma açıldığı bildiriliyor, güreş müsabakaları için Türkiye’ye gelecek sporculara da yasak konduğu bilgisi hatırlatılıyordu.
Sonuç ortada...
Hayatın dinamikleri ferman dinlemiyor.
ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUYOR
Verip veriştirdiği laflar elinde patladı mı Tahran’ın, savurduğu tehditler ilk rüzgârda uçup gitti mi, beş paralık oldu mu itibarı şimdi!
Gerçekçi değilse, hayatın basit realitelerinden kopuksa, halkın talep ve ihtiyaçlarıyla örtüşmüyorsa bir halta yaramıyor yasaklarınız.
Hükümetleriniz ters düşmüş, didişiyormuşsunuz, ders vermeye çalışıyormuşsunuz... Takar mı, bağlasanız durmuyor işte İranlı turist.
Siz de esip gürlediğiniz ama yağamadığınızla kalıyorsunuz.
Turizm ambargonuz bile paldır küldür deliniyor, sözünüz ayağa düşüyor.
Halkına laf geçiremeyen bir hükümet durumuna sokuyorsunuz kendinizi.
Değer miydi peki, uyulmayacak bir yasak koyarak sözünüzün ağırlığını riske etmeye? Blöfçü ve kolpacı görünmeye değer miydi?
Paylaş