Paylaş
İhlas Haber Ajansı, Doğu ve Güneydoğu’dan 8 ilde referandum yoklamasına çıkmış.
Sokakta mikrofon tutulan ‘Hayır’cılar renk vermekten kaçınmış, oylarını açık etmemişler.
‘Evet’çilerse göstere göstere başkanlıkla yönetilmenin faydaları hakkında konuşmuş.
Soru şu...
‘Hayır’cıları sessiz kalmaya iten korku, ‘Evet’çileri nasıl etkiliyordur?
Acaba korku belasına ya da menfaat icabı... Dili ‘Evet’ diyenler arasında, kalbi aslında ‘Hayır’ diyenler bulunmuyor mudur?
GETİRİSİ-GÖTÜRÜSÜ MESELESİ
Şaşılacak bir şey yok; uluorta ‘Hayır’ demek, ‘Evet’ demek kadar harcıâlem değil.
Biraz cesaret, biraz kaybedecek bir şeyi olmamak gerektiriyor.
Arkalarında ne iktidar gücü ne dağ gibi bir Erdoğan güvencesi duruyor.
Getirisi derseniz, o da nerede. Aksine, götürebileceklerini gözden çıkarmanız, doğurabileceği maliyeti göze almanız lazım.
‘Hayır’cıların susarak kendilerini saklamasını bu yüzden anlayabiliyorum.
‘Evet’çiler kadar güvende hissetmemeleri normal.
Doğal olarak, şöyle bir sonuç çıkıyor.
‘Hayır’cıların gerçek sayısı, tercihlerini deklare edenlerden fazladır.
Ayrıca, ‘Evet’çi görünmenin getirisi olabilecekken kişilere bir riskse barındırmıyor.
Korunma içgüdüsü ve menfaat baskısı, ikiyüzlü davranmaya da zorlayabilir.
Yani ‘Evet’ diyenler içinden ‘Hayır’ oyu verecekler bile çıkabilir.
SAMİMİ ‘EVET’ÇİLERİ TENZİH EDERİM
Bazı uyanıklar, neme lazım deyip gerçek kanaatlerini sandığa saklarken ‘Evet’in rantına talip olabilir.
Göze girmek için ortamlarda ‘Evet’ deyip sandıkta koşa koşa ‘Hayır’ oyu atacak menfaatperestler bu sınıfa girer.
Maksadım kimseyi töhmet altında bırakmak değil. Ama riyakârlık da inkâr edemeyeceğimiz bir toplumsal gerçek.
Sicilimiz pek parlak denilemez, anketçilere yanıltıcı beyan konusunda biraz sabıkalıyız.
Her seçimde yoklamaları ters köşeye yatıran da bu değil mi?
RİYAKÂRLARI MEVCUTTAN DÜŞÜN
Resmi görüşlerle samimi kanaatleri örtüştürmeyi zorlaştıran ekstra bir basınç yayılıyor havaya. Madem referandum öncesi sayım düzenine geçtik, mevcut bildiriyoruz...
‘Hayır’ oylarını göründüğünden fazla, ‘Evet’ oylarını ise eksilterek saymak daha isabetli sanki.
Sonucu doğru tutturmak, tahminlerdeki sapma oranını asgariye indirmek istiyorsanız, ‘Evet’lerden riya payını düşersiniz.
Açıktan ‘Hayır’ diyenlerin samimiyetinden şüphe etmek için bir neden sezilmiyor.
Bırakın tav olacakları herhangi bir kişisel beklentiyi, en hafifinden mimlenme riski taşıyor.
Samimi ‘Hayır’cı değillerse neden olduğundan farklı göstersinler ki tercihlerini?
ÇIKARCILAR ‘EVET’ÇİLERE SIZAR
‘Hayır’cı olduğunu söyleyen herkes, halis muhlis Hayır’cıdır yani.
Ama ‘Evet’ oylarına ihtiyatla yaklaşmak için birçok gerekçe sıralayabiliriz.
‘Evet’e yatırım, getiri olarak geri dönebilir. Araya samimiyetsiz riyakârlar pekâlâ karışabilir.
Oldukları gibi görünmemek için sebepleri bulunabilir.
Suskunluğun bile ‘Hayır’a yorulduğu kaygan ve tehlikeli bir zeminde...
‘Evet’çi görünmek, en azından mimlenme belasını def etmeye yarar.
Özetle; her ‘Evet’çiyim diyene kanılmaz, ihlasından şüphelendirecek bir gizlenme hesabı, bir menfaat beklentisi var mı, bakılır.
BEYANLARA NİÇİN Mİ ALDANMAYIN
Yanlış anlaşılmasın; kişileri değil referandum vasatını yargılıyorum.
Devir samimiyete elverişsiz, ortam tekin değil, emniyetsiz hisseden vatandaş ne yapsın.
Yalnız sürpriz yaşamayasınız diye dikkat çekiyorum; ‘Evet’çileri sayarken samimiyet sorununu gözden kaçıran, sandık öngörüsünde ıskalayabilir.
Paylaş