Paylaş
Son ‘Dünyada özgürlükler’ raporunda bize şunu müjdeliyor:
Türkiye’de özgürlükler geri giderken Türkiye özgürlüklerde sınıf atladı. ‘Özgür olmayan ülkeler’ kategorisinden ‘kısmen özgür ülkeler’ kategorisine yükseldi.
Gerekçelerini de yazıyor, boş laf değil.
Çünkü bir kere Tayyip Erdoğan “okul müfredatında acayip değişiklikler yaptı”...
Ayrıca “Ülkeyi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan yönetmesini mümkün kılacak ‘gölge kabine’ oluşturdu, anayasal kanunların ve hükümetin çevresini sardı”...
Ve işte Türkiye, geçen yıl ‘özgür olmayan ülkeler’ arasındayken bu yıl özgürlüklerin daha fena gerilemesiyle ‘kısmen özgür ülkeler’ arasına böyle katıldı.
* * *
Gerileme ve ilerleme durumlarının aynı anda meydana gelmesi, ilk başta biraz tuhaf görünebilir. “Bir durum ya kötüleşiyordur ya iyileşiyordur, aynı anda hem kötüleşmiş hem iyileşmiş olamaz” diye düşünmeyin. Kafanız karışır.
Yazıldığı gibi okunması gereken bir rapor Freedom House’unki. Yani aklınızın önüne önyargılarınızı ve sinsi hesaplarınızı koşacaksınız. Bakın o vakit gayet anlaşılır bir vaziyet alıyor.
Yatarken takma dişlerini çıkaran biçareler gibi, Freedom House’un yıllık ‘psikolojik harp’ raporlarını okur ve yazarken muvazenenizi çıkarıp gelgitli bir akıl takmanız icap eder. Aksi takdirde denizler derya, ormanlar kalem olsa sizin de bahtınıza sabah-akşam kâtiplik düşse düz mantıkla tek bir harfini izah edemezsiniz bu cayırtının.
* * *
Sadece ‘hem çok gerilemiş hem bayağı ilerlemiş’ olmakla kalsak ne âlâ.
Dünyayı da kendimize benzetmişiz. En kötü 4 örnek, şöyle sıralanıyor raporda:
“Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Mısır Devlet Başkanı Sisi tarafından demokratik kazanımların geriletilmesi, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın özgürlüğü ve sivil topluma yönelik yoğunlaştırılmış kampanyası ve Çin’de otoritenin daha da merkezi hale gelmesi...”
Rusya, Venezuela, Mısır, Tayland, Nijerya, Azerbaycan, Macaristan ve Türkiye’de ifade özgürlüğünün internet kısıtlamalarıyla ihlal edildiği de hassaten kayda geçiriliyor.
Kimlerle bir tutulduğumuza bakın...
Zannedersiniz 8 yaşındaki çocuğun, okulda ‘terörü övücü’ şeyler söylediği iddiasıyla karakola çekilip saatlerce sorgulandığı ve daha ‘terör’ sözcüğünün anlamını dahi bilmediğinin ortaya çıktığı yer Fransa değil de Türkiye...
Zannedersiniz, ağzından ‘şüpheli kelam’ kaçırdı diye çoluk çocuk yüzlerce insanın polisçe paketlenmesi, ev ve işyerlerine baskınlar düzenlenmesi... ‘İfade özgürlüğüne had konamayan’ Fransa’da değil de ‘baskıcı ve yasakçı’ Türkiye’de vuku buluyor. Ve iktidarıyla muhalefetiyle burada ‘haklı tedbir’ babından savunuluyor...
Zannedersiniz 16 yaşındaki çocuğun, ‘teröre lafta destek’ içeren bir tweet attığı için kargatulumba gözaltına alındığı yer ‘asla zincir vurulamayan radikal özgürlükçü’ Fransa değil de Türkiye...
Zannedersiniz sosyal medyaya kâbus gibi çöken, Twitter’ın mivitırın ümüğünü sıkan bu olağanüstü hal sadece Fransa’da yaşanıyor; İngiltere’de, Almanya’da filan cinnet sınırına gelinmedi...
Zannedersiniz terörle mücadele adına her türlü haberleşmenin sıkıyönetim rejimi altına alındığı tek yer Fransa, Almanya ve İngiltere. Amerika’da böyle şeyler olmuyor...
Zannedersiniz birbiriyle şakalaşan 16’lık çocukların, Facebook muhabbetlerinde ‘bomba’ türü yasak kelimeler geçti diye baskın yiyip yaka paça götürüldüğü, hapisle yargılandığı yer Amerika değil...
Zannedersiniz Twitter, Facebook ve Google’ın oralarda karışanı edeni yoak. Avrupa ve Amerika’da hiç hesaba çekilmiyor, ulusal güvenlik gerekçesiyle kullanıcı bilgilerini bırakın mahkemelerle, direkt istihbarat servisleriyle paylaşmaya zorlanmıyorlar...
Ve zannedersiniz bu işler Batı’da hep Charlie Hebdo’dan sonra çığırından çıkmaya başladı. Oralarda devletler, daha evvel güvenlikle kafayı bozmamış, sapıtma eğilimine girmemişti. Özgürlükleri hep sınırsızdı ve bu Freedom House’un başına da bir CIA şefi hiç gelmemişti...
* * *
Sormayın; Türkiye’de özgürlükler o kadar kötüye gitti, o kadar kötüye gitti ki, Türkiye hiç özgür değilken kısmen özgür ülke oldu.
‘Cemaat’e ‘Cemaat’ demeyip ‘Hizmet hareketi’ derken de boş konuşmadığını tahmin edersiniz artık Freedom House’un. Kesin vardır bir bildiği.
Paylaş