Paylaş
Ben de eski AB Bakanı Egemen Bağış’a “Peki Esad ne olacak” diye sormuştum.
* * *
Trump, Özgür Suriye Ordusu’nu desteklemektense Esad’ı desteklemenin en iyi yol olacağını söylüyordu.
“Esad’la savaşmak, Rusya’yla savaşmakla sonuçlanır” diyordu.
Bu konuda da tam uyumu yakalayabilecek miydik?
Washington’u ve Ankara’yı içeriden bilen gerçekçi bir politikacı olduğuna göre, bizim bilmediğimiz bir şey mi biliyordu Egemen Bey?
Yani Ankara, ÖSO’yu çoktan gözden çıkarmış, Esad’la diyalog kurmaya da hazırdı ama bizim mi haberimiz yoktu?
Egemen Bağış’tan cevap geldi. Uzunca olduğu için kısaltarak ve kafamdaki soru işaretlerini aralara not düşerek aktarıyorum.
MERKEL BİLE İSYANLARDAYKEN
Diyor ki Bağış:
“Sayın Trump, siyasete iş dünyasından geldiği için teorik veya akademik hayallere kapılacak biri hiç değildir. Bu yüzden her konuda olmasa bile bölgemizi ilgilendiren birçok hususta Türkiye gibi kritik ve güvenilir bir müttefikle uzlaşarak ilerlemeyi tercih edecektir.”
Diyor ki, “En mühim siyasi ve askeri müttefikimiz ABD ile en önemli ticaret ve enerji müttefiklerimizden komşumuz Rusya’nın daha iyi geçinmesi bizi sevindirir”.
Soru şu: İyi de Putin, bizim meşru muhalefet dediğimiz ÖSO’ya Esad’ın gözüyle bakıyor, terörist gibi görüyor.
Trump, bizim desteklediğimiz ÖSO’yu desteklemekten yana değil. Kim olduklarını bile bilmediklerini söylüyor. IŞİD’le savaşta Esad’ı müttefik olarak tanımlıyor.
Bu durum Merkel’i bile sevindirmezken, “Esad bizim için bir müttefik olamaz” dedirtirken bizi nasıl sevindirecek?
ESAD’IN KALMA KOŞULLARI
Diyor ki Bağış: “Trump ve Putin arasında oluşacak uzlaşı Suriye’deki dikta rejiminin insafsızca akıttığı kardeş kanını durdurup, Esad’ı kontrol altına alarak, insan hakları ve demokrasi standartlarını artırırsa, bu gelişmelerden Türkiye de desteklediğimiz Özgür Suriye Ordusu da sadece mutluluk duyar.”
Soru şu: Ne anlamalıyız bu diplomatik cümleden?
Yani Esad kontrol altına alınır da kan akıtmayı bırakırsa... Üstüne bir de demokratikleşme ve insan haklarına saygı sözü verirse sorun kalmayacak mı?
Bu saatten sonra ülkesine demokrasi ve barış getirmesini mi bekliyoruz Esad’ın?
Ayrıca bundan Esad’la ölümüne savaşan ÖSO’ya nasıl bir sevinç ve mutluluk payesi çıkacak?
TRUMP VE PUTİN’E RAĞMEN Mİ?
Diyor ki Bağış:
“Esad’a itirazımız 600 binden fazla masum insanın ölümüne, üç milyon Suriyeli kardeşimizin ülkemize sığınmasına yol açan zalim yönetiminden kaynaklanıyor.
Bu kadar masum insanın ölümünden sorumlu olan, kimyasal silah kullanan bir rejim asla meşru ve savunulabilir olamaz.
Bu çerçevede bir yandan zalim Esad rejimiyle, diğer taraftan da terör örgütleriyle savaşan ÖSO tabii ki desteklenmelidir.”
* * *
Ve diyor ki: “Uluslararası ilişkilerde değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Ne kalıcı kine ne de kalıcı düşmanlığa yer vardır. Bizim de müttefiklerimizin de asıl mücadele etmesi gereken PKK, YPG, FETÖ, DAEŞ gibi terör örgütleridir.”
Soru şu: Yanlış mı anlıyorum?
Kalıcı kin ve düşmanlık olmayacak, değişime açık olunacak, Esad’a düşmanlıkla ÖSO’ya dostluk değişmeyecek, Esad kefeni yırtamazken PKK ve YPG ile DAEŞ aynı kefeye konacak, Putin ve Trump’la da bu hususlarda anlaşılacak... Hepsi bir arada yani... Mükemmel olurdu ama...
Mümkün mü?
Paylaş