Paylaş
Meclis’ten dün geçti. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bir içeriğin 4 saatte resen, yani idari kararla kaldırılmasına imkân tanıyor. Fakat bir şartla, en geç 24 saat içinde TİB tarafından mahkeme onayına sunulmak kaydıyla...
İfade özgürlüğünü askıya alıyormuş, ondan ‘Kes ulan interneti kes’ yasası. Hani Gaziantep’teki gösteri sırasında bir polis amiri, bir memuru ensesinden tutup ‘Sık ulan gazı sık’ diye sıkıştırırken takılmıştı ya kameralara. İşte onun gibi ‘Kes ulan kes’...
* * *
Türkiye, mahkeme kararlarını takmıyor diye Twitter’ın şalterini indirdiğinde yer yerinden oynamıştı. Twitter Türk mahkemelerini tanımak, kararlarına uymak filan zorunda değildi.
Çünkü yerel değil küresel bir platformdu ve evrensel kurallara tabiydi.
Ayrıca, Türkiye istese de bu teknolojiyi engelleyemez, Twitter’la baş edemezdi. Yel değirmenlerine savaş açmaktan farksızdı Twitter’la, Facebook’la, YouTube’la uğraşmak.
Tayyip Erdoğan, Don Kişot gibi kendini ve Türkiye’yi gülünç hallere düşürüyor, dünya âleme rezil rüsva ediyordu sadece.
Günlerce ne tiratlar dinlemiştik, ne tiratlar. Özgürlükleri savunayım derken Twitter firmasının, Facebook ve YouTube şirketlerinin avukatı kesilmişti bizim çok bilmiş yaygaracı allameler. Vaaz üstüne vaaz veriyor, nutuk üstüne nutuk çekiyorlardı...
* * *
Twitter demek, özgürlüğün ta kendisi demek değilmiş. Facebook demek, YouTube demek bizzatihi özgürlük demek değilmiş. Bunları yasayla sınırlar, kanunlara tabi tutarsan özgürlüklere halel gelmezmiş meğer.
Avrupa’da, Amerika’da ucu kendilerine dokununca internete dokunan dokunana bakın...
Fransa’da bir mahkeme, Facebook aleyhine açılan bir davayı kabul etti. Facebook’un paralı avukatlarının “Ama bizim merkezimiz Kaliforniya’da, burada yargılayamazsınız, sizin hukukunuza tabi bir şirket değiliz” itirazlarına rağmen üstelik. ‘28 milyon Fransız kullanıcın var, Amerika’da değil Alaska’da Eskimo kanunlarına göre kurulsan ne yazar, evire çevire yargılarım seni’ demiş oldular.
Şikâyet, bir kullanıcıdandı. Meşhur bir ressamın erotik tablosunu sayfasına duvar resmi yaptığı için Facebook tarafından engellenmişti. Sosyal paylaşım ağını, ifade özgürlüğüne müdahale etmek ve kısıtlamakla suçluyordu. Detaylarına, ‘Fransız mahkemesi Facebook’u yargılayacak’ yazarak Google’dan ulaşabilirsiniz.
Alın size yepyeni bir içtihat. Tersine döndü işler. Küresel Facebook, yerel bir Fransız mahkemesinde hem de ifade özgürlüğünü ihlalden yargılanıyor.
Fransa, bir yandan da terörü öven içeriklerin yasaklanması için bağıra çağıra bastırıyor ve sonuç alıyorken...
* * *
‘Sakıncalı içerik tanımı olmaz, özgürlüğe aykırıdır; Twitter, Facebook eşittir ifade özgürlüğü, yerel mahkemeler bunları yargılayamaz’ ve benzeri fasaryalar toptan gitti çöpe.
İngiltere yüksek yargısı da, Google’ın İngiliz mahkemelerinde yargılanmaya itirazını reddetti daha yeni. İngilizlerin Google’ı dava etme hakkını tanıdı yani, dinlemedi cart curtları...
Almanlar da terörle mücadele için internet polisliğini sıkılaştırıyor malum. Merkel’in sert vaatleri nette duruyor, tabii henüz sildirmedilerse (!)...
İngiliz devletinin YouTube videolarını önden izleyip filtrelediğini, hükümetin Google’la zararlı içerikleri kaldırma anlaşması yaptığını biliyorsunuz zaten. Yasadışı olması şart değil, İngilizleri rahatsız etmesi yetecek bir içeriğin silinmesi için...
İkna olmadınız mı?...
Pekâlâ; Facebook, Atatürk’ü Koruma Kanunumuzu mahkeme kararına bile gerek duymadan uygulamayacak mıymış resen! Zuckerberg açıklamadı mı, Atatürk’e hakaret içerikleri engellenecek diye? Ne gerekçeyle?...
* * *
Dikkat buyurun, dün yerel mahkeme kararını tanımayanlar, bugün mahkemeden bir karar çıkmasını bile beklemeyecek. Hükümet talepleri, kullanıcı şikâyetleri ve şirket politikaları nedeniyle erişimi kısıtlayacaklar. Sansür mansür demeden...
Yalnızca bizim dokunamadığımız ‘evrensel ve küresel’ bir aziz varlık demek ki bu internet. Kuyruğa girdiler baksanıza, dokunan dokunana maşallah.
Paylaş