Paylaş
Yoksa, “BDP ile İmralı arasındaki makas açılıyor mu?” sorusuna niye şöyle cevap versin:
“Dikkat etsinler de asıl Adalet Bakanlığımızla araları açılmasın...”
***
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, siyasi taraflar arasındaki tek irtibat kişisi. Çözüm Süreci’nin iki yakasını bir arada tutan çimento o.
BDP’lilerin Başbakan’la ilişkisi, onun üzerinden yürüyor.
Kritik zamanlarda gösterdiği performanstan, günü kurtarmak için döktüğü terden BDP’liler de sitayişle bahsediyor nitekim.
Sadullah Ergin’i kaybetmek istemezler. Başbakan da mealen onu diyor, “Aman ha, Sadullah Bey’i yani irtibatı kaybetmeyelim...”
“O zaman ipler kopar, bu görüşmeler biter” şeklindeki ikazı, olsa olsa buna delalettir.
***
BDP’lilerin Sadullah Bey’le araları açılırsa, Başbakan’la da araları açılmış olacak.
Birinci manası budur. Ama acaba Başbakan’ın verdiği ihtarın gizli bir ikinci manası yok mu?
Son İmralı ziyaretinden önce, Adalet Bakanı’yla BDP arasında Selahattin Demirtaş’ın heyette kalıp kalmaması üzerine bir restleşme yaşanmış olabilir mi?
Değilse, niye bu kadar sert çıksın Başbakan?
Bayram sabahından bu yana, anlamaya çalışıyorum.
***
İmralı’daki görüşmeler, Ocak ayında başladı başlayalı birçok isim heyet listesinden düştü.
Ayla Akat Ata, Ahmet Türk, Altan Tan, Sırrı Süreyya Önder ve ikinci kez Selahattin Demirtaş İmralı kosterinden indirildi.
Süreç yine de kesilmedi... Geçtiğimiz pazartesi günkü görüşmeye giden, 11’inci heyetti.
Çünkü Öcalan, buna takılmadı. BDP’liler de mecburen belli bir olgunlukla karşıladılar. Biri çıktı öbürü girdi heyete, aşırı alınganlık göstermediler ya da göstermeye yer bulamadılar.
Öcalan’a karşı gelemeyeceklerinden emin ne de olsa ya... Başbakan açısından iş o ki, Adalet Bakanı’na da kafa tutamasınlar...
Öcalan’a kızıp hınçlarını Sadullah Bey’den almaya kalkışabilirler zira. Belki kalkıştılar da!
***
Demokratikleşme paketine BDP ile Kandil, Öcalan’dan oldukça farklı yaklaşıyor.
Pakete takmadıkları kulp kalmadı. Kelek manasına “Kabak” dediler, “Gofret” dediler, “Lolipop şekeri” tabir ettiler. En hafifi “Seçim paketi”ydi.
Öcalan, bunların hiçbirini ağzına almadı.
“Çözüm Süreci bitmiştir” deyip ruhuna Fatiha okudular... Öcalan, “Her şeye rağmen umudumu koruyorum” diyerek süreci öldürüp gömmelerine yol vermedi.
Öcalan’ın 15 Ekim mesajı, Kandil ve BDP’yle görüş ayrılıklarının belgesidir.
***
Demirtaş ve Bayık gibi isimlerin beyanları, Öcalan’la ters düştü. Başbakan, oralı bile değil. Ters düşseler de süreç kopmaz çünkü. Öcalan ne derse o olur, Öcalan sağlama alınmışsa gerisi gelir...
Başbakan açısından asıl risk, BDP ile Adalet Bakanlığı arasındaki makasın açılma ihtimali.
En doğrusunu sözün sahibi bilir ama, galiba o uyarının sebeb-i hikmeti budur.
Getirdiğim yorum, sübjektif arzumu da yansıtıyor olabilir. Hatalıysam günahı bana yazsın, mühim değil.
Yeter ki irtibatı, yani Sadullah Bey’i kaybetmesinler!
Paylaş