Paylaş
Tam 6 versiyon yaptık şarkıyı...
Neden?
Çünkü ilginç bir beste; hızlı çalınca coşturuyor, yavaş çalınca hüzünlendiriyor.
İki versiyonu enstrümantal...
Dört versiyonu ise hepsini ayrı ayrı okuduğum, yorumladığım şarkılar...
“Şarkılar” diyorum çünkü aynı söz ve beste olmasına rağmen her versiyon sanki başka şarkıymış izlenimi veriyor.
Zaten okurken ben de bu duygular içindeydim.
Hızlı versiyonunda kendimi çok hırslı bir kadın hissettim, slow versiyonlarında ise acayip bir hüzün kapladı içimi...
Yani “Yakarım Canını’yla hem ağlayıp, hem gülecekseniz” desem yalan olmaz.
Şu yazdıklarımdan anlamışsınızdır, söylerken gerçekten de “yaşayarak” yorumladım “Yakarım Canını” şarkısını...
Çünkü sözler, biz kadınların “duruşunu” çok iyi anlatıyordu.
Özellikle de “beni gelip alacaksın” cümlesinde, kadın beklenti ve ruh yapısını bire bir yaşadım.
Kısacası, kadınların kendini bulacağı, erkeklerin de ders alacağı bir şarkı...
Bu çalışmada emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Yapımcım Samsun Demir’e, 6 farklı versiyonu son derece başarılı bir düzenlemeyle (ki o da aranje yaparken resmen yaşadı şarkıyı) hayata geçiren Volga Tamöz’e ve tüm ekip arkadaşlarıma, Tarık Ceren’e, Murat Aziret’e, Ayşe Ersayın’a, şarkıya can veren müzisyen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Ve şarkının söz ve müziğini yapan Can Tanrıyar’a... Sevgili Can, bu şarkının çıktığı bugünlerde, aynı ismi (Yakarım Canını) taşıyan kitabını da çıkardı piyasaya... Çok yürek isteyen bir kitap! Ona da hayırlı olsun diyorum. “Yakarım Canını” isimli single’ım aynı zamanda kitabının içinde yer alıyor ve kitapla birlikte de veriliyor.
Yaptığımız single da, yeni fotoğraflarımla birlikte çok yakında müzik marketlerde, bilginiz olsun...
Yaza girerken, beni hem çok düşündürdü hem de çok mutlu etti “Yakarım Canını”..
Dilerim siz de bu şarkıyı dinlerken, slow’unda hayatınızdan bir şeyler bulur, masaya yatırır; hızlısıyla da eğlenip mutlu bir yaz geçirirsiniz.
Tersane’de sabahlamak...
Kasımpaşa merkeze inersiniz, hafif sağdan tam karşı yola girdiniz mi İtalya’nın bir köyünde hissedersiniz kendinizi... Solda Altın Boynuz’un dayanılmaz çekiciliği ve Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Tersane-i Amire’lerin devamı...
İçeriye girdim, sağda dört karavan, solda muhteşem bir sofra ve beni bekleyen 120 kişilik müthiş bir ekip... Veee yeni çıkacak single’ımızın ilk klip çekimi başlar.
Kimler var kimler... Bir yandan İTÜ’nün harika gençleri, zırhlarını kuşanmışlar bana doğru “kick off” ilk atışlarını yapıyorlar.
Derken aniden yükselen motor sesleriyle şaşırıp sağıma dönüyorum; Harley Davidson motorlar hareket halinde beni bekliyorlar.
Muhteşem motorcu arkadaşlar edindim kendime bilesiniz, arada buluşup çok uzun yollar yapmaya karar verdik. Bayıldım Harley motorlara ve onların özgür, emin, güçlü ama bir o kadar mütevazı duruşlarına...
Arkadan “Yakarım Canını” mırıldanıyor sevgili yönetmenim Ayşe Ersayın, görüntü yönetmenim Veli Kuzlu, koreograflar, sofistike güzellikte dansçı kızlarımız...
“Ohh” diyorum “Ajda bu işin zevkini çıkar”...
Bu arada herkes geliyor klip setime... Booking ofisim Ali Rıza orada, sevgili dostlarım, tersanede bizi ağırlayan Gemi İşletmeleri çalışanları, emekçi dostlar, Altın Boynuz şirketi yönetimi, Kıyı Emniyeti çalışanları...
Ne güzeldik hepimiz, finalde sucuk mangal...
Muhteşem bir klip hazırlandı sizlere...
Umarım beğenirsiniz...
Özlü sözler; anlayana!
- “Hitap, muhataba biçilen kıymettir.”
- “Dostluğun özü vefa, doğruluk ve gerçekliktir.”
- “Üzülme! Bil ki yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma; yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar.” Mevlâna
- “Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner zanneder.” Sâdî Şirazî
- “İnsanlar birer harf gibidir. Güzel insanlar bir araya geldiklerinde güzel bir cümle kurulur.”
- “İnsan en çok kaybettikleriyle kazanıyordu galiba. Gerçek öğrenmeler, gerçek bedelleri gerektiriyordu.”
Mario Levi
“Benim düğün fotoğraflarım farklı olmalı” diyenlere
Yaz demek, düğün sezonu demek... Hangi düğüne yetişeceğine şaşırıyor insan...
Bu arada da birbirinden ilginç düğün fotoğrafları dikkatimi çekmekte şu sıralar... Sizlere de bahsetmezsem olmaz tabii!
Hangi zamanda evleniyorsanız evlenin, son yılların düğün modası vintage akımına katılın. Zamanın ruhuna aykırı vintage düğün fotoğraflarına albümde yer vermek bence harika bir fikir... Hele de otomobillere merakınız varsa, gelin-damat antika bir otomobilde fotoğraf çektirmek sizin için muhteşem bir anı olacaktır.
“Benim fotoğraflarım herkesten farklı olsun” diyenler için de benim önerim sualtı fotoğrafları...
“Denizde gelin damat olur mu hiç?” demeyin sakın! Herkesin harcı değil, cesaret işi ama yapan yapıyor, son derece de farklı oluyor. Sualtında düğün fotoğrafı çektirmek pek bir moda artık, benden söylemesi...
“Klasik gelin damat pozlarından sıkıldım, çılgın düğün fotoğraflarım olsun” diyorsanız, ona da bir çözüm var tabii... Artık aşktan mı, yoksa düğün stresinden mi yaparsınız bilemem ama yastık kavgasından düğün fotoğraflarınıza fazlasıyla ekmek çıkar!
Farklı mekan arayışında olanlar için çocukluğunuza inebileceğiniz ve harika anlar yaşayabileceğiniz lunaparkı es geçmeyin derim. Bence fazlasıyla komik, romantik ve eğlenceli bir mekan.
Bunca selfie çılgınlığının arasında düğün selfie’sini de eksik etmeyeceksiniz tabii ki değil mi? Sakın unutayım demeyin, kendisi olmazsa olmazlardan!
Ayrıca siz evleniyorsunuz diye eminim sizden daha çok heyecanlanan arkadaşlarınız da vardır. Aman düğün fotoğraflarınızı çektirirken onları anılarınıza dahil etmeyi unutmayın...
Paylaş