Paylaş
Araçsız seyahat edenlerin canını
daha da çok sıkan
bir mevzu hatta...
İnsanların sinirleriyle oynuyor.
Yoruyor, yıpratıyor...
Çok daha verimli ve sevdiğimiz insanlarla geçirebileceğimiz zamanımızı, tanımadığımız sürücülere sinirlenerek, kornalara ve sıkışık vasıtalarda yolculuklara maruz kalarak geçirmek zorundayız.
İnsanların birbirine tahammülü git gide daha da azalıyor, bunu sıkışık trafikte sıkça görmek mümkün.
Keşke buna gerçekten bir çare bulabilsek...
Bana kalırsa yapabileceğimiz en kolay şey, müzik ve kitabı bu zorunlu seyahatlerimizin bir parçası haline getirmek.
Toplu taşımalarda kitap, dergi okuyarak zaman geçirmek...
Otomobil kullanıyorsak yeni müzik türlerini ve yeni radyo programlarını keşfetmek, trafiğe en iyi çözüm.
En önemlisi de birbirimize daha saygılı olursak, yolculuğu daha çekilebilir kılabiliriz.
Yan şeritteki araca yol verebilirsiniz, karşılıklı konuşmadan oynayabileceğiniz bir oyun bu...
Yol vererek kaybedeceğiniz sadece 3-5 saniye ama unutmayın karşılığında bir gülümseme alabilirsiniz...
Sosyal medya yeni gelir kapısı oldu
Geçtiğimiz günlerde yabancı bir sitede bir haber okudum.
Twitter, Facebook gibi sosyal medya platformlarının doğru kullanılabilmesi durumunda, ciddi bir gelir yaratacağı ile ilgili düşüncelerimi doğrulayan bir haber...
Haber, şöyle diyordu: “7 milyon takipçisi bulunan UberFacts isimli Twitter kullanıcısı tweet atarak yılda 500 bin dolar kazanıyor.”
Haberin ardından UberFacts isimli Twitter kullanıcısını inceledim.
7 milyon takipçisiyle popüler bir kişi.
Attığı tweet’ler tekrar tekrar paylaşılıyor.
Anlaşılan bu kadar popüler olunca doğal olarak para kendiliğinden geliyor.
Twitter kullanıcısı, attığı bazı tweet’lerde şirketlerin reklam linklerini paylaşıyor.
Böylece tweet atarak para kazanıyor. Sahibi, Sanchez isimli genç... Haftada 30 bin, yılda yaklaşık 500 bin dolar kazanıyor.
Türkiye’de de bu yolla gelirini sosyal medya platformlarından çıkaran çok fazla kişi var.
Girişimci ve zeki gençlerle birlikte internetten para kazanma gittikçe yaygınlaşacak gibi gözüküyor.
Google açığını bulana sahip çıkıyor
İnternet ile ilgili bir haber de Google’dan.
Google’ın, açığını bulan yazılımcılara 30 bin dolar vereceği yönünde haberler okudum.
Daha önce Google, açığını bulan yazılımcılara 500 ile 5 bin dolar arasında ödül veriyordu.
Türkiye’den de birçok yazılımcının bu açıkları bularak Google’dan ödül kazandığını biliyordum.
Artık açıkları bulmak zor olduğu için Google, ödülü 30 bin dolara çıkarmış.
Böylece Google, dünyadaki diğer yazılımcılardan da yararlanarak eksiklerini tamamlıyor, güvenliğini çok daha düşük maliyetlerle çok daha iyi bir noktaya getirebiliyor.
Dünyada birçok büyük firma, yeni neslin pratik zekası, düşünceleri ve becerilerinden faydalanırken, bizim büyük firmalarımızın da aynı olanakları gençlere sunması gerekiyor...
Casual giyimin büyüsü…
Son zamanlarda, aynı kombinin farklı varyasyonları ile günü geçirmekten keyif alıyorum.
Kendini içinde çok rahat hissettiğin bir pantolon-ayakkabı-bluz üçlemesi bulduğunda, farklı stillerde ve kalıplarda bu üçlemeyi giymeye devam etmek insana çok zaman kazandırıyor.
Hayli koşturmacalı ve yoğun geçen şu dönemde, “boyfriend jean” üzeri gömlek ya da triko giyip çıkmak, söylemeliyim ki giyinmekle ilgili dertleri sıfıra indiriyor.
Birbirinden farklı, renkli, günümü aydınlatan o spor ayakkabılar da olmasa ne yapardık bilemiyorum!
Sokaklarda iş kadınlarının üzerinde gördüğüm kalem etekler ne güzel bir hava yarattı.
Yoğun bir toplantı gündemi varsa ve şık görünmek gerekiyorsa, şık bir kurtarıcı gibi gözüküyor kalem etekler.
Ama günün farklı zamanlarında farklı şekilde kombinlemeyi tercih etmek gerekli.
Güzel bir aksesuvar her zaman son dokunuş için gerekli ama gösterişli aksesuvarlar, kalem eteklerle süslenen kombini bir anda gece kıyafetine dönüştürebilir.
Gündüz saatlerinde şık bir saat ve güzel güneş gözlüğü en yerinde aksesuvar seçimi olacaktır.
Pop müziğin yatırıma ihtiyacı var
Daha önce bir röportajda bahsetmiştim.Paris’te Tina Turner’ı seyrettim. Çok güzeldi. 4 kuşaktan sevenleri vardı. Sahne performansı, kullanılan teknikler tüyler ürperticiydi. Rihanna’nın, Madonna’nın şovları da çok farklı.
Bahsettiğim sanatçılar, bu şovları dünya çapında yapıyorlar.
O prodüksiyona büyük yatırımlar yapılıyor. Sponsor firmalar destekliyor.
Fakat Türkiye’de her şeyi kendi cebinizden yapıyorsunuz. Sponsor kavramı yok. Türkiye’de pop müziğe yatırım yapılmıyor.
Hatırlatmakta fayda görüyorum: Türkiye’de müziğin büyük yatırımlara ihtiyacı var.
Paylaş