Paylaş
Kadınların bir yuva kurup aile olma hayaliyle yaptıkları evlilikler, ölümle, hüsranla ya da ağır travmatik durumlarla sonuçlanabiliyor.
Bu işin temelinde eğitim ve mesleki yetersizlik, ailelerin yeterince bilinçli olmaması, hatta anne-baba problemleri gibi pek çok farklı neden yatıyor.
Kadın platformları, kadın sığınma evleri, birçok sivil toplum kuruluşu bu konuda yıllardır çalışıyor. Bana kalırsa öncelikle dezavantajlı grupların bilinçlendirilmesi, eğitim verilmesi, mahallelere gidilerek özellikle erkek gruplarla toplantılar yapılması gerek.
Çünkü problemin kaynağında erkekler var; öldüren, döven, tehdit eden, güç gösterisi yapan erkekler!
Tecavüz, zorla alıkoyma, taciz, ayırımcılık, erkek hegemonyasından kaynaklanan asli sorunun sonuçları...
Dolayısıyla annelerimize de çok iş düşüyor. Her annenin evlatlarına herkese “cinsiyet ayrımı yapmadan” insanca yaklaşmayı ve insanı sevmeyi öğretmesi şart. Anneler, erkek çocuklarına bu bilinci aşılamak zorundalar.
Diğer yandan kız çocuklarına kendi kaderlerinin kontrolünü ellerinde tutmayı, eğitim ve öğretim hakkının birinci sırada olduğunu, her kız çocuğunun bir meslek sahibi ve üreten bir kadın olması gerektiğini öğretmeliler...
Kadınlar hayatlarının kontrolünü ele geçirdiğinde her şey daha berrak olacaktır.
Ben bu konuda üstüme düşeni yapmaya hazırım. Haydi anneler, haydi gençler, haydi erkekler işbaşına; hep birlikte kaderlerimizi değiştirelim. Güzel ülkemizde daha iyiye doğru bir değişim başlatalım.
Öğrenmek için ye yemek için öğren
Eataly Türkiye’de güzel şeyler yapılıyor. Sevgili Cenk Akın mekana birçok yenilik katmış, en şahanesi de pazar sabahları kahvaltıda caz keyfi... Bayıldım bu fikre...
Yurtdışında bazı yerlerde rastlamıştım, hem iştah açıcı hem de dingin oluyor. Düşünsenize pazar kahvaltısında muhteşem bir manzara, sıcacık bir teras ve caz...
Önümüzdeki günlerde mutlaka gideceğim, Cenk Bey’e söz verdim. Sevgili Feride Edige’yi de alırız aramıza, sonra workshop da yaparız belki. Hem öğreniriz, hem tadarız... Şef Claudio’nun gizli tariflerini öğreneceğim, sanırım yemek yapmak çok keyifli olacak.
Mamma Mia...
Pet şişeler mamaya dönüşüyor
Bu, sokak hayvanlarına daha iyi bir gelecek sağlama, aynı zamanda da kullanıcılarına sağlıklı geridönüşüm alışkanlığı kazandırma amaçlı bir icat...
Sokaklarda rastlayacaksınız bu geridönüşüm kutularına...
Pet şişelerinizi içine attığınızda çalışmaya başlıyor, sokak
kedi ve köpeklerine mama akıtıyor.
Üstteki boşluktan pet şişeyi at, alttaki boşluktan kaplara aksın mamalar...
Müthiş bir proje; yapanların, düşünenlerin ve kullananların aklına, fikrine, eline ve gönlüne sağlık...
Kimse bilmiyor ben biliyorum
Kimse bilmiyor, ben biliyorum... Yakında İstanbul ve Ankara’da konser vermek üzere Türkiye’ye gelecek. İlk benden duyun istedim.
Hatırlarsanız, bir dönem sosyal deneylere konu olmuştu Amerika’da... Biletleri aylar önce tükenen sanatçı, kimliğini saklayarak metro istasyonunda Bach çalmış ve sadece 20 kişi durup dinlemiş ve para vermişti. Çaldığı süre içinde de sadece 32 dolar toplamayı başarmıştı.
Dünyanın en iyi keman sanatçısı Joshua Bell’den söz ediyorum.
Biletleri kapalı gişe satıyor ama metroda sadece 20 kişi dinleyip para veriyor, nasıl ironik bir durum, değil mi?
Bir başka etkinlikse “Swan Lake”... Muhteşem bir dans gösterisi...
Her iki etkinlik de İstanbul Zorlu PSM ve Ankara Congresium’da sanatseverlerle buluşacak.
73 Organizasyon müthiş projelerle yola devam edecek. Yolları açık, şansları bol olsun.
Ve tabii ki, biletleri Biletix’te...
Ah teknoloji ah...
Yeni bir akım bu... Yani insani duyguları görsel ve işitsel olarak anlamak,...
Teknoloji geliştikçe markalar, kurumlar, kuruluşlar, teknoloji devleri de yeni inovasyon ve araştırma-geliştirme çalışmalarıyla vurucu duygusal saptamalar yapıyorlar. Gerekli mi, şart mı onu bilmem ama bakın bana da bu yazıyı yazdırıyor işte.
Konu British Airways’in yeni battaniyesi... Uzun yolculuklarda havayolu size bir battaniye verir ya... O havayolunun battaniyesi bir başka işte...
Nesi farklı derseniz, fiberoptik LED teknolojisi sayesinde nasıl hissettiğinizi ölçümlüyor! Yani uçmaktan korktuğunuz için geriliyorsanız, stresliyseniz, kırmızı oluyor battaniyenin rengi... Eğer rahat ve “Ben güvendeyim, rahatım, horul horulda uyurum” diyorsanız, maviye dönüyor renk!
Nasıl ama... Müthiş değil mi?
Daha neler yapacaklar bakalım. Haydi THY senden daha da ilerisini bekliyoruz...
Paylaş