Biraz güneş, biraz huzur, işte Bodrum

Bodrum...

Bu sıcak günlerde kaçışların ve huzurun adı Bodrum. Begonvillerin o güzelim renkleriyle büyülediği, denizin mavisi ve hafif bir rüzgarın sizi sarmaladığı bir zaman diliminde, bu güzel şehri yaşamak öyle büyülü ki...
Hele Bodrum Kalesi üzerinden batan akşam güneşiyle bu huzuru herkes için dilemek.
Ben insanın kalpten istediği dileklerinin gerçek olabileceğine dair ümitleri tükenmemiş biriyim.
Benim ümitlerim her sabah tekrar filizlenir.
Her yeni güne tüm karamsarlıkları örtecek yeni ümitlere sarılarak başlarım.
Siz de öyle yapın olur mu?
Hayatın içinde kötü olanı seçmek öyle kolay ki...
En kolayı, eleştirmek, öfkelenmek, bezmek ve umursamamak.
Siz de benim gibi zor olanı seçin ve her şeyde bir ümit ve güzellik arayın.
Ve affedin, sizi üzen ve üzmesine izin verdiğiniz her şeyi... Yaşanan ve yaşadığımız kötülükleri affedin.
Böylesi daha zor ama daha huzurlu inanın.

İyi ki varsınız

Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir haber içimi yeşertti.
Emeğin doğru zamanda ve yerde değer bulabileceğine olan inancım bir kez daha pekişti.
Kahramanmaraşlı bir çarık ve yemeni ustası Hüseyin Çemen’den bahsetmek istiyorum.
43 yıldır çarık üreten ve bugüne kadar yaptığı ürünleri Hollywood filmlerinde bile kullanılmış bu zanaatkârımız şimdi Amerika yolcusuymuş.
‘Harry Potter’ın Kahramanmaraşlı çarıkçısı’ olarak nam kazanmış bile.
Türkiye’m için içim mutlulukla doldu.
Küçük atölyelerinde inatla el emeği, göz nuruyla çalışan tüm zanaatkârlarımıza ‘iyi ki varsınız’ diyorum.

Suyun tuzunu keşfetmek

Her yıl İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Bienali bu yıl 5 Eylül-1 Kasım tarihleri arasında yapılacakmış.
Koç Holding destekleyecek...
Bu yılki sloganları ‘Suyun Tuzu’ olmuş...
Bayıldım, çok beğendim, denizlerle çerçevelenmiş bir şehrim var benim...
İstanbul’um...
Bu yılki bienal’de bin 500’ün üzerinde eser yer alacak... Projeler, tarihi mekanlarda sergilenecek ve en güzel haber ise ücretsiz olması.
İstanbul Modern, Arter, Özel İtalyan Lisesi, Galata Rum İlköğretim Okulu gibi mekanlarda sergileri gezebilirsiniz.
Galata, Tophane ve Beyoğlu bölgesini keşfedip, Boğaz’ın tuzlu sularının kokusunu içinize çekerek, Büyükada Kütüphanesi’nde alırsınız soluğu...

Boyalı gülüşler

Doğuştan gelen ve genetik bir bozukluk olan yarık dudak rahatsızlığı, çocuklar için kabus. Bu rahatsızlığa sahip çocuklar, gülüşlerinin çirkin olduğunu düşünüyor, mümkün olduğunca ağızlarını saklamaya, gülmemeye çalışıyor, içlerine kapanıyor ve sosyal hayattan kendilerini soyutluyorlar...
“Ben neden diğer çocuklar gibi değilim” sorusu kaplıyor benliklerini ve bu baskı yetişkinliklerinde bile devam edebilecek psikolojik travmalara neden olabiliyor... Halbuki en güzel şeylerden biri değil midir bir çocuğun umut dolu, mutluluk dolu ifadelerle ışıl ışıl, kocaman gülümsemesi...
İşte bu durumu yaşayan çocuklar için umut olan harika bir proje başlatılmış.
Hindistan’da ihtiyacı olan çocukların yarık dudak ameliyatı olabilmeleri için çalışan ‘Operation Smile Vakfı’, “The Painted Smile” (Boyalı Gülüşler) kampanyası ile çocukların yaşadığı sıkıntılara dikkati çekip, insanları daha fazla bağış yapmaya davet eden bir uygulama başlatmış.
Öyle mutlu oldum ki...
Kampanyada, profesyonel makyözlerle çalışılmış ve yarık dudak rahatsızlığı olan çocukların dudak çevrelerine eğlenceli, rengarenk resimler yapılmış.
Bu sayede kurbağaya, timsaha, kelebeğe, prensese dönüştüklerini hisseden çocuklar belki de ilk defa dilediğince, utanmadan, saklanmadan gülmüşler.

Ve bir şiir

Ve bu haftaki yazımı son günlerde bana ilham veren bir şiirle bitirmek istiyorum.
Çok sevdiğim şair Turgut Uyar’dan...
Günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni.
Kim bilebilir ki kimi, neyi eskittiğini...
Ben ne kadar önemserdim kendimi, hay Allah!
Sen ne kadar kumraldın aynalarda, hay Allah!
Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa.
Gel bağışlayalım birbirimizi.