Bir insan bu yaptıklarının kendi enerjisini yükselteceğini düşünüyorsa ve en önemlisi inanıp kendini iyi hissediyorsa, söylenecek söz yok...
Yılbaşı gecesi gazeteciler, “Kurşun döktürür müsünüz?” diye sordu Kıbrıs’ta...
Ben de, “Döktürmüşlüğüm vardır” yanıtını verdim.
Sonra da yılbaşı gecesi kurşun döktürdüğümü okudum gazetelerden...
Kurşun döktürmek kendini iyi hissettirecekse insana döktürür, buna inanmazsa döktürmez...
Ben de herkes kadar inanırım kurşun döktürmeye ama yeni yıla kurşun döktürerek girecek kadar değil...
Öyle bir adetim hiç olmadı.
Yeni yıl aslında bahane... Kararlar almak, onları uygulamak, geçmişe değil ileriye bakarak mutlu olmak için güzel bir bahane 1 Ocak.
Hayat artık eskisi gibi kolay değil, çok daha yıpratıcı...
Çok çabuk tüketiyoruz her şeyi...
Bu koşuşturma içinde unutmamamız gereken tek bir şey var:
Kimsenin ne zaman ne olacağı belli olmayan bir hayat yaşıyoruz.
Hayatın kime ne getireceği bilinmiyor.
Şu an çok kötü durumdayken bile iş hayatınızda, aşk hayatınızda 3 gün sonra kendinizi çok daha iyi bir noktada bulabilirsiniz...
Burada özetleyeyim ne düşündüğümü.
Eurovision tartışması bizim için yeni değil ki...
Her sene gideriz Eurovision’a, neden gidiyoruz diye sorulur...
Gitmeme kararı alınır, bu sefer de neden gitmiyoruz olur...
Katılmama kararı doğru mu derseniz...
Şunu söyleyebilirim:
Puanlamalar, politik duruşlar, entrikalar ve ülke kayırmaları protesto etmek için bir yıllık ara hiç fena olmayabilir.
21 Aralık ne ki? Bizim için her gün kıyamet kopuyor.
Gazeteleri elime alırken, haberleri açarken acaba bugün neyle karşılaşacağım diye korkuyorum.
Kadına, çocuğa şiddet her gün var. O haberleri gördükçe insanın yüreğinde kıyamet kopuyor zaten.
Her gün gencecik askerlerimiz şehit düşüyor.
Sadece aileleri değil, tüm ülke kıyameti yaşıyor şehit haberleri geldiğinde...
Trafik başlı başına kıyamet.
Sadece trafik kazalarından bahsetmiyorum.
Ve dünyada müziğin giderek pornografi sınırlarını zorladığını görüyorum.
Yapılan müziklerin arasına serpiştirilen ah’lamalar, oh’lamalar, hımm’lamalar...
Kadınların ve erkeklerin iniltileri...
Bu müzikleri gözünüzü kapatıp dinledi-
ğinizde sanki erotik film izler gibisiniz...
Şarkılar yatak odası seslerinden geçilmiyor.
Ve sürekli aynı şeyi empoze eder gibiler.
Gazetecilik değil merakım...
Köşe yazarı olmak hiç değil...
Polemik mi? Aman benden uzak dursun.
Derdim; haftada bir gün sizinle dertleşmek.
Bunu yaparken de eğlenmek.
Ve sizi eğlendirmek.
Bunu yapabilirsem ne mutlu bana.