Hırsızın hiç mi suçu yok

AZ buz değil tam 5 milyon lira.

Haberin Devamı

5 milyonu çaldıran banka da olsa, bir sarsıntı yaratacaktır bu büyüklükteki kayıptan sonra... Bandırma’daki özel bir bankada yaşanmış bu olay... Üstelik uzun yıllardır çalışan bir personel bu kayba neden oluyor...

Farklı müşterilerin hesabından tırtıklanan paralar, banka çalışanının sevgilisinin hesabına transfer edilmiş. DHA’nın (Erdem ÖZCAN- Tufan DALGIÇ) haberinden; incelemenin devam ettiğini ve zimmete geçen paranın, 5 milyon lirayla sınırlı kalmayacağını da anlıyoruz...

Müşterilerin kaybı olmayacaktır tabi ki... Tamamen banka personelinin usulsüz işlemlerinden kaynaklı kayıp yaşanıyor çünkü... Banka yönetimi; müşterilerinin hesaplarında banka çalışanının zimmeti sonucu meydana gelen kaybı, tekrar o hesaplara bizzat kendisi yatıracaktır...

Bankanın kaybı, yalnızca personelin zimmetine geçirdiği 5 milyon lira da değil... Müşterilerinin hesaplarına; bankanın telafi olarak ödeyeceği 5 milyon lira, gider de yazılamayacak... Gider yazılabilmiş olsaydı; ödenecek Kurumlar Vergisi (KV) 1 milyon lira daha düşük çıkacaktı. KV oranı yüzde 20 olduğundan; 5 milyon liralık gider, 1 milyon lira daha az KV ödenmesine neden olacaktı. Dolayısıyla; çalışanının 5 milyonluk zimmetine ilaveten, bankanın 1 milyon liralık daha ‘gider yazamamaktan kaynaklı’ ilave bir kaybı daha oluşuyor. Toplam kayıp 6 milyon liraya çıkıyor.


REEL SEKTÖRDE DURUM
Nakit paranın veya stoktaki ürünlerin çalınması vakaları reel sektörde de yaşanabiliyor... Tüm sektörler için; işletmelerde, personelin zimmetine geçirdiği para, mal/ürünler de gider yazılamıyor. İşletme dışından kaynaklı hırsızlık yaşansa, mal/ürün kaybı oluşsa da fark etmiyor, kayıplar gider yazılamıyor.
Çalınan mallardaki kayıplar bir yandan gider yazılamazken, diğer yandan bu malların alımı sırasında tedarikçiye ödenen KDV’de tekrar yük oluşturuyor. Çalınan mal için tedarikçiye ilk alımda ödenen KDV’nin de, Maliye’ye tekrardan beyan edilmesi/ödenmesi gerekiyor.

Dolayısıyla hırsızlık nedeniyle yaşanan kayıplar işletmelerde yalnızca mal-varlık kaybına neden olmamakta ilaveten daha fazla vergi ödemek gibi bir maliyet de oluşturmakta. Konuya yabancı olan birçok işletmeci şunu söyleyecektir muhtemelen: “Hem malım çalınacak, canım yanacak, üzerine bir de vergi mi ödeyeceğim?”. Hatta Nasrettin Hoca misali “Hırsızın hiç mi suçu yok” da diyebilecektir.

Vergi mevzuatı bu şekilde öngörüyor... İşletmelerde hırsızlık yaşandığında; yalnızca mal kaybı yaşanmıyor, ilaveten vergi yükü de oluşuyor. Bu durumda; işletmeler için en iyi seçenek, mevcut hırsızlık risklerini değerlendirip, fiziki ve sistemsel önlemleri almak...


EMNİYETİ SUİİSTİMAL SİGORTASI
İşletme içi olası suiistimal risklerine karşı ‘emniyeti suiistimal sigorta poliçesi’ yaptırılması da mümkün. Nakit veya mal/ürün gibi kıymetlerin zimmete geçirilmesi vakası yaşandığında ‘emniyeti suiistimal sigortası’ yaptırmış işletmeler, zimmet nedeniyle oluşan kayıplarını poliçe kapsamında yer alan koşullar çerçevesinde sigorta şirketinden tazmin edebiliyorlar. Kayıp oluştuktan sonra durumu delillendiren belgelerle savcılığa suç duyurusunda bulunulmasının ardından sigorta şirketinden zararın tazmini istenebiliyor.

İşletme dışından kaynaklı hırsızlık riskleri için de, yine sigorta poliçeleri düzenlenebiliyor.

Haberin Devamı

Hırsızın hiç mi suçu yok

Haberin Devamı

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları