Paylaş
2010’da bakın ne diyordu Başbakan Erdoğan:
“CHP, onun yanında MHP, onun yanında BDP, onun yanında PKK, onun yanında İmralı... Karşıda AK Parti...”
*
2011’de bakın ne diyordu Başbakan Erdoğan:
“Silivri ile Kandil arasında irtibat var. CHP ile BDP arasında muhabbet var”.
*
Yıl: 2013.
BDP malum nedenlerden dolayı “muzır” ya da “yaramaz” olmaktan çıkmış.
Bu durumda ne yapacak Başbakan Erdoğan?
Tabii ki yeni bir “muzır” ve “yaramaz” bulacak?
Dünkü konuşmasına bakıyoruz...
Bulmuş bile: İşçi Partisi.
Dünkü konuşmasında bakın ne diyor Başbakan Erdoğan:
“CHP, MHP, İşçi Partisi, TKP blok olarak karşımızda”.
*
Ama unuttuğu bir şey var Başbakan Erdoğan’ın...
Muhaliflerine “Girmişsiniz İşçi Partisi’nin yörüngesine” derse...
Muhalifleri de kendisine “Sen de girmişsin PKK’nın yörüngesine” demeye hak kazanırlar.
İki söylem de tam doğru olmaz ama en azından tam ayıp olur.
Muhafazakârlar Boğaz’a indi
BOĞAZ’da iki yeni mekân açıldı.
İkisi de muhafazakârlara hitap ediyor:
- AL FAKHEER: Bebek’te Lucca’ya çok yakın bir yerde... Muhafazakâr çiftlerin yeni gözdesi... İçeride locaların bulunması çiftler açısından belli bir mahremiyet sağlıyor... Süper lüks bir nargile salonu diyebiliriz burası için... Mekânda alkol yok ama Fransızların milli içeceği olan şampanyadan yapılmış nargile var... Nargilede çığır açmışlar: Votkalı nargile de var, ananaslı nargile de... Ama alkollü nargileye rağbet gösterilmiyor. Ortam biraz Bahreyn kokuyor, biraz da Beyrut... Fiyatlar el yakmıyor... Daha çok Üsküdar’daki “Şazeli”yi andırıyor... Sahibi Kasımpaşalı... Başbakan’ın Kasımpaşa’dan arkadaşı olduğu söyleniyor.
*
- HUQQA: “Lucca”yı çağrıştırsın diye mi adı “Huqqa” bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Kuruçeşme’de Reina’nın sırasında yeni açılan bu devasa mekânın manzarası muhteşem. Burası o bölgenin alkolsüz ilk restoran kafesi... Kafe bölümü yeni nesil muhafazakâr gençlere sesleniyor... Kafede “tablet menüler” var ve bunlar acayip oyuncaklı... Nargile burada da baş tacı... Ve bir sürpriz: Bu mekân 24 saat açık... Restoranda dünya mutfağından ürünler var... “Risotto”su övülüyor... Çalışanlar güler yüzlü ve ilgili... Henüz çok yeni olmasına ve bazı bölümleri bitmemesine rağmen muhafazakâr bohem burjuvalar, mekânı şimdiden doldurmuş durumdalar.
Yaşama sevinci veren şeyler
- AÇIKTAN haksızlık yapan bir küstaha had bildirilmesi...
- “Neşeli Günler” adlı Yeşilçam klasiğini izlemek...
- Taraf’çıların bir zamanlar başkalarına karşı yaptıklarını, şimdi birbirlerine karşı yapmaları...
- Kahve kokusu...
- Sanal dünyada “ayran” üzerine yapılmış birbirinden şahane esprilere dalıp gitmek...
- Trakya üzerinden Kuzey Ege’ye doğru yolculuğa çıkmak...
- Murat Menteş’in “Ruhi Mücerret” adlı romanına dalmak...
- Rezil olmayı bilmeyen bir rezilin, rezil olmasına tanık olmak...
- Acun Ilıcalı’nın giydiği kedili tişörte bakıp “İyi ki bundan bende yok” demek.
- Yaz meyveleri...
- Dün BDP’lilere “Zerdüşt” diyenlerin bugün BDP’lilere toz kondurmamalarını elde çekirdek izlemek...
- Arkeolojik kalıntılara “çanak-çömlek” diyen Başbakan’ı alkışlamayanların da olduğunu fark etmek...
- İnsanların fiziksel özellikleriyle dalga geçen birinin fiziksel özellikleriyle acımasızca dalga geçmek...
- Haliç Köprüsü’nde balık tutmak...
Milli gazımız biber gazıdır
FAYDASI boldur, saymakla bitmez:
Limonla iyi gider, kafayı süper kıyak yapar, kalpleri yumuşatır, gözleri yaşartır, muhabbet konusu çıkartır, aslan terbiyecisidir, ağlatırken düşündürtür, düşündürtürken ağlatır, ücretsizdir, organiktir...
*
Ve acayip demokratik ve eşitlikçidir:
Öğrenci de yer, işçi de... Fenerbahçe de yer, Galatasaray da... Ergenekon da yer, KCK de... Çocuk da yer, yetişkin de... İstanbul da yer, Ankara da... Erkek de yer, kadın da... BDP’li de yer, CHP’li de...
*
Bir de şöyle bir özelliği vardır:
Kişiler değişir ama o hep baki kalır. İdris Naim de sallar gazı, Muammer Güler de...
Gençlere tavsiye
KAMER Genç kendisini eleştirdim diye bana sallamış.
Dediği şu:
“Tayyip’in yalakası”.
Şu üsluba, şu yaklaşıma, şu cevaba, şu tarza bir bakar mısınız?
Hoşuna gitmeyen bir eleştiri işittiğinde aklına gelen tek şey muhatabına “Tayyip’in yalakası” demek...
*
Gençler! Genç arkadaşlar!
Herhangi bir siyasetçiye...
Atatürkçü mü, laik mi, muhafazakâr mı, milliyetçi, ulusalcı mı, sosyalist mi falan diye bakmadan önce...
Lütfen “terbiyeli mi” diye bir bakın.
Kamer Genç‘ten geçmiş ama gençlik olarak sizden geçmesin.
Kökten çözüm
GÜN geçmiyor ki hosteslerin kılığına, kıyafetine, saçına, başına karışılmasın sayın seyirciler.
“Saçlar platin sarısı olmayacak” diyorlar.
“Kırmızı ruj zinhar yasak” diyorlar.
“Saçını atkuyruğu ya da topuz yapacaksın” diyorlar.
“Ruj yerine parlatıcı kullan” diyorlar.
Diyorlar da diyorlar.
*
Ben bu işin kökten çözümünü buldum galiba:
Hostesler mozaiklensin, böylece onlar da kurtulsun biz de...
Milli çapkın
SÜHA Özgermi adlı bir vatandaşımız vardı.
Kendisinden “milli çapkın” diye söz edilirdi.
70’lerin, 80’lerin adamıdır, 90’larda pek varlık göstermedi.
Yaşıyorsa kulakları çınlasın, öldüyse Allah rahmet etsin.
*
Her an herhangi bir yetkilimizden, şöyle bir nutuk gelecek diye feci korkuyorum:
“Bunlar bir zamanlar Süha Özgermi diye birini milli çapkın ilan ettiler. Gazetelerinde adamın fotoğraflarını bastılar. Ona hep milli çapkın dediler... Oysa adamın böyle bir becerisi yoktu... Söylenenlerin alayı yalandı yalan... Bunlar işte böyle yalanlarla milleti kandırdılar”.
Yazık oluyor Kadir Abi’ye
KADİR Abi demişti ki: “Topçu Kışlası kesinlikle AVM olmayacak. Kültür merkezi olacak, buz pateni pisti olacak”.
Başbakan Erdoğan ezdi Kadir Abi’yi:
“Topçu Kışlası AVM ya da rezidans olacak”.
*
Bu tür sorunlar yaşanmasın diye benim bir önerim var:
Madem Erdoğan, başbakanlık görevi ile belediye başkanlığı görevini bir arada yürütebilirmiş gibi bir potansiyel sergiliyor.
O halde önümüzdeki yerel seçimde Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı görevine de aday olsun, Kadir Abi’yi ise yardımcısı yapsın.
Bu şekilde bir taşla şu iki kuş vurulur:
- BİR: Başkanlık sistemi sürecine yumuşak geçiş sağlanır.
- İKİ: Kadir Abi’nin “ezilme” sorunu aşılabilir.
Paylaş