Paylaş
VATANSEVERLER, “Bu yapılan çok doğrudur, yaşasın devletimizi yönetenler” demezler, “Bu yaptığınız çok ayıptır ey devleti yönetenler! Vatanımızın onurunu ayaklar altına aldınız” derler.
*
Devleti yönetenler, Kore’ye asker gönderme kararı aldığında...
VATANSEVERLER, “Devletimiz kararı vermişse bize düşen kesin itaat etmektir” demezler, hiç çekinmeden ve yürekli bir şekilde “Mehmetçiğin Kore’de ne işi var” diye sorarlar.
*
Devleti yönetenler, Suriye içsavaşına bodoslama daldığında...
VATANSEVERLER, “Devletimizi yönetenler her şeyin en iyisini bilirler, bize de susmak düşer” demezler, alınan kararı sonuna kadar sorgulayıp tartışırlar.
*
Devleti yönetenler, bütün komşu ülkeleri “düşman” kategorisinde değerlendirdiğinde...
VATANSEVERLER, “Devletim düşman bellediyse vardır bir hikmeti” demezler, “Acaba farklı bir yaklaşım mümkün değil mi? Acaba düşmanlık yerine dostluk geçerli olamaz mı?” meselesini gündeme getirirler.
*
Devleti yönetenler, güvenlik politikalarıyla ve silah gücüyle Türkiye’nin bir bölgesini hizaya getirmeye kalkıştıklarında...
VATANSEVERLER, “Devletimin yaptığına katılmıyorum ama bütünlüğü bozmamak adına sesimi çıkarmıyorum” demezler, vatanının geleceği ve selameti için doğru bildiklerini yılmadan ve korkmadan söylerler.
*
Devleti yönetenler, Filistin’e kayıtsız kaldıklarında...
VATANSEVERLER, “Madem devletimizin kararı bu... Bize de kayıtsız kalmak yakışır” demezler, “Filistin’e kayıtsız kalma ey devlet” diye ayağa kalkarlar.
*
Boşnaklara soykırım yapılırken devleti yönetenler arkalarını döndüğünde...
VATANSEVERLER, “Devletimiz her şeyin en doğrusunu bilir” demezler, “Bosna’ya sahip çık ey devlet” diye haykırırlar.
*
Devleti yönetenler, Irak’ı işgal edecek olan ABD ordusuna ülke topraklarını açmaya kalkıştıklarında...
VATANSEVERLER, “bravo, yaşa, var ol” diye alkışı basmazlar, bu kararın vatana yararlarını ya da zararlarını bütün açıklığıyla tartışırlar.
*
Türkiye’yi yönetenler bir Rus uçağının düşürülmesine yol açtıklarında...
VATANSEVERLER, “Devletimiz en doğrusunu yapmıştır” demezler, bunun nelere yol açabileceğini enine boyuna tartışırlar, vatanlarının ve milletlerinin başının yok yere belaya girmesini istemezler.
*
Kısacası...
Devleti yönetenlerin attıkları her adımı yanlış da olsa alkışlayarak vatana en büyük kötülüğü yapanlara vatansever denmez, VATANSEVMEZ denir.
Devleti yönetenlerin attıkları yanlış adımlara yanlış deme cesaretini göstererek vatana en büyük iyiliği yapanlara ise vatan haini denmez, VATANSEVER denir.
Uçağın düşürülmesi nelere yol açtı?
RUSYA, Türkiye aleyhinde iftiralarla dolu dünya çapında büyük bir kampanya başlattı.
*
Türkmenlerin kazandıkları Kızıldağ, daha beter bir Rus bombardımanı sonucu yeniden ‘Rejim’in eline geçti.
*
Rusların Suriye’ye yönelik müdahalesi daha da şiddetlendi.
*
Türkiye, çok net biçimde ABD, Rusya, Fransa ve hatta İran arasında oluşan Suriye mutabakatının dışında kaldı.
*
Rusya ekonomik olarak Türkiye’yi sıkıştırmaya ve tehdit etmeye başladı.
*
İşin aslı hiç de öyle olmasa da Türkiye, “Suriye’de terörle mücadele eden Rusya’nın uçağını düşüren ülke” kara propagandasının muhatabı oldu.
*
Rus desteğinin artması sonucu Esad’ın keyfi biraz daha yerine geldi.
*
Kısacası...
Uçağın düşmesi Rusya’ya, Esad’a, ABD’ye, Avrupa’ya, İran’a yararken... Sadece ve sadece Türkiye’ye ve Türkmenlere yaramadı.
Kürt siyaseti büyük krizde
ARACINDA bulunan kurşun izini saymazsak Selahattin Demirtaş’ın sesi soluğu çıkmaz oldu.
*
HDP’de kimin ne yaptığı belli değil: Kimi yeminde eylem koyuyor, kimi yemin eylemine tavır koyuyor. Kimi Meclis başkanlığı seçimine bile gelmiyor, kimi bölgede biber gazı yemekle meşgul.
*
Bir dağınıklık var partide... Ama öyle böyle bir dağınıklık değil. Partililer dağınık, söylemler dağınık, eylemler dağınık.
*
Gün geçmiyor ki partiden birileri “başkanlık sistemi” için yeşil ışık yakmasın... Ve yine gün geçmiyor ki partiden birileri yakılan bu yeşil ışığı yeniden kırmızıya çevirmesin.
*
Özyönetim ilan etmeler falan konusunda son tutum nedir? Belli değil.
*
Yeniden Çözüm Süreci için hükümetle ne tür temaslar kurulacak? Belli değil.
*
Kandil’in ne dediği ve ne istediği karmaşık...
*
Öcalan mı? O zaten “Ne haliniz varsa görün” havasında.
*
Bölge halkı ise her zamankinden daha fazla umutsuz ve karamsar...
*
Kısacası...
Kendileri de farkındalar mı bilmiyorum ama Kürt siyasi hareketi, tarihinin en krizli günlerini yaşıyor.
Davutoğlu/Erdoğan koalisyonu mu kuruldu
BAKANLAR Kurulu’nun açıklanması biraz gecikince...
Herkes “Davutoğlu/Erdoğan koalisyonu sancılı kuruluyor” diye espri falan yapıyordu.
*
Bense...
“Sancı mancı yok. Koalisyon da söz konusu değil. Göreceksiniz, birkaç minik Davutoğlu dokunuşunu saymazsak ortaya tam anlamıyla bir ERDOĞAN HÜKÜMETİ çıkacak” diyordum.
*
“Ben demiştim” demeyi sevmem ama benim dediğim gibi oldu.
*
Peki nereden bildim böyle olacağını?
Çok basit:
Erdoğan’ı da tanıyorum.
Davutoğlu’nu da tanıyorum.
Bu ikisini az çok tanıyınca...
Durumun böyle olacağını bilmek için kâhin olmaya falan gerek kalmıyor ki.
Paylaş