Varank’ın motokurye olmasını neden sevdim
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yılbaşı gecesi motokurye olup çeşitli adreslere sipariş bırakmasını sevdim.
Sevmemin iki nedeni şunlardır:
*
BİRİNCİ NEDEN
Bakan dediğin böyle olur
“BAKAN” denilince bizim kuşağın aklına şunlar gelir:
- Devlet ciddiyetine uysun diye zorlamayla asık hale getirilmiş surat gelir.
- Daima, “Ben koskoca bakanım aslanım” diye kasım kasım kasılma gelir.
- Espriden, matraklıktan, şakadan, mavradan kilometrelerce uzak durma gelir.
*
Bakan Varank, yılbaşı gecesi motokurye olarak...
Zihnimize yerleşmiş bu “bakan imajı”nı yerle bir etti.
*
Sevmemin birinci nedeni budur.
İKİNCİ NEDEN
Yılbaşı dediğin böyle olur
YILBAŞI gecesini eğlenceli bir şekilde geçirmek için şekilden şekle, kılıktan kılığa girip durduk.
Olmadık şaklabanlıklar yaptık.
Eğlenmek için kastıkça kastık.
“Fakat nasıl da eğleniyoruz ama” diyerek kendimizi gaza getirdik.
Sonuç?
Kocaman bir fiyasko.
*
Oysa Bakan Varank’ın kuryelik fotoğraflarına baktıkça...
“Amma unutulmaz bir yılbaşı geçirmiş. Amma eğlenmiş. Amma kafa yapmış” falan diye gıpta etmekten kendimi alamadım.
*
Bakan Varank, süper bir yılbaşı kutlaması yapmayı başarmış.
Sevmemin ikinci nedeni de budur.
DURAN KALKAN NE İSTİYORSA TERSİ OLUR
TERÖR örgütü PKK’nın elebaşı Duran Kalkan’ın bir nutkunu dinledim.
Şöyle diyordu:
*
“Çok kritik bir dönemdeyiz. Tayyip Erdoğan da hep söylüyor ya, ‘Bunlar daha iyi günleriniz’ diye. Gerçekten de neler olacağını şey etmemiz lazım. Oldukça kritik bir süreçteyiz. Bunu iyi görmek gerekiyor. Her türlü şeyler gelişebilir. Daha ağır saldırılar olabilir. Seçim çalışmalarını kesinlikle böyle bir mücadele olarak ele almak lazım. Bunlardan kopuk, bunların dışında bir seçim kesinlikle yoktur, olamaz. Tam tersi, bu ayrılıklar, parçalanmışlıklar önlenmeli. Küçük şeyler mesele yapılmamalı. Daha fazla ittifak, ilişki, birlik. Tarihe gömmek gerekiyor onu (Erdoğan’ı kastediyor). Tarihe gömmek için de ne gerekiyorsa yapmak lazım.”
*
Canı yanmış Duran Kalkan’ın.
Değişim ve birlik istiyor.
Çağrı yapıyor herkese. Birleşin, diyor. Değiştirin, diyor.
Canı yandığı için de ciğerden konuşuyor.
*
Ben olsam AK Parti’nin yerinde...
Duran Kalkan’ın bu konuşmasının herkes tarafından bilinmesini sağlarım.
*
Çünkü Duran Kalkan’ın bu isteklerinin herkes tarafından bilinmesi, Duran Kalkan’ın bu isteklerinin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engeldir.
OTTOMAN DİZİSİNİ İZLERKEN MIRILDANDIKLARIM
- Ah Vlad ah! Bir de çocukluk arkadaşı olacaksın. Ne çektirmişsin Fatih’e.
*
- Tuba Büyüküstün’den Mara Hatun oluyorsa benden de James Bond olur.
*
- Zaman 1450’ler. Ofislerde çalışan bir beyaz yakalıymış gibi konuşuyor adamlar.
*
- Eskiden Macaristan’a güvenilmezmiş. Ama biz Orban’a güveniyoruz.
*
- Eflak diye bir yer kaldı mı? Boğdan neresidir? İmdi yürek yırtılır.
*
- Kazıklı Voyvoda’ya sinir oldum. Amma uğraştırmış atalarımızı.
*
- Tuna Nehri gerçekten de “Akmam” diyormuş.
*
- Çandarlı! Seni sevmedim. Zağnos Paşa! Sen bizdensin.
*
- Çandarlı Halil Paşa ile bizim Cengiz Çandar’ın bir alakası var mı acaba?
*
- Urban Usta’nın yaptığı Şahi adlı top ile Kızılelma arasında bir bağ var.
*
- Çocuk yıldızların tarihi şahsiyetlerin çocukluklarını canlandırması yasaklansın.
EĞLENMEYİ BİLMİYORUZ
YILBAŞI gecesi Abdi İpekçi Meydanı’nı evimin penceresinden izlerken sosyolojik gözlemler yapma fırsatım oldu.
*
Kızmayacaksanız saptamalarım şunlardır:
*
Toplu eğlenme nedir, bilmiyoruz biz. Kenara çekilip ortadakileri seyretmeyi seviyoruz. Ön planda olmaktan kaçınıyoruz. En çok eğlenenlerimiz en yabancılarımız, onlara da gözlerimizi belerterek bakıyoruz. Kadınlar, erkeklere kıyasla daha temiz eğleniyorlar. Şarkılara eşlik ederken çabuk sıkılıyoruz. İlk iki dize... Sonrası yok. Sahnedeki sanatçıyı gaza getiremiyoruz. Sahnedeki sanatçının bizi gaza getirmesine imkân tanımıyoruz. Toplu eğlenme bilmiyoruz biz.
ÇOK MESUDUM
- Yılbaşı gecesi ne yapıyorsun?
- Parti var mı parti?
- Hele bir yılbaşı geçsin, buluşalım.
- Yılbaşından sonra artık.
Türü cümleleri işitmeyeceğim için...
Çok mesudum.
Hatta çok bahtiyarım.
BLOKLUYORUM
- “Lozan’ın süresi doldu” esprisi yapmaya devam edenleri...
- Gülse Birsel’in son dizisini göklere çıkaranları...
-“Kılıçdaroğlu son anda sürpriz yapacak” diyenleri...
- Sekülerliğiyle hava atmaya çalışanları...
- Başkalarının hayatına karışmaya meraklı muhafazakârları...
- Dileklerini gökyüzüne gönderenleri...
- Evinin önünde nar kırıp israf yapanları...
Anında blokluyorum.
