Paylaş
-Bizim Cumhurbaşkanımızla hiçbir sorunumuz yoktur.
-Cumhur-başkanı devletin başıdır.
-TÜSİAD’ın muhatabı zaten cumhurbaşkanı değildir, TÜSİAD’ın muhatabı başbakandır, bizim çalışma alanlarımızla ilgili bakanlardır.
-Cumhur-başkanı ile ilişkimiz Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden devletin başı ile Türkiye’nin özgür, bağımsız, etkili bir iş dünyası örgütü ilişkisidir.
-Herhangi bir eleştiride ya da bir politika önerisinde bizim muhatabımız Sayın Cumhurbaşkanı değil, hükümettir.
-Biz hükümetin programına baktık ve onunla ilgili görüşlerimizi paylaştık.
(29 Aralık 2014... Cansu Çamlıbel röportajı... Hürriyet...)
*
Bu sözlerde...
-Cumhurbaşkanı’na bir saygısızlık yok.
-“Biz Cumhurbaşkanı falan tanımayız” denmiyor.
-Cumhurbaşkanı’nı gündelik siyasetin üstünde tutma gayreti var.
-“Gündelik işlerde muhatap, icraatı yapan hükümettir” mesajı var.
*
Fakat buna rağmen...
Bu sözler karşısında...
-Cumhurbaşkanı alındı ve tepki gösterdi.
-Nedendir bilinmez, Başbakan da alındı ve tepki gösterdi.
-Numan Kurtulmuş da alındı, o da tepki gösterdi.
-Bakanlar da alındı, tepki gösterdiler.
-Hükümete yakın medya da alındı, tepki gösterdi.
*
Peki TÜSİAD ne yaptı?
*
Ne yapacak?
Bir mücrim gibi titreyerek içine kapandı.
*
-“Ne var kardeşim yaptığımız açıklamada” demek yok.
-“Niye sözlerimizi çarpıtıp alınganlık gösteriyorsunuz ki” demek yok.
-“Gelin, söylediğimiz sözleri kelime kelime analiz edelim” demek yok.
*
Hepsini geçtim.
“Sözlerimiz galiba yanlış anlaşıldı” türünden alttan alan minik bir itiraz bile yok.
*
Sadece ve sadece şu var:
Ürkerek, korkarak, çekinerek...
Tepki sağanağının dinmesini beklemek var.
*
TÜSİAD için...
-Patronların örgütü...
-Para babalarının kuruluşu...
-Ekonomiye yön verenlerin derneği...
-En güçlülerin buluşma adresi...
-Sermayenin odak noktası...
-Türkiye burjuvazisinin temsilcisi...
Falan diyorlar ya.
Hepsi hikâye...
*
TÜSİAD TÜSİAD dedikleri...
2015 itibariyle...
Kendilerine yapılan apaçık bir haksızlık karşısında “gık” bile diyemeyecek denli acze düşmüşlerin örgütüdür.
İlker Başbuğ’un verdiği beş mesaj
2014’ün son günlerinde CNN Türk’te Tarafsız Bölge’ye konuk olan İlker Başbuğ, şu beş mesajı verdi:
*
-BİR: Aytaç Yalman’la polemiğe girmeyerek “Konunun dağılmasına izin vermiyorum” mesajı verdi.
*
-İKİ: “Cemaat’e gönül veren herkesi sorumlu tutamayız” diyerek başına gelenler için Cemaat içinde etkili bir hiyerarşik yapıyı sorumlu tuttuğu mesajı verdi.
*
-ÜÇ: Hükümet için “Uyardım, dinlemediler” tespitini yapmakla yetinerek “Paralel yapı ile mücadelede yanlarındayım” mesajını verdi.
*
-DÖRT: Şike davasında Fenerbahçe taraftarının sergilediği dayanışmayı öne çıkararak Genelkurmay yetkililerine “Siz Fenerbahçe taraftarı kadar olamadınız” mesajını verdi.
*
-BEŞ: “Cemaat ile hükümet kavga etmeseydi de Balyoz ve Ergenekon çökerdi” diyerek kendilerine yöneltilen suçlamaların temelinin olmadığı mesajını verdi.
Okuduğum kitaplar
-CAN SIKINTISININ EĞLENCELİ TARİHİ: Can sıkıntısı dediğimiz olgu, bugüne özgü değil. Bu işin bir tarihi var. Üstelik istenildiğinde epey eğlenceli bir şekilde anlatılmaya uygun bir tarih... Peter Toohey kardeşimiz hiç üşenmemiş, bu tarihi anlatmış bizlere... Canı sıkılanlara hararetle tavsiye ederim. (Doğan Kitap)
*
-PARALEL YÜRÜDÜK BİZ BU YOLLARDA: Ahmet Şık’ın yeni kitabı... AK Parti ile Cemaat arasındaki ittifakın nasıl dağıldığını anlatıyor Ahmet Şık... Maceraya tam vakıf olmak isteyenlerin, “Bu işler buralara nasıl geldi” meselesini merak edenlerin referans kitabı niteliğinde bir çalışma... Okuyunuz, okutunuz... Üstelik artık ne yazan ne de okuyan yanar. (Postacı Yayınevi)
*
-1001 BIYIK: İncesi var, kalını var... Sarkık olanı var, dik olanı var... Kırpığı var, fırçası var... Bıyık sadece bıyıktan ibaret değildir... Bazen siyasal görüşü, bazen cinsel tercihi, bazen de dini inanışı simgeler... Allan Peterkin kardeşimiz, insanlık tarihinde bıyığın yeri ve önemine odaklanmış ve ortaya hoş, eğlenceli, ilgiyle okunacak bir kitap çıkarmış. Ellerine sağlık diyoruz. (Sel Yayıncılık)
*
-İYİ YAŞAM GÜNLÜĞÜ: Uzman diyetisyen Dilara Koçak’ın kadınlar ve erkekler için ayrı olarak hazırladığı bir 2015 ajandası... Tamamen sağlığa ve doğru beslenmeye adanmış bir ajanda... Aslında “faideli” bir eser ama bir kusuru var: Sağlıklı yaşam takıntısına yol açabilir. (Alfa Yayınları)
*
-ZORLU YILLARIN SESSİZ TANIĞI: Bir dönemin anlı şanlı generallerinden Aytaç Yalman’ın anıları... İki kitap halinde... Birinci cildi okumaya başladım... Ama gözüm Aytaç Yalman’ın tartışmalı hale geldiği dönemde... Yani Ergenekon ve Balyoz davalarında... O yüzden ikinci cilde ulaşmak için biraz hızlanmalıyım... (Kastaş Yayınevi)
Paylaş