Tersine mücahit Kamer Genç

Bir de ne göreyim?

"Parolası vatan, işareti namus" olan bilcümle laik ulusalcımız, neredeyse "İlhan Abi"lerine sahip çıkarkenki cevvaliyetle Kamer Genç’e sahip çıkmıyor mu?

Aman Tanrım!

Bir okur tepkisi bombardımanı ki o kadar olur...

Her mesajda "Aslanımız, yiğidimiz, tek kişilik ordumuz, Kamer Genç’imiz" vurguları mebzul miktarda!

Meğer bizim kırk yıllık Kamer Genç, neredeyse bir "Tersine Mücahit" haline gelmiş de haberimiz olmamış...

Tayyip Erdoğan’a "Sahtekár, hırsız, ahlaksız" demenin yargı kararıyla, hakaret değil de "ağır siyasal eleştiri" kabul edildiği bir ortamda...

Benim Kamer Genç için yazdığım "sade suya tirit" hafif mi hafif siyasal eleştiri, neredeyse bir tür "kutsala saygısızlık" gibi algılanmıştı...

Hay bin kunduz!

* * *

Peki ne oldu da böyle oldu?

Ne oldu da...

"Kamer Genç" denildiğinde genç yaşlı hepimizde oluşan o meşhur "ironi" duygusu, yerini "Yine de şahlanıyor aman" duygusuna bıraktı...

Nasıl oldu da...

"Tansu Çiller’in kurşun askerliği"nden "çiçek sulama" eylemine kadar...

Ulusal hafızamızda ilkesizliğin ve gayri ciddiliğin bayraktarı olarak yer etmiş bu şahıs, bir yandan "mağdur" ve "mazlum" olurken, bir yandan da "kır atına binmiş kolbaşı" mertebesine yükseldi?

Cevap veriyorum:

Baykal’ın sol kolu Mustafa Özyürek hiç alınmasın ama bunun nedeni "muhalefet boşluğu"dur...

Şöyle ki:

"Anti-Tayyip" kampa mensup olanlar, o kadar bunalmış, o kadar bilenmiş, o kadar çaresiz kalmışlardır ki...

Kamer Genç’e sarılmaya bile razı hale gelmişlerdir...

Değil mi ki...

O Kamer Genç, kemiksiz diliyle Tayyip’i ifrit etmektedir...

Değil mi ki...

O Kamer Genç, adaba riayetsizlik konusunda sınır tanımayarak bilcümle AKP sempatizanını gıcık, sinir ve uyuz etme konusunda acayip mahirdir...

Değil mi ki...

O Kamer Genç, "nadan ile etme sohbet" deyimini haklı çıkararak AKP’lileri deli divane etmektedir...

O halde en büyük Kamer Genç’tir, başka büyük yoktur...

* * *

Tamam...

Kamer Genç’in Meclis’te AKP’liler tarafından ablukaya alınarak şiddete maruz kalmasını da, Tayyip Erdoğan’ın "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz" cümlesini anımsatırcasına, "AKP’li milletvekilleri şiddet uygulamaz" sözünü de şiddetle kınayalım...

Ama ne olur...

"Kamer Genç tek başına muhalefet odağı haline geldi", "Adam CHP ve MHP’nin yapamadığını yapıyor", "Tam Cumhurbaşkanı olacak adam" türünden cümleler kurmayalım...

Hatta olayı abartıp, "Kamer Genç solun başına geçsin" demeyelim...

Çünkü bu olay, "Bekri Mustafa’nın Sultanahmet’e hoca olması" gibi bir şeydir ki Allah muhafaza buyursun...

Katar’ı neden seviyorlar

ŞUNLARDAN dolayı...

BİR Ülkede her şey serbesttir ama bu serbestlikten yararlanmak yürek ister... Yani mahalle baskısının sistematik hale geldiği bir yerdir...

İKİ Doğal kaynaklar nedeniyle çok ama çok zengin bir ülkedir... Dolayısıyla "Zengin Müslüman, fakir Müslüman’dan evladır" kuralı işlemektedir...

ÜÇ Yükte hafif, pahada ağır hediyeler vermeyi çok seven cömert bir şeyh tarafından yönetilmektedir.

DÖRT Emekli futbolcu cennetidir... Emekli futbolcuların yerleşmek için tercih ettikleri memlekettir...

BEŞ Yüksek yüksek kuleler inşa etmek gibi bir hastalıkları vardır...

ALTI Türbanlı eşlerin kendilerini en rahat hissedecekleri ülkelerin başında gelmektedir...

YEDİ Ülke topraklarının yüzde 40’ı Amerikan üslerine ayrılmıştır ama Amerikalılar nedense bu ülkeye demokrasi getirmek istememektedirler.

SEKİZ Ramazanda iftara kadar bütün restoranlar kapalıdır. İçki satışı gizli kapaklıdır...

Ayıkla pirincin taşını Kemal Abi

SON pirinç spekülasyonunun arkasında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın işbilir oğlu Abdullah Unakıtan’ın bulunduğuna dair iddialar gündemdeydi...

Kemal Unakıtan, bu iddialara, "Mahdumum Abdullah, tavukçuluk işiyle iştigal etmektedir... Pirinç işi yapanlarla mısır işi yapmış, pirinç işi yapmamıştır" tarzında bir yazılı açıklama yaparak cevap verdi...

Yani pirincin taşını ayıklama çabası içine girdi...

Demek ki neymiş?

Kemal Abi’miz mahdumu Abdullah Efendi’yle ilgili iddialar karşısında her daim, "Next question?" falan diyerek geçiştirme taktiği uygulamıyormuş...

O halde çağrımızı bir kez daha yineleyelim...

Kemal Abi! Hazır elin değmişken, şu "Abdullah Efendi’nin mera vasıflı alanı fabrika alanına çevirme macerası" hakkında da bir yazılı açıklama yapıp o pirincin taşını da ayıklasana...

Hadi ama Kemal Abi... Lüütfeeen...