Tarkan, taraftarlarının fersah fersah ilerisinde
Tarkan’ın aleyhinde sayılabilecek tek bir harf bile yazmadım.
Sadece “Keşke politik bir figür olmaya soyunmasa” dedim olanca iyi niyetimle.
O kadar.
*
Vay efendim sen misin böyle diyen.
Tarkan’ın sözde taraftarlarından işitmediğim küfür ve hakaret kalmadı.
*
Tarkan’ın sözde taraftarları, son günlerde Tarkan’ı “Cumhuriyet Halk Fırkası’nın yarı resmi solisti” konumuna düşürmek istiyorlar.
*
Tarkan’dan bekledikleri aşağı yukarı şöyle bir şey:
*
CHP bayrağını çeksin, önlerine düşsün, AK Parti’ye ya da MHP’ye uzak yakın kim destek olmuşsa hepsini ezsin geçsin, sadece kendilerini bağrına bassın, hükümeti yıksın ve kendilerini iktidara getirsin.
*
Kendileri gibi yaşamayan, kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi tercihlerde bulunmayan kim varsa...
Üstlerine Tarkan’la gidiyorlar.
*
“Bizim Tarkan’ımız var, onların nesi var” türü güya aşağılamalar...
“Biz” ve “onlar” ayrımına alabildiğine abanmalar...
Kalabalık konser fotoğraflarını, Tarkan sopasıyla beğenmediklerine sallamalar...
Falan.
*
Peki buna mukabil Tarkan ne yapıyor?
*
Tarihi İzmir Konseri’nin ardından yaptığı açıklamayı dikkatle okudum.
Vurguları aşağı yukarı şöyle şeylerdi Tarkan’ın:
*
- Tek yürek olup atmak!
- Tüm farklılıklarımızla birbirimize sevgiyle, hoşgörüyle sarılmak!
- Herkese kucak açmak!
- Farklılıklarımızı renklerimiz olarak görmek!
- Görüşler, düşünceler, inanışlar ne olursa olsun birbirimize sevgiyle saygıyla yaklaşmak!
*
Tarkan’ın sözde taraftarlarının...
Tarkan’dan öğrenecekleri çok şey var.
İZMİR’İN KURTULUŞU MİLLETİN KURTULUŞUYDU A BE CAHİL
SOSYAL medyanın yaygınlaşması, cehaletlerinin farkında bile olmayan cahillere tarihte eşi benzeri görülmemiş bir cesaret alanı açtı.
*
Geçen gün bu cahillerden biri, sosyal medya kanalından yayın yapıyor ve şuna benzer şeyler söylüyordu:
*
“İzmir’in kurtuluşunu amma abarttınız be. Ben Rizeliyim. Rize’nin kurtuluşu vardır. Lokal olarak kutlanır. İzmir’in kurtuluşu da lokal bir hadisedir.”
*
Ne Kurtuluş Savaşı tarihine dair tek bir cümle okumuş ne de İzmir’in kurtuluşunun milletin kurtuluşu açısından hangi anlama geldiğine dair tek bir cümle işitmiş.
Ama buna rağmen allamelik taslıyor ve konuyla ilgili uzun uzun raconlar kesiyor.
*
Cahil cesareti, çok eski çağlardan kalma kadim bir cesarettir.
Ancak şu kahrolası dijital çağda fazla gözümüze batmaya başladı.
ABARTMAYIN ŞU İNGİLİZLERİ
KRALİÇE öldüğü günden beri “İngilizler şöyledir, İngilizler böyledir” türü analizler peyda oldu.
Dünyada asıl emperyal gücün İngilizler olduğuna dair saptamaların ardı arkası kesilmiyor.
*
19. yüzyıl, İngilizlerin yüzyılıdır.
O zamanlar Falih Rıfkı Bey’in de isabetle aktardığı gibi...
- “Bir İngiliz’in olduğu yerde bütün İngiltere vardır” denilirdi.
- “İngiliz bayrağı girdiği yerden çıkmaz” denilirdi.
Bir İngiliz miti oluşturulmuştu yani.
*
Fakat aradan geçen süreç içinde...
İngiltere, eski parlak günlerini geride bıraktı. Söndü, geriledi, gücünü kaybetti.
*
Peki elini eteğini çekti mi emperyal heveslerden?
Hayır.
ABD’ye “Bizim emperyal birikimimiz var abi, istersen sana yardımcı oluruz” diye yanlıyor. Eski şaşaalı günlerden kalma İngiliz mitini canlı tutmak için çabalıyor.
Ama nafile!
*
Gündelik kaygıların içine düşmüş durumda eskinin cihan imparatorluğu. Üzerinde güneş batmayan imparatorluk, “Putin gazı kesti, bu kış nasıl ısınacağız” diye dertleniyor yani.
*
Ya sizi 19. yüzyıla alalım ya da abartmayın şu İngilizleri.
*
İngilizler sizin bu abartmalarınızı okusalar ya da işitseler...
Acı acı, dertli dertli, kederli kederli tebessüm ederler.
NİŞANTAŞI’NDA DİZİ ÇEKİMİ İZLENİMLERİ
NİŞANTAŞI sokaklarında genelde dizi çekimlerine rastlıyorum.
Her defasında kameraların ve ışıkların arasından şu iki unsur gözüme çarpıyor:
*
BİR: Aşırı kalabalık çekim ekibi.
İKİ: Fazlasıyla meraklı göz.
*
Benim dikkatimi ise meraklı gözlerden ziyade aşırı kalabalık çekim ekibi çekiyor.
Şöyle bir bakıyorum ve şunu görüyorum:
*
- Sanki roket bilimi üzerine çalışıyorlarmış gibi bir hava...
- Sanki atomu parçalıyorlarmış gibi bir ciddiyet...
- Sanki beyin ameliyatı gerçekleştiriyorlarmış gibi bir asık surat...
*
Yahu alt tarafı altına duygusal nağmeler döşenmiş uzun bakışmalı yerli dizi çekiyorsunuz.
Bu ne mübalağa?
TAHIL KONUSUNDA PUTİN YERDEN GÖĞE KADAR HAKLI
TAHIL koridorundan çıkan tahılın büyük kısmının zenginlere gittiğini söyledi Putin. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Putin haklı” dedi.
*
Financial Times gazetesi, “Rakamlar öyle demiyor ama” diye bir başlık atmış. Rakamları da gözler önüne sermiş.
Gazetede yayınlanan rakamlar şöyle:
*
Yüzde 28 düşük gelirli ülkelere gitmiş. Yüzde 44 yüksek gelirli ülkelere gitmiş. Yüzde 7 Çin’e gitmiş. Yüzde 21 Türkiye’ye gitmiş.
*
Adamlara bak ya!
BM’nin düşük gelirli ülkeler için desteklediği projeden yüzde 44 payı kapmışlar, buna rağmen “Rakamlar öyle demiyor ama” falan diye artistlik yapıyorlar.
