Paylaş
Sel oldu sustu, deprem oldu sustu.
Seçim oldu sustu, referandum oldu sustu.
Darbe oldu sustu, Ergenekon oldu sustu.
Afrin’de sustu, Libya’da sustu.
10 Kasım’lar, 29 Ekim’ler, 30 Ağustos’lar... Sustu.
Düğün oldu sustu, cenaze oldu sustu.
Dirayetli bir susuştu onunki.
Büyük susuş!
İnatçı bir susuş!
Hepimiz acayip alışmıştık bu büyük sükûta.
*
Ve fakat...
Bu susuş, dün aniden “küt” diye sona erdi.
İlk kez ama ilk kez suskunluğunu bozdu Ahmet Necdet Sezer.
*
Bunca suskunluktan sonra kendisinden destansı bir çıkış bekleyenler, maalesef beklediklerini bulamadılar.
Çünkü bunca zaman susan Ahmet Necdet Sezer, suskunluğu şu saçma ışık tartışmasıyla ilgili olarak bozmuştu.
O konuda da söylediği şey, şundan ibaretti:
*
“12 Ekim Ankara’nın başkent oluşunun 97’nci yılıydı. Bu yüzden Ankara’da tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ışıkları açıktı.”
*
Söylediği şeyi işittiğim anda...
Şunları mırıldandım:
*
Keşke susmaya devam etseydiniz Ahmet Necdet Sezer! Hiç değilse o efsunkâr gizem havasını sürdürmüş olurdunuz. Hiç değilse manidar bir küslük içinde olduğunuzu düşünürdük. Keşke.
IŞIKÇININ YAPACAĞI TEK BİR ŞEY VAR
ANAYASA Mahkemesi’nin “ışıklı” mesaj paylaşan üyesi Engin Yıldırım’ın şu saatten sonra yapması gereken tek bir şey var:
İstifa etmek.
“Çok büyük lüzumsuzluk yaptım” diyerek...
“Milletin gündemini boşuna işgal ettim” diyerek...
“Anayasa Mahkemesi’ni daha da tartışılır kıldım” diyerek...
“Darbe imalı paylaşım yapacak kadar sağduyumu yitirdim” diyerek...
“En yakın çalışma arkadaşlarımı zor durumda bıraktım” diyerek...
“Bulunduğum makamın vakarına yakışmayan bir iş yaptım” diyerek...
İstifa etmelidir.
*
Engin Yıldırım’ın şu saatten sonra Anayasa Mahkemesi’ne yapacağı tek iyilik, ancak bu olabilir.
ALTAN TAN’IN ALTINI ÇİZDİĞİ ÜÇ MÜMKÜN
ESKİ HDP’li Altan Tan, Hürriyet’e önemli açıklamalar yaptı.
*
“HDP ne yapmalı?” sorusuna yanıt veren Altan Tan...
HDP’nin şu adımları atması gerektiğini söyledi:
Demokrasi ile şiddet yan yana gitmez. Şiddet ile demokrasi arasında bir tercihte bulunmalı.
*
Türkiye’nin bütün sorunlarıyla ilgilenmeli. Sadece belli bir soruna odaklanmamalı...
*
Marjinal sol gruplarla cephe oluşturup bunu Türkiyelilik diye satma yaklaşımından vazgeçmeli.
*
Çeşitli gerekçeler ortaya koyup HDP’nin PKK’ya sırt çevirmesinin imkânsız olduğunu söyleyenler oldu bu zamana kadar.
*
Altan Tan gibi Kürt sorununu gayet iyi bilen bir ismin, HDP’ye “Şiddetle demokrasi olmaz, bir tercihte bulun” demesi...
“İmkânsız” denilenin aslında o kadar da imkânsız olmadığının bir kanıtı gibi...
*
Altan Tan, açıklamalarında aslında mümkünlerin altını çiziyor.
Şu üç şeyin mümkün olduğunu söylüyor:
*
BİR: HDP’nin PKK’dan kopması mümkün!
*
İKİ: Türkiye’nin tüm sorunlarına odaklanmış bir HDP mümkün!
*
ÜÇ: Türkiyelileşmeyi marjinal solla cephe oluşturmak olarak algılamamak mümkün!
*
Altan Tan’ın yaklaşımından benim çıkardığım tek bir sonuç var.
O da şu:
*
HDP, istese şiddetle arasına mesafe koyabilir, Türkiyelileşebilir ve Türkiye’nin tüm sorunlarına odaklanabilir.
Yeter ki istesin.
BELEDİYE BAŞKANLARI İÇİN BAŞARININ FORMÜLÜ
HER iki tarafın da asla iflah olmaz, azgın mı azgın, aşırı cepheleşmiş marjinalleri var ya...
İşte onlar ne diyorlarsa...
Onun tam tersini yapın.
Hep ama...
Hep en tersini...
*
Göreceksiniz:
Çok büyük başarı kazanacaksınız.
KİŞİSEL NOTLAR
Beşin altındaki depremleri hissetmiyorum.
*
Dolmakalem kullanmayı hâlâ tam olarak öğrenemedim.
*
Kafelerdeki masa-sandalye gevşekliğinden pek memnunum.
*
Yogacı dili ve edebiyatı diye bir şey var, bunu anlamış durumdayım.
*
Ben artık her kedinin başka bir âlem olduğuna inanıyorum.
*
Fazla su tüketmenin yararlı mı, yararsız mı olduğunu hâlâ çözemedim.
Paylaş