Soma’da gün gün hükümet tavrı

Haberin Devamı

-SOMA’NIN BİRİNCİ GÜNÜ: Yetkili ağızlardan ilk açıklamalar: “Maden şirketi çok ciddi bir kuruluş... Şirket denetimlerden geçmiş... Bir
eksiklik yok...”

*

-SOMA’NIN İKİNCİ GÜNÜ: Şirkete toz kondurmamaya devam... Bu arada Başbakan’dan ilk açıklama: “Kazalar madenciliğin fıtratında var... Dünyanın her yerinde oluyor böyle şeyler... Mesela 1876 İngiltere...”

*

-SOMA’NIN ÜÇÜNCÜ GÜNÜ: Gözaltı yok, sorgu yok, tutuklama yok, hesap sorma yok, hesap sorma niyeti yok... Bu arada savcılık açıkladı: “Maden kazasında sorumlular da öldüğü için kimseyi
gözaltına alamadık.”

*

-SOMA’NIN DÖRDÜNCÜ GÜNÜ: Hükümet politikasında küçük bir tornistan... Bazı yetkili ağızlardan çok cılız da olsa “Bir ihmal varsa tabii ki icabına bakarız” açıklamaları...
-SOMA’NIN BEŞİNCİ GÜNÜ: Hükümet yanlısı medyanın bazı gazetelerinden, hükümetin ilk dört gününe meydan okuyan manşetler: “Kim koruyor bu maden şirketini? Hesap ver Alp Gürkan.”

*

Haberin Devamı

-SOMA’NIN ALTINCI GÜNÜ: Yetkili ağızlarda da bir değişiklik: Onlardan da şirket karşıtı güçlü açıklamalar... Bu arada savcılık nihayet “kazada ölmemiş” sorumluları bulabildi: Aralarında Soma Madencilik’ten üst düzey yöneticilerin de bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı 3’ü tutuklandı.

Sallamacılara ‘Yürü git’ diyelim

SORU sormak, kuşkulanmak, itimat etmemek, deşmek, deşelemek tabii ki hakkımız.

*

Tabii ki soracağız:
-Açıkladığınız rakamlar doğru mu?
-Acaba toprak altında başka işçilerimiz var mı?
-301 sayısı gerçeği yansıtmıyor olabilir mi?
-“Vardiya değişimi nedeniyle kaza anında ocakta daha fazla işçi vardı” meselesinin üzerine neden gidilmiyor?

*

Ama asla yapmamamız gereken bir şey var:
Her sallamaya, her iddiaya, her sansasyonel bilgiye “hakikatin ta kendisi” muamelesi çekmek.

*

İşte bakın:
Adamın teki sanki gözüyle görmüş gibi “Küllü suyu bastılar ocağa... Orası şu kadar işçiye mezar oldu” diye gayet kesin bir “bilgi” veriyor.
“Böyle yapmış olabilirler, ben bundan kuşku duyuyorum” falan demiyor, “Yaptılar” diyor.
Kanıt yok, belge yok, dayanak yok, tutanak yok.
Ya ne var?
Atmasyon var.

*

Size bir şey söyleyeyim mi?
Bu tür sallamacılar, ancak ve ancak meseleyi kapatmak isteyenlerin ekmeklerine yağ sürmektedirler.
Bunlar böyle salladıkça...
Her türden haklı kuşku, “gayrimeşru” hale gelmekte...

*

Haberin Devamı

Yapmamız gereken iki şey var:
-BİR: Sallamacılara “Yürü git” demeliyiz.
-İKİ: Kuşkularımızı koruyarak sorular sormaya devam etmeliyiz.

19 Mayıs’a iptal, düğünlere devam

MEMLEKETTE yas var.
Bayraklar yarıya inmiş.
Bütün etkinlikler iptal.
Hatta bugünkü 19 Mayıs törenlerinin bile yapılmamasına karar verilmiş.

*

Ancak milletvekili çocukları için düğünler, nikâhlar, merasimler aynen devam.

*

Ne yani?
Bu da mı art niyetli protestocuların oyunu?
Bunun da mı görüntüsü yok?
Burada da mı hatadan münezzehlik söz konusu?

Taner Yıldız’dan bir ricam var

SAYIN Bakan...
Sizinle ilgili size yakın medyada şu türden haberler çıkıyor:
-Beş gündür simit ve çay dışında boğazından bir şey geçmiyor.
-İki gün üst üste aynı gömleği giydi.
-Gözünden iki damla yaş geldi.
-Ceketini üşüyen bir madenciye verdi.

*

Haberin Devamı

Sayın Bakan!
Şunlara bir sesleniş yapsanız nasıl olur?
Mesela şöyle bir sesleniş:
-Oğlum siz ne yapıyorsunuz böyle?
-301 işçimiz can vermiş, benim gömleğime şiir mi dizilir?
-301 hanenin ortasına ateş düşmüş, benim simidime destan mı yazılır?
-Kendinize gelin.
-“İlle de öveceğim” diye insanlıktan çıkmayın.

*

Hadi Sayın Bakan!
Seslenin şunlara.
Sizde böyle bir seslenişe imza atacak “insanlık kumaşı” var gibi.

Soma’daki cüppeliler ‘Razı olun’ diyorlarsa

EĞER Soma’ya giden cüppeliler sizlere:
“Kadere inanın, tevekkül edin, sesinizi çıkarmayın, razı olun” diyorlarsa...
Onlara deyin ki:
“Hayır, asla ve kata razı olmam.”

*

Sonra da şunları söyleyin cüppelilere:
-Allah’ın verdiği canı Allah alır. Amenna.
-Tevekkül tamam, peki ya tedbir?
-Allah’ın verdiği canları, “Geliyorum” diyen kazanın ortasına atanlar? Onlara ne olacak? Onlar hiç tevekkül etmeyecekler mi? Aza demiyorum, biraz daha aza kanaat etmeyecekler mi? Bu büyük facia, onlar kanaat etmedikleri için olmadı mı?
-Kaza ve kader inancı tamam... Ama sizinki düpedüz sorumlu olanları sorumluluktan kurtarmak için kaza ve kader inancını kullanmak.
-Kaza ve kader inancı tamam... Ama kötü kazaya vesile olanlar ne olacak? Onların vebali yok mu? Günahsız mı onlar?
-Allah hiçbirinize katilleri, kâr hırsıyla dolup taşanları, mazlumları ölüme yollayanları koruyup kollayan bir kader inancıyla yollara düşmenizi emretmiyor.
-Denetim yapmayan devlet, ihmale imza atan şirket, görevini yapmayan sendika elbirliğiyle bir katliama imza atacak... Biz de buna karşı dilsiz şeytanlar gibi “Kaderimizdir” diyerek hiç ses etmeyeceğiz... Öyle mi?
-Eğer gerçekten din diyorsanız, Allah diyorsanız, iman diyorsanız... Bırakın bizi, asıl sizin ses çıkarmanız gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları