Paylaş
“Sıla Hanım’ın inançlarıma saygısızlığı nedeniyle ayrıldık.”
Ahmet Kural’ın bu cümlesiyle...
Tüm topluma vermek istediği mesajları ardı ardına sıralıyorum:
Ey ahali! Bu Sıla denilen hanıma sakın acıma! Buna uygulanan şiddete sakın karşı çıkma! Bu Sıla var ya bu Sıla... İnanç falan dinlemez.
Ey ahali! İnanca saygısız yahu bu kadın! Kimi desteklediğinin farkında mısın? İnançlarımı ezip geçti bu Sıla Hanım.
İnanç diyorum inanç... Alooo! Üstelik abdestliyim ha! Üstelik bugün mübarek kandil günü! Üstelik inançlı bir iktidar tarafından yönetiliyoruz.
Şimdi söyleyin bakalım: İnançlara saygısız Sıla mı, inançlara saygılı Ahmet mi? Seçin tarafınızı!
Kadına yönelik şiddet iddiasının görüldüğü mahkeme salonuna “inanç” ve “saygı” kelimelerini karıştırmaya tenezzül eden Ahmet Kural, bakalım bir sonraki duruşmada “Allahu Ekber!” diye haykıracak mı?
KONUMUZ: UZAY
ATILAN ADIM GÜZEL: “Türkiye Uzay Ajansı” diye bir kurum kurmak, böylesine muazzam bir hayal için atılması gereken ilk adımı atmak... Çok güzel, çok alkışlanacak, çok desteklenecek bir tutum.
POLEMİK GEREKSİZ: CHP’nin kararnamenin 4 hükmünü Anayasa Mahkemesi’ne götürmesini “CHP uzaya çıkmamıza engel oluyor” diye nitelemek... Uzaya çıkma hayaliyle bağdaşmayan çok gereksiz bir polemik.
EKREM İMAMOĞLU’NUN KANITLADIĞI BEŞ ŞEY
BİR: Sekter ve katı bir ideolojik tutumu olmadığını kanıtladı.
İKİ: Moralini asla bozmadığını ve sinirlerinin çelikten olduğunu kanıtladı.
ÜÇ: Hacı dayılara, hacı teyzelere samimi olarak sarıldığını kanıtladı.
DÖRT: Sonuna kadar pozitif kalarak da ilgi çekileceğini kanıtladı.
BEŞ: En katı tutumları bile bir güler yüzün yumuşatacağını kanıtladı.
BATILI ÇARPITMASI
İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu ne dedi?
Şunu dedi:
“Almanya’da terör örgütünün faaliyetlerine katılıp Türkiye’de tatil yapmaya gelenlere fırsat vermeyeceğiz.”
Batı medyası, Süleyman Soylu’nun bu sözünü şöyle çarpıttı:
“İçişleri Bakanı, Türkiye’ye gidecek Batılı turistleri tehdit etti.”
Bizim medyada en küçük bir çarpıtma karşısında aslan kesilenler, cici Batı medyasının bu bariz çarpıtması karşısında tabii ki suspus olmayı tercih ettiler.
Bunlara göre Batı’nın çarpıtması bile bir harikadır çünkü.
BAYILDIM BU FOTOĞRAFA
SANAYİ ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın Eskişehir’de dolaşırken bir otobüs durağında bekleyen iki hacı amcayla çektirdiği bu fotoğraftaki samimiyete, doğallığa, sadeliğe tek kelimeyle bayıldım.
Bu arada...
Bakan Bey’in kolunu attığı amcanın güneş gözlüğü resmen ateş ediyor!
KADINLAR GÜNÜ
BİLHASSA ama bilhassa emekçi kadınlarımızın Kadınlar Günü’nü canıgönülden kutlarım.
KİMİ NE ZAMAN DİNLERİM
Kafamın tasını attırdıklarında: Ahmet Kaya
İronik mironik takıldığımda: Erkin Koray
Nostaljik hayallere daldığımda: Barış Manço
Bir sel gibi taştığımda: Cem Karaca
Orta Anadolu özlemi bastırdığında: Neşet Ertaş
Romantizm rüzgârı estirdiğimde: Gülden Karaböcek
Apolitiklikten sıkıldığımda: Zülfü Livaneli
Gençlik günlerime gittiğimde: Ümit Besen
Banalitenin çekiciliğine kapıldığımda: Esengül
Bodrum’a gidemez olduğumda: MFÖ
Hiçbir şey değişmemiş dediğimde: Âşık Mahsuni
Bu coğrafyanın insanlarını çok sevdiğimde: Kardeş Türküler
ERTUĞRUL AKBAY HAKKINDA
TÜRK basın tarihinin en renkli simalarından biriydi Ertuğrul Akbay.
İlk gençliğimde “Gölge Adam” olarak bilirdik onu. Sonra Tansu Çiller yanlısı olarak tanıdık. Bir ara bazı mizah dergilerine operasyon çekti. En sonunda ise “Sözcü gazetesinin sahibinin babası” olarak nitelendirilmeye başlandı.
Son dönemlerinde ayrıca sağlıklı ve zinde yaşamak konusuna vurmuştu kendini.
Cahit Sıtkı’nın “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder/Dante gibi ortasındayız ömrün” şiirine nazire olsun diye... “Yaş 75-Yolun Yarısı” diye bir kitap yazdı.
Cahit Sıtkı, 35’e yolun yarısı dedikten on sene sonra 45 yaşında hayatını kaybetmişti, Ertuğrul Akbay da 75’i yolun yarısı ilan ettikten 5 sene sonra 80 vefat etti.
Galiba hayatla bu tür iddialara girmemek en iyisi...
Ertuğrul Akbay’la son dönemde birkaç kez buluşup sohbet etmişliğim var.
Çok renkli bir adamdı.
İki şeyi çok güzel yapıyordu:
BİR: Çok güzel anı anlatıyordu. Özellikle Babıâli anıları... İKİ: Sağlıklı yaşama dair tüyoları çok güzel veriyordu.
Ertuğrul Akbay’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Paylaş