Paylaş
Sakine’nin hesaplarına bakıyoruz. Kapatmış. “Makaslı” paylaşımın kaynağını arıyoruz. Bulamıyoruz.
Fake olma ihtimali yüksek.
*
Garipoğlu Ailesi’nin toplu fotoğrafı yayınlanmış yıllar önce.
O fotoğrafın vahşi cinayetin işlendiği evde çekildiği öne sürülüyor. Hatta “Münevver’in katledildiği kanepeye oturup fotoğraf çektirdiler” diyenler bile var.
Oysa cinayetin işlendiği ev, cinayetin ardından boşaltılmış. O eve bir tür ”lanetli ev” muamelesi yapılmış. En sonunda da kentsel dönüşümle yıkılıp gitmiş.
*
Bazıları da “Münevver’in elinde kolunda Garipoğlu Ailesi’nden herkesin DNA’sı çıktı” diyor.
Bu da doğru değil. Bu da yalan. Bu da fake.
*
Garipoğlu Ailesi, cinayet mahallinde temizlik yaptı. Bu durum mide bulandırıyor. Katili elbirliğiyle günlerce sakladılar. Bunu da unutmadık.
Yani Garipoğlu Ailesi’nin cinayetle ilgili sicili sorunlu.
*
Ayrıca empatiyi Garipoğlu Ailesi için değil Münevver ve ailesi için geliştirmemiz gerekiyor.
Yani safımız vahşi cinayete kurban gitmiş Münevver’in safı olmalı.
Ama yalansız. Ama fake işlere bulaşmadan. Ama sadece hakikate sadık kalarak.
ASLA SIRAYA GİRMEM
- Bir fincan kahve için.
- Herhangi bir yemek için.
- Azıcık ucuza alışveriş için.
- Telefon satın almak için.
ROBBİE WİLLİAMS’A 17 BİN LİRA VERİLİR Mİ
ROBBİE Williams eniştemiz İstanbul’da konser verecekmiş.
Bilet parasını açıklıyorum: 17 bin lira.
*
Tamam hayat pahalı ama doktor bu ne?
Sırf sahnesi güzel diye Robbie enişteye bu kadar para vereceğime sahnesi güzel Kenan Doğulu’ya giderim.
Üstelik Kenan yeni şarkılar da yapıyor, Robbie enişte gibi sadece eskilerle yetinmiyor.
SOKAĞA ÇIKACAK YÜZ
EVDEN çıktım. Mahallenin kafesine doğru. Tam olarak kendime gelememişim. Bir an önce birkaç koyu kahve yuvarlamam lazım. Birden karşıma bir hanım çıktı. 30-35 yaşlarında bir hanım.
Beni görünce şöyle dedi:
*
“Siz sokağa çıkacak yüzü nereden buluyorsunuz?”
*
Hemen anladım: Bu bir laik ataktı, bu bir muhalif kibriydi, bu bir memleketin sahibi biziz hadsizliğiydi, bu bir farklı yaklaşımlara tahammülsüzlük şımarıklığıydı.
*
“Sokağa çıkacak yüzüm yok ama evde de çok canım sıkılıyor” diye cevap verecektim, diyemedim. Çünkü hanım hemen vınlayıp gitti.
*
Sokağa çıkacak yüzüm yokmuş.
Niye ki bacım?
Adam mı öldürdük, hırsızlık mı yaptık, yalan mı söyledik?
Dün “pirom, dedem” diye yavşadığımız siyasetçiyi bugün hakaretlere mi boğduk?
Kazanamadığımızı gördüğümüz halde “Kazanıyoruz” diye millete gaz mı verdik?
*
Ne acayip bir şey ya.
Sokaklarda herkese yer var, bir tek bana yok.
MUSTAFA SANDAL’IN ESTETİKLERİ
HÜRRİYET Pazar’da yer alan kocaman Mustafa Sandal fotoğrafına bakarken mırıldandıklarımız:
*
- İçimizden biri: Burnunu yaptırmış, bu kesin.
- İçimizden başka biri: Botoks? Fazlasıyla var.
- Ben: Göz kapaklarını kaldırmış mı acaba?
- İçimizden bir başkası: Mustafa Sandal, Rafet El Roman, Hakan Peker... Hepsi birbirine benzedi.
TAKUNYALI
İZMİR CHP toplantısında büyük hengâme çıkmış.
Hengâme iki eski CHP’li arasında yürüyor.
Eskilerden bir CHP’li, ‘milattan önce’den kalma Yüksel Çakmur’a şöyle sesleniyor:
*
“Sen İzmir’i takunyalılara bırakmış adamsın.”
*
Yüksel Çakmur’dan sonra belediyeyi ANAP’lı Burhan Özfatura kazanmıştı. Özfatura muhafazakâr bir siyasetçiydi.
“Takunyalı” diyerek onu kastediyor.
*
Bir zamanlar bu ülkede namaz kılan ANAP’lılar “takunyalılar” diye küçümsenirdi. Biraz muhafazakâr özellik gösteren siyasetçilere basında “takunyalılar” denilirdi. Kimse de çıkıp “Ayıp değil mi?” demezdi.
*
CHP’nin yenilerinin durumunu hep beraber görüyoruz.
Eskilerinin hali de bu.
Ağızlarında hâlâ “takunyalı” lafı.
Paylaş