Öyle vurulmaz böyle vurulur

Vuruyorlar da vuruyorlar Ekmeleddin İhsanoğlu’na...

*

Demediklerini bırakmıyorlar:
-Kimi “Kahire kökenli bir dış mihrak” diyor.
-Kimi “abdestli monşer” diyor.
-Kimi “İslamcı değil laik” diyor.
-Kimi “Atatürk düşmanı” diyor.
-Kimi “siyasal İslamcı” diyor.
-Kimi “İsmini Amerika fısıldadı” diyor.
-Kimi “İsmini Suudi Arabistan fısıldadı” diyor.
-Kimi “Abdullah Gül, Ekmeleddin İhsanoğlu... Bunların alayı aynı mektepte yetiştirilmiş” diyor.
-Kimi “Çokça çöl kokuyor” diyor.
-Kimi “Çokça Washington kokuyor” diyor.

*

Fakat gelin görün ki:
Hiçbiri yeterince etkili olmuyor, olamıyor.
İşini tam olarak bitiremiyor İhsanoğlu’nun.

*

Oysa yapılması gereken gayet basit:
Daha etkili, daha bitirici, daha nakavt edici, daha öldürücü, daha kodu mu oturtucu bir yumruk atmak...

*

Mesela iki gündür sosyal medyada dolaşıma sokulan bir metin var.
“İşte Ekmeleddin İhsanoğlu Gerçeği” başlıklı bir metin.
Yazılanlar şunlar:
-Ekmeleddin İhsanoğlu’nun dedesi İhsan Bey, Rus’tur.
-Ermeni bir kadınla evlenmiş, ondan da Rum çocukları olmuştur.
-Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kızı CIA, oğlu KGB, damadı Muhaberat, karısı ise Alman istihbaratına çalışmaktadır.
-Kendisi ise Vatikan tarafından Barnabas İncili’nde yazan “ahir zamanda gelecek Halife”yi engellemek için özel olarak görevlendirilmiştir.

*

Ey Tayyipçiler, Ey Baykalcılar, Ey Aydınlıkçılar, Ey Akitçiler, Ey ulusalcılar!
Ne diye bik bik edip duruyorsunuz ki?
Hep beraber abansanıza bu metne!
Abanın ve görün bakalım: Ekmeleddin İhsanoğlu’nun izi tozu kalıyor mu ortalıkta.
Hadi abanın koçlar!
Bitirin şu adamın işini.
Tanıştırın şu adamı memleket adı verilen cehennemi gerçeğinizle.

Alın size Erdoğan övgüsü için bir fırsat

IŞİD’in hedefi İstanbul imiş...

*

Aktarılanlar doğruysa...
IŞİD’çiler, “Bundan sonraki hedefimiz Türkiye... Bayrağımızı İstanbul’a dikeceğiz inşallah” diyorlarmış.

*

Her güzel şeyi Tayyip Erdoğan’dan, her kötü şeyi Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bilen yeminli Erdoğan fanatikleri var ya...
Ben onlardan, IŞİD’in bu tehdidini de Erdoğan’a övgüler düzmek için bir fırsat olarak değerlendirmelerini bekliyorum.

*

Mesela şöyle bir şey diyebilirler:
“IŞİD, İstanbul’u alırsa Tayyip Erdoğan’ı mumla ararsınız... Usta’nın kıymetini bilin.”

Herkes konuşuyor ama kimse yazmıyor

Artık belli oldu.
Çankaya için üç aday var:
-TAYYİP ERDOĞAN (Büyük ihtimalle... Olmazsa sürpriz olur).
-EKMELEDDİN İHSANOĞLU (CHP/MHP ortak adayı).
-SELAHATTİN DEMİRTAŞ (Resmen açıklanmadı ama BDP/HDP’nin adayı o).

*

Madem tablo bu...
O zaman herkesin konuştuğu ama kimsenin yazmadığı analizi yazmanın vakti gelmiş demektir:
-Selahattin Demirtaş’ın aday gösterilmesi, Kürt siyasi hareketinin seçime asıldığını gösterir. Çünkü Demirtaş, o cephenin en güçlü ismi... Alabileceği oyun azamisini alır.
-Demirtaş’ın adaylığıyla birlikte en azından birinci tur için “Kürt oyları nereye gidecek” tartışması bitmiş durumda. Çünkü adres belli olmuştur.
-Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kimliği ve kişiliği üzerinden yapılan tezvirat devam ederse... CHP seçmeninin bir kısmı ağustos sıcağında oy kullanmaya gitmez. Bu da Erdoğan’ın birinci turda seçilme ihtimalini arttırır.
-Eğer CHP ve MHP seçmeni Ekmeleddin İhsanoğlu etrafında bir heyecan dalgası yaratmayı başarıp yerel seçimdeki gibi sandığa koşarsa... Erdoğan’ın ilk turda cumhurbaşkanı seçilmesi zorlaşır.
-Tabii bu aşamada Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Demokrat Parti gibi partilerin seçmenlerinin durumu da önemli... Ekmeleddin İhsanoğlu özellikle bu partilerin seçmenlerine sıcak gelebilir.
-Bazı gözlemciler Ekmeleddin İhsanoğlu’nun AK Parti tabanından oy alabileceğini söylüyor. Ben buna fazla ihtimal vermiyorum. AK Parti son yerel seçimde aldığı oyu büyük ölçüde alır.
-Son yerel seçimde alınan oylara bakıldığında... Erdoğan’ın birinci turda yüzde 51’i yakalaması çok zor... Dediğim gibi, bunu kolaylaştıracak tek bir unsur var: Bir kısım CHP seçmeninin sandığa gitmemesi.
-Peki ikinci turda ne olur? Şu olur: Erdoğan ile İhsanoğlu karşı karşıya geldiğinde... Birinci turda Selahattin Demirtaş’a oy verenlerin, ikinci turda kime oy verecekleri belirleyici olur. Yani ikinci turu, Kürt siyasi hareketinin tavrı belirler.

*

(DİKKAT! Bütün bunlar Erdoğan’ın aday olması durumu için geçerlidir. Erdoğan aday olmazsa... Bu analizi çöpe atmak ve yeni bir analiz için işe koyulmak gerekir.)

İnsani sıcaklığa yol açan beş şey

-BİR: Kenan Işık’ın yerine “Kim Milyoner Olmak İster”i sunan İlber Ortaylı’nın, “A benim cahil oğlum, daha Orhan Kemal’i bile tanımıyorsun” tavrına girmeden gayet müşfik davranmasının yol açtığı sıcaklık.

*

-İKİ: Hırvatistan/Kamerun maçında mağlubiyetin stresine kapılan Kamerunlu futbolcuların sahada birbirlerine girmelerindeki insani yön.

*

-ÜÇ: Balyoz davasının en olumsuz günlerinde bile aslanlar gibi babalarının yanlarında duran, babalarını savunan kızların, Balyoz tahliyesi söz konusu olduğunda yüzlerinde oluşan ferahlık duygusunun izleri...

*

-DÖRT: Eğer sel baskınlarına yol açmayacaksa... Aniden bastıran yaz yağmurunun toprak ve ıhlamur kokusu eşliğinde yaşama sevinci veren tarafları...

*

-BEŞ: Okul birincisi olarak yaptığı konuşmada Ali İsmal’i ve Berkin Elvan’ı andığı için okul birinciliği elinden alınan Kocaeli Gazi Lisesi öğrencisine “Sen bizim gönüllerimizin okul birincisisin” diye destek çıkanların insani duyarlılıkları...

Savcısı kimdi bu davanın

“BALYOZ”dan yatanların tümüne tahliye kararı çıktı.
Hepsi çıkıyorlar yıllardır yattıkları zindandan.

*

Bu durumda...
İnsanın gözü ister istemez bu davanın savcısını arıyor.
Hani en başta “Ben bu davanın savcısıyım” diye haykıran ismi...

*

Nerededir bu “Savcı Bey”?
Ne düşünmektedir?
Bir “ses” etse...
İyi olmaz mı?